Tanrı bana, bahşetmiş olduğundan daha güçlü bir anlayış yetisi ya da daha büyük bir doğal ışık bahşetmedi diye şikâyet edecek halim yok, çünkü birçok şeyi anlayamamak sonlu bir zihnin doğasına özgüdür ve sonlu olmak da yaratılan bir aklın doğasına özgüdür. Ben daha ziyade ona şükretmeliyim, çünkü kendisi bana hiçbir şey borçlu değilken, gani gani onca şey bağışlamış. Öte yandan bana vermediği şeylerden beni mahrum bıraktı ya da onları benden çaldı diye düşünecek halim de yok.
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız.
_Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği.
_Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz.
_Yetenek ve erdemin insanlara bir
_Laiklik, medeniyettir.
_Laikliği, her şeyin üstünde zorunlu buluyorum.
_Cadılarla, hortlaklarla ve ruhlarla ilgilenmek, politikacıların işi değildir. Politikacıların görevi, kanunlarla sınırlandırılmıştır. Politikacı, ruhları, sıradan insanlardan daha iyi bilmez ve bundan ötürü, en az benim kadar cahil olan ve benim selâmetimle benden daha az
BENDEN ÖTE BENDEN ZİYADE
Bu akşam yine garip bir hüzün çöktü üstüme
Hücrem soğuk, bir tek sen varsın düşlerimde
Demir kapı yine kapandı, ağır ağır üzerime
Kelepçeler yine vuruldu, kilit kilit yüreğime
Derin derin soluyorum seni, gecelerce
Duvarlara kazıdım ismini, her köşeye
Dudakların şeker gibiydi, baldan öte baldan ziyade
Pembe pembe