Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
386 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Jack London ile tanışmam çok çok eskilere dayanır. Çocukluk dönemlerimde okumuştum Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş'i... Ve ikisi de beni çok etkilemiş kitaplardı. Uzun yıllar sonra da Martin Eden ile tekrar hayatıma girdi Jack London. Ama bu sefer bir farkla, hayatıma aldığım Martin Eden ismindeki bir kurgu karakter değil, Martin Eden ismi altında
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,8bin okunma
463 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Samimi bir itirafta bulunayım. Bu kitabi Anne Frank'ın hatıra defteriyle karıştırıp aldım. Neden ve nasıl karıştırdım. İnanın bilmiyorum. Arka kapağını okusaydım, "aa bu o kitap değil" diyere bırakırdım çünkü. Son iki günümle ilgili bu kitap dışında hiçbir şey konuşamam. Hatta su ısıtıcıyı bile okuma koltuğumun yanına yerleştirdim. Kahve yapmak için bile yerimden kalkmadım. Beni o derece yerime mıhladı. "Fakir edebiyatı" yapmadan, fakirliğin yazıldığı bir kitap. Kitap kapağındaki çocuk benim olsa pamuklara sarar, mini mini kavanozlara turşunu kurardım heralde. Baba'nın problemli olması bir yana, annede de kusurlar buldum. Her zaman derim kitapta bu oldu, şöyleyken böyle diye özet içeren yorumlar yapmayı sevmiyorum. Hissettiklerimi söylemekten yanayım. Vallahi bi daha kimseyle "içimizdeki irlandalı" diye dalga geçmiycem. Kitapta adı gecen semtleri falan araştırdım, ismi geçen kalenin fotoğraflarına baktım. Hatta kitap kapağı fotoğrafının çözünürlüğu iyi olanını bulursam bastırıp tablo yaptırmayı düşünüyorum. İyki karıştırmışım da okumuşum. Zaten hatırat olduğundan önemli bir birincil kaynak. Dönemi ve şartlarını izlemek için de önemli bir eser. Ben inanılmaz sevdim.
Angela'nın Külleri
Angela'nın KülleriFrank Mccourt · Epsilon Yayınları · 20083,958 okunma
Reklam
268 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Sabahattin ali gibi bir yazarın, yaşadığı dönemde anlaşılamamasının derin hüznü ile başlamıştım okumaya.. Kitabın en görmüş geçirmiş karakteri olan veznedar Hafiz Hüsamettin bey in şu sözlerini okurken gözlerim dolmuştu.. Çok kıymetli diyalogdur. - Aferin evlat iyi etmişsin ! Sonra zamanını da iyi intihap ettin. Malesef seni boş çeviremeyeceğim.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,4bin okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkese merhabaaaa Herkesleşme itiraf ediyorum aslında sırf renginden dolayı aldığım bir kitap. Fakaaat. Ben böyle dönüş görmedim arkadaşlar aşk romanı sanarken cinayet mi dedim o da mı değil? Arka kapak yazısını okuyup aşk romanı diye düşündüm. Sonradan cinayetler ortaya çıktı. Allahım dedim. Noluyor. Son kısmında ise kitap adının hakkını vermiş. Peki o sondaki eki olumsuzluk eki miydi yoksa alışagelmişlik mi? Arka kapak yazısı; Zeyneble o akşam güzel bir parkta oturduk ve aşık olduk. Güzel bir parkta oturmak ve aşık olmak harika bir şeymiş. Küçük kesekâğıdından çıkardığım pişmiş kestanelerin kabuğundan kolayca ayrılan kısımlarını ona veriyor, tüylü zarını soyamadığım kırıntılarını ise kendi ağzıma atıyordum. İsimlerimizi henüz bilmiyorduk. Sorma gereksinimi de duymamıştık heralde. Nasıl olsa öğrenecektik. Ve ben ilk başta bunu Zeynep olarak algılayacaktım. Yalnız sonu b ile diye uyardığındaysa önümüzdeki senelerde ona Zeynebim derken adını bozmayacak olmaktan büyük sevinç duyacaktım.
Herkesleşme
HerkesleşmeTunç İlkman · Destek Yayınları · 20161,096 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Hasretten prangalar nasıl eskir gördüm. Bir insan bir insanı nasıl böyle karşılıksızca sevebilir ? Prangaları eskitiyorum. Kitap kesinlikle çok güzel ben sürekli Leyla Erbil’e kızdım.. neden hiç karşılık vermemiş bu sevgiye ? Belki de vermiştir ama bunu ben hissedemedim. Asıl peygamber olan sensin. Yeryüzünde günahsız tek insan sensin. doymak
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Futbolcular maçtan hemen sonra,adrenalin üst düzeydeyken açıklama yaptıklarında genelde saçmalarlar ve çoğunlukla kabalaşırlar.Bende bu mantıkla kitabı bitirir bitirmez kitap hakkındaki düşüncelerimi (kesinlikle inceleme değil) hemencecik yazmıyorum ,aradan birkaç gün geçtikten sonra dilimin döndüğünce birşeyler karalıyorum. Kitap iki uzun anlatidan oluşuyor her iki anlatidada iç burkan çocuklar var.Ben ikinci öyküyü daha çok beğendim.Ayrıntıya girip kitabın büyüsünü bozmak istemiyorum.Film başlar başlamaz filmi daha önce izlemeyen arkadaşlara Bruce Willis aslında ölüymüş der gibi olmaktan korkuyorum(6.his,kitapla hiçbir ilgisi yok yanlış anlaşılmasın) Bu yüzden ikinci öyküyü şiirsel bir şizofren hikayesi diyerek geçiştiriyorum.Kitaba adını veren ilk öyküde zihinsel engelli oğluyla delirmemek için kendini çocuğuna bağlayan babanın hikayesini okuyoruz.Uzun cümleleri ama çok akıcı bir dili var yazarın.Annenin ikinci planda kalması hatta daha ileri gideyim baba oğulu acılar içerisinde bırakıp arka planda kalışı kafamı kurcaladı durdu kitap boyunca.Şuan nedenini sanırım anlamış bulunuyorum,adanan kişi anne olsaydı hikaye bu kadar dokunaklı olmazdı heralde ,bilmiyorum nedense öyle bir düşünceye kapıldım.Bebek doğar dogmaz ilk anneye verilirya baba sabırsızlıkla sırasını bekler,baba bebeği kucağına alıp şaşkınca incelerken ,aile bireyleri ağlamaya başlarya onun gibi birşey sanırım.
Delilikten Kurtar Bizi
Delilikten Kurtar BiziKenzaburo Oe · Can Sanat Yayınları · 2000399 okunma
Reklam
Körlük (Saramago)
Öncelikle şunu belirteyim : Kitap incelemesi yapmayacağım. Yazının başlığı her ne kadar aksini iddia etse de boşverin onu. Meselenin odak noktası kitap ve hayal ürünü karakterler yerine dibine kadar gerçek bir insanın hikayesi olacak. (Böyle söyledim diye korkmayın. Realist değil sürrealistim.) Bundan epey zaman önce bir etkinliğe katılmıştım.
268 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"isteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğimi fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiilerin daimi bir mesulünü bulmuştum: buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,4bin okunma
13.HİKAYE TAMAMLAMA ETKİNLİĞİ - HİKAYEMİZİN TAMAMI part-2
Seni görevden alıyorum. Bundan sonra operasyonu ben yöneteceğim. Çık, defol buradan.” İnanmaz gözlerle bakan Mustafa Bey hiçbir şey demeden, diyemeden odayı terk etti. Ayaktaki adama bakar bakmaz onun kim olduğunu anlamıştım. Sizler de anlamışsınızdır. Demek bu yüzdendi. Kariyerinde çok hızlı ilerlediği, genç yaşında çok iyi yerlere geldiği için
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
92 günde okudu
Dikkat süpriz bozan içerir. Başka türlüde inceleme yazamam heralde. Zaten saat 02.24 te de anca bu kadar. Bu aralar yarım bırakmadan ısrarla devam edip sonunu getirdiğim tek kitap galiba. Başlarda okuyordum, sonra yürürken veya otobüsteyken geçen boş zamanımı değerlendirmek adına prestigo ya yükleyip dinlemeye başladım. Entellektüel bir insanın hayatının bir kesitini bu kadar canlı incelerken, arka fondaki kara cehalet, imkansızlık, çaresizlik insanı öyle hüzne boğuyor ki. 3-5 fikir heveslisi ve birkaç yüz baldırı çıplak askerle, isyancı bir subay mı kurtaracak memleketi (kitaptaki tabirle) diyorsun her seferinde. E olum efsane değil ulan bu. Kurtarmışlar işte. Sen şu çağda bu olayı okurken, yok yav mümkünatı yok olmaz çekerken 100 sene evvel başarmış insanlar. Ne emekle, ne mücadeleyle. Şimdinin düzeninden şikayetçi olup; çaresizlik ve kabullenmişlik girdabına düşen gençleri görselerdi bu kıymetli insanlar; heralde okkalı bir tükrük suratımızın orta yerinde hakkımız olanı yansıtırdı. Neyse Efendim. Ben eşeklik edip okumamışım bu saate değin, siz etmeyin. Üstüne bastığınızın neden fiziki ve ruhi açıdan sadece bir toprak parçası olmadığını ve onun atomlarını bir arada tutan şuhedasını anlamak için her ne kadar biraz detaylı ve uzun olsada okuyun. Okuyun ki "lan kardak dediğin iki tane kaya parçası birader" tarzında, cehalet, delalet ve dahi ihanet içerikli yorumlar yapmayın ülke toprakları üzerinde. Ha bu arada bu bir seri ve ben hazırım tamamını özümlemeye. Kitapçıl günleriniz bol olsun.
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 201910,2bin okunma
Reklam
316 syf.
8/10 puan verdi
"Okuduğum bütün romanlar sahici bir başlangıçla bitsin istedim." ‎ Romanın bitiş cümlesiyle başlamak istedim ben de. Bitmemiş, bitememiş bir roman.. Ve 'belki de hiç bitmeyecek hayatlar' kapılarını aralıyor bu iki kapağın arasındaki 316 sayfada bize.Kitabı okurken inceleme metni oluşturmak gibi bir düşüncem yoktu; ancak karakterlere
Üç Beş Kişi
Üç Beş KişiAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 2014337 okunma
1062 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 günde okudu
Bir roman olarak karşılaştığım en kapsamlı ve en önemli dünya klasiği eseridir. Bu eser ile okulda edebiyat hocasının önermesiyle tanıştım. Kendisinin yeri benim gözümde çok ayrı olduğundan bu tavsiyesini derhal yerine getirip bu kitabı okumaya karar verdim: işte hem okurken hem de bugün okuduktan sonra kendisine defalarca teşekkür ettiğim bir
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,2bin okunma
432 syf.
7/10 puan verdi
Marcelline, Sophia ve Leonie anlatan serinin ilk kitabı. Terzi dükkanı açmış bu üç kardeşin entrikaları ile donatılmıştı çoğu sayfalar. Gerçi okurken Marcelline'nin dik duruşuna, azmine, kararlılığına hayran olmamak elde değil. Başladıkları ile geldikleri noktaları okuduğunuz zaman ' vay be helal olsun ' demeden duramıyorsunuz. Rahatsız olduğum bir konu vardı mesela. Okurken sürekli Marcelline'ne Madam denmesi. Tamam kızın başından bir evlilik geçmiş ve ondan bir çocuğu olmuş olabilir ama kız baksan en fazla 25 yaşında. Tamam o dönemin toplumsal kuralları bla bla ama ben nedense ona Madam veya Bayan Norriot dendiğinde sanki kadın en az 40 yaşında falan gibi hissettim. Yani Madam Madam diyerek bu kadar gözümüze sokmalarına gerek yoktu. 6 yaşındaki kızı Lucie ise tam bir cin, tilki.. İstediğiniz sıfatı koyun ama çok sevimli yine de :) Clevedon Dükü ise aslında bir bakıma 5 yaşından beri tanıdığı Leydi Clara ile nişanlı gibi. Ama son 3 senesini Londra'dan kaçarak hovardalık yapmaya Avrupa turuna gidiyor. Bu yüksek sosyeteyi anlamak güç. Herifin Avrupa'ya gitme nedeni belli ama kadın oturmuş elleri kucağında onu bekliyor. Niye beklersin ki o dışarıda gününü gün ederken. Bir de herif tutturmuş bir Clara'yı seviyorum nidalarını. O zaman Marcelline'e niye takarsın bu kadar? Heralde son sayfalara kadar erkek karakteri öyle seve seve okumadım. Yazarın okuduğum ilk kitabı, biraz değişik bir havası var. Kadın karakterinin gücünü sevdim. O nedenle diğer kitaplarını da eminim en kısa zamanda tüketirim :) Tavsiye ederim ;)
İpeğin Fısıltısı
İpeğin FısıltısıLoretta Chase · Epsilon Yayınları · 201451 okunma
395 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.