Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tezimi çok büyük zorluklarla bitirdim. Ömrümün bilmem kaçta kaçı gitti. Öyle bir sinir savaşı vardı ki ortalıkta, anlatılır gibi değil. O zaman kalp sektesinden gitmediğime, kanser olmadığıma çok şaşırıyor, nice sağlam bünyem varmış diyorum. Neler yaşadınız? Neler, neler! Bir mühlet verilmişti, o sürede tezini teslim edeceksin dediler. Ettin
Nihal Atsız ve İzzettin Şadan arasında geçen ilginç olay
Marmara Kıraathanesi” anılarımdan: Biz, İzzettin Şadan’ın son yıllarına yetiştik. Başında miadı dolmuş bir fötr şapka, elinde bir baston, üstü başı orta halliydi. Onun da ikinci adresi Marmara Kıraathanesi idi. Mal sahibi Mustafa Bey, her şeyi para için yapmıyordu; mesela camın kenarına konulan masalarda oyun yoktu. Mükrimin Halil İnanç, Nuri
Reklam
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
( Zarif bir Hristiyanlık eleştirisi. )
_Oorroossppuu çocuğu, kahbenin evladı, ciğeri 5 para etmez, domuz ahırında doğan cüzzamlı yahudi piç’i Tanrınız yapmadınız mı? İğrenç şarlatan. Tanrı’yla bir kaltağın düzüşmesinden doğan bu soytarının kanını ve etini, şarap ve ekmek diyerek, meyhane yemeği gibi yiyip bağırsaklarınızdan geçirip, sıçıp tanrıyı boka dönüştürmediniz mi? _Bir boka
"1944'te kürsünün başına geldiğime göre, aşağı yukarı on yıldır bir şeyler öğretmeye, bilimin ve araştırmanın ne olduğunu anlatmaya çabalıyorum. Şimdi bile üniversitedekileri kendi hallerine bıraksam, çoğu eskisi gibi çarpma - bölmeye dönecekler. Mühendisliğin bu işlemler ötesinde bir şey olduğunu ve bilimin, beş katlı apartman yerine on
Sayfa 144 - İletişimKitabı okudu
Annem öldüğünde ben bu meseleleri düşünerek sorgulayabilecek kadar büyümemiştim henüz, dolayısıyla gerçek bir yetişkin olduğumda (yani yetişkinliğimin bilincine vardığımda) ona soru soramadım; belki ayakları daha fazla yere basan annem en azından mümkün olan bir açıklama sunabilirdi; hainle babam kadar yakın arkadaş olmamakla birlikte elbette onu
Sayfa 144 - I AteşKitabı okudu
Reklam
Haymana'ya doğru ilerlemeğe bütün gayretleriyle uğraşıyorlardı. Top seslerigecenin ıssızlığında Ankara'dan duyulabiliyordu. O zaman Ankara'yı Kayseri'yenakletmek düşünülüyor. Mebuslar, büyük memurlar ailelerini çocuklarınıpeyderpey Kayseri'ye gönderiyorlardı. Ziraat Mektebi daha bazı müesseselerdahi Kayseri'ye göç
Sinemamızın en büyük aktörlerinden biri o. “Manav Halil”, “Filinta Osman”, “Zehir Ali”... Yüzlerce sinema filmi ve onlarca tiyatro oyununda rol almış dev aktör İZZET GÜNAY’la buluştuk. Sanat macerasını, Türk sinemasını, “Vesikalı Yarim”i, koleksiyonculuğunu ve pek çok şeyi konuştuk. MANAV HALİL’İ GAYET İYİ ANLIYORUM“SEVGİ DE YETMİYORMUŞ, ÇOK
Atsız ve İzzeddin Şadan
İzzeddin Şadan'ın hanım istemiyeceği belliydi. Emekli bir doktordu, ondan para sızdırılamıyacağı da aşikârdı. Bunun kahveye karşı komplo olabileceğini düşünüyor, sebebini çözemiyordu. Fakat bu işte kesinlikle bir bit yeniği olduğuna inanıyor, bakışları hep Filozof Cemal'e kayıyordu; çünkü onun geçimini nasıl temin ettiğini bir türlü
Anastasie - Delphine Allah Sizin Belanızı Versin... Ah! Goriot Baba Ah!
••• -Ah! Zengin olsaydım, servetimi onlara vermeyip muhafaza etseydim, şimdi burada olacak, yanaklarımı öpücüklere boğacaklardı! Bir konakta yaşayacaktım, güzel odalarım, hizmetçilerim, şöminelerim olacaktı ve onlar kocaları ve çocuklarıyla gözyaşı dökeceklerdi. Her şeye sahip olacaktım, ama hiçbir şeyim yok! Para her şeyi, hatta kızlarını verir
Sayfa 255Kitabı okudu
Reklam
Sonra öğrencilerini düşündü: "Benden daha iyi şartlar altında yetişiyorlar: bir kere, on sekiz yaşında üniversiteye gidiyorlar." Hayalindeki öğrencilerini karşısına aldı, onlara biraz başka dersler vermek istedi: "Bakın beyler," dedi onlara, "Ben yirmi yaşında üniversiteye gidebildim, yani sizin dördüncü sınıfa geçtiğiniz
Sayfa 145 - İletişimKitabı okudu
Şehit Mektubu - Sana evlat acısı yaşattığım için beni affet anne! Biliyorum bana kızmıyorsun. Ama içinde yanan ateşle “ağıt” yakıyorsun anne. Ana yüreği bu. Biliyorum yüreğinde kocaman bir kor yanacak bundan sonra. Bayramların bayram olmayacak bensiz. Mezarımın başında geçireceksin tüm bayramlarını. Mezar taşımı temizleyeceksin
Sayfa 85
Ah, Liza’ya acıyordum. Kalbimde de tam anlamı ile yapmacıksız, gösterişsiz bir sızı vardı! Ona karşı duyduğum yalnız bu acıma duygusunun bile, kısa bir zaman için de olsa, bendeki et yiyen hayvanı yatıştıracağı veya susturacağı sanılabilirdi. Ama beni çeken sonsuz bir merak, bir çeşit korkuydu. Başka bir duygu daha vardı ama nasıl bir şey olduğunu
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.