Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her ölen yalnız ölür...
Herkesin babası ölür... Ve itikadınca gömülür... Er ya da geç... Yetim kalır tüm çocuklar... Ölüm ise Tek başına yaşanan bir eylem... Her ölen yalnız ölür...
Sayfa 237Kitabı okudu
Ne demiş Kö­roğlu'nun babası: "Biz kör olduksa, dünyanın da bakılacak suratı kalmadı ya!"
Sayfa 213 - Bilgi Yayınevi, 5. Basım, 1973.Kitabı okudu
Reklam
Ensest Roman
Ansızın bir yerden çıkıp gelen; ‘Ailen nerede yaşıyor? Annen baban nasıllar?’ sorularıyla karanlık bir boşluğa düşüyordu Mavi. Her seferinden yalan uydurmak, geçiştirmek canını acıtıyor; doğmadan ölmek istiyordu o anlarda. Onları görmese de varlıklarından, dünyaya gelirken yükledikleri görevin tanımlarından kurtulamıyordu. Bir anne babası vardı ve bunu kimsenin değiştirmeye gücü yetmezdi. Sevgili olsa, alt kat komşu ya da dostu olsa; insandır, ‘içinde bok vardır’ deyip başımızı öne eğer; vazgeçeriz, hayatımızdan uzaklaştırır ve unuturuz. Hatırlatan hiç kimse olmaz. Anne baba öyle mi oluyor? Yok. Bok çukurunda da yaşasalar atamıyor, satamıyorsun. Onlardan ne kadar uzağa gidersek gidelim fark etmiyor. Toplum onları unutmana izin vermiyor.
Sayfa 244 - Mavi UluKitabı okudu
İnsanların belli özgüvensizliklerini düzenlemeye yarayan daha kişiselleştirilmiş özfikirleri de vardır. Örneğin, "Ben özgür bir ruhum, eşsizim", "Ben kendime yeterim ve kimsenin yardımına ihtiyacım yok" ya da "Ben yakışıklıyım ve buna güvenebilirim" veya "Ben asiyim ve tüm otoriteyi küçümserim". Bu özfikirlerde belirli bir alanda, "Ben asiyim ve sen benim kadar asi değilsin" üstünlük duygusu da bulunur. Bu tip özfikirlerin çoğu erken çocukluk dönemindeki gelişme sorunlarıyla ilişkilidir. Örneğin asi bir insanı belki babası hayal kırıklığına uğratmıştır ya da belki zorbalardan çok çektiği için aşağılık duygusuna tahammül edemez. Her türlü otoriteyi hor görmelidir. Kendine yeterli olduğuna inanan kişi belki çok soğuk bir anneyle büyümüştür, terk edilme duygusuna kapılmıştır ve sağlam bir bağımsızlık özimgesi yaratmıştır.
Sayfa 228 - Altın Kitaplar Yayınevi 1. BasımKitabı okuyor
"Usta olduk," dedi. "Balon ustası. Ben hangi çocuk hangi balonu sever bilirim. Şöyle bir bakayım, o çocuk hangi renk balonu alacak bilirim. Babası ona kaç tane balon alabilir onu da bilirim. Usta olduk abi, usta... Her zenaatin bir sırrı var, balon satmak da sır ustalık ister... Usta olduk balon satmakta... Bizim mahalleden çok kişi bana heveslendi, balon satmağa kalktı, iflas edip iki günde sermayeyi kediye yüklediler. Her işin bir raconu var abi. Balonculuğun raconunu da ben bilirim. Bak abi, bak ileriye, şu ağaçların altındakilere, yere kilim sermişlere, tencere kaynıyor. Bak, say bakalım, kaç çocuk var ortada, top oynuyorlar... Tam on bir çocuk var orada... On bir çocuğun yedisine balon satacağım. Dört tanesi almayacak. Belki de alırlar. Bazı kocaman saçlı sakallı adamlar da balon alıyorlar, senin kadar boyları, balon uçuruyorlar, ellerini çırparak. Onlar çocukluklarında hiç balon uçuramamışlar ya da balona doyamamışlar... "
Sayfa 107Kitabı okudu
TR’ de sıradan bir kurum
Şu rezilliğe bak, yedi sülalesini sokmuş kuruma, kendisi yetmemiş, karısı… Halası bile burada ya hu! Babası sokmuş zaten kendini de… Dahası da vardır Allah belalarını versin!”
Sayfa 57 - İletişim Yayınları
Reklam
Kaderi babası tarafından yazılıp, mühürlenmişti...
Sayfa 60 - YakamozKitabı okudu
"Bir erkekle görüldüğü için erkek kardeşi ya da babası tarafından öldürülen kadınlar, bir erkekle kaçtığı için yakalanıp sevdiğiyle öldürülen kızlar, tarlada çalışırken bir grup erkek tarafından dağa kaldırılan dağlarda, yol kıyılarında cesedi bulunan kızlar,kadınlar. Kıskançlık yüzünden kocası tarafından tabancayla, av tüfeğiyle, bıçakla, baltayla, öldürülen kadınlar. Evlerinde tek başlarına yaşarken tecavüze uğrayan kadınlar çok genç yaşta aldatılarak kaçırılan, erkeklere satılan, bedenini satarak yaşamaya mahkum edilen kadınlar... Bütün bu şiddet olayları kadınların her an erkeklerin saldırısına uğrayabileceğini öğretmişti bana."
İnsan ya kahramanca bir kendine güvenle özerkliğini vurgular ya da üstün bir güçle kaynaşma yoluyla güvenlik arar: yani belirir veya birleşir, ayrılır veya içine gömer. Ya kendi kendinin ana babası olur ya da ebedi çocuk olarak kalır. Irvin D Yalom
... Hayrunnisa Teyze babasından bahsederken "Komutan babam" derdi. Komutan babası aslında Bitlisliydi. Ama Çiçek Hanım'a tutuluverince bir daha memleketine dönmemişti. Bitis'i hatırladıkça Kamil Komutan'ın gözleri dolardı. Hele "Bitlis'te Beş Minare" türküsune hiç dayanamazdı. Ama kader bu ya, Kamil Komutan Çiçek Hanım'ı çok sevmiş, bu sahil kasabasından ayrılamamıştı. ...
Reklam
... Adamcağız yine ellerini saçına götürerek yolmak istedi: Ökkeş yavrum oğlum vazgeç bu huyundan. Hayvanlar konuşmazlar, tavuklar konuşmazlar.." "Peki gıt gıt gıdak, diyor ya... "Der tabii.." "O zaman diyor ki, gıt gıt gıdak, yumurtam sıcak.. "Sen kim bilir, belki hayvanın civcivlerini falan ellemişsindir, o da sana kabarmış, kızmıştır... Kümese bir yılan falan girse, ana tavuk hemen bu yılanın üzerine atılır. Hayvanlar olsun, insanlar olsun yavrularını çok sever..." Ökkeş babasının yanına yaklaştı: "Sen de beni seviyon mu?" dedi. Babası onun sırtını okşadı: "Elbette severim oğlum... ...
... Ökkeş, babasının ardı sıra yürümeye başladı. Babası, derin derin içini çektikten sonra: "Ah oğlum Ökkeş ah," dedi. "Rahmetli anan sağ olacaktı, bunların hiçbirine gerek yoktu ya..." Ökkeş de içini çekti. Sonra babasına sordu: "Bubaa, anamin gaşı gara mıydı? "Yaa karaydı ya oğul..." "Çatma mıydı, yani böyle?" Baba, oğluna baktı: Tamam, öyleydi," dedi. Ökkeş seviniverdi. Babasının önüne geçerek: "Öyleyse anam bana benziyordu buba," dedi. Adam tekrar içini çekerek Ökkeş'in başını okşadı. "Öyle oğul öyle... Anan sana değil, sen anana benziyorsun," dedi. ...
... "Beni de götürün," demek isterdi. Ökkeş'in babası, sandala elindeki eşyaları yerleştirirken köpek havlamaya başlamişti. Ökkeş: "Buba," dedi, "Karabaş'ı da götürsek ya..." "Oğlum hiç olur mu?" "Olur be buba..." "Olmaz oğlum, ne der sonra elâlem bize, bir balığa gidiyorlar, köpek de yanlarında diye..." Ökkeş: "Ben bir büyüyeyim, balığa giderken hem köpeğimi, hem de horozumu, sandalda yer kalırsa eşeğimi bile götüreceğim." ...
"Neyi yapmamamız gerekiyormuş? Oyun oynamasını yasaklamanın bir işe yaramayacağını söylüyor. Çünkü o durum da ortaya başka sorunlar çıkabilirmiş. "Peki, ne yapacağız?" "Onu ikna edeceğiz ve oyun oynamayı kendisi bırakacak." dedi Bahar Hanım . O nasıl olacak?" diye sordu Kerem Bey. Bilmiyorum." dedi Bahar Hanım . "Ama bir yolunu bulmak zorundayız . " Kerem Bey düşünceli bir hal almıştı. Biraz düşündükten sonra sordu: "Peki, Selin Hanım bize ne öneriyor?" "Çocukla daha yakından ilgilenmemiz gerektiğini söyledi." Kerem Bey bir şey demedi. Öğretmenin haklı olduğunu biliyordu, Bu konuda bir şey yapması gereken varsa bu birisi Yiğit 'in öğretmeni değil, annesi ya da babası olmalıydı.
Bamsı Beyrek
Beyrek aydur(dedi): Ne göreyim devletüm baba, oğlu olan evermiş, kızı olan göçürmüş, dedi. Babası aydur: Oğul, ya seni everehmi gerek, dedi. Belî pes ağ sakallı aziz baba, evermeh gerek, dedi.
Sayfa 64 - Kabalcı Yayınevi - 1. Baskı - Kasım 2007Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.