Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Demek ki bugün bizim algı kabiliyetimizin dışında olan birçok şeye burun kıvırmamak, "bilimsel değil" diyerek ve insanoğlunun bilgi düzeyini bir matah zannederek reddetmemek gerekiyor.
Sayfa 95 - İnkılâp kitapeviKitabı okudu
Obezite salgını bilimsel bir gerçeğe dayanıyor mu? Yoksa algı çalışmalarıyla insanlar ilaçlara mı yönlendiriliyor? Metropolitan Sağlık Sigortası şirketinde istatistik uzmanlığı yapan Yahudi asıllı Amerikalı Louis Israel Dublin bir öğle yemeğindeyken bu mevzuyu çözüme kavuşturdu. "Dublin, yalnızca ortalama kilo eşiğini düşürerek poliçe hamilerini; "aşırı kilolu" kategorisinden sağlık açısından daha tehlike olan "obez" kategorisine kaydırarak, bir anda on binlerce müşteri kazanılabileceğini keşfetti. Bu sırada "normal" kategorisinde yer alan on binlerce insan da "aşırı kilolu" kategorisine geçmiş olacaktı. "
Reklam
beyin bir transformatör ,bir dönüşüm merkezi ,bir indirgeme ve yüceltme yeri
Beyin hakkında bildiklerimiz bize beynin bir transformatör ,bir dönüşüm merkezi aynı zamanda da bir indirgeme ve yüceltme yeri olduğunu gösteriyor.çünkü biz üç boyutlu bir görüntü dünyasında yaşamaktayız. aslında bize sert, yumuşşak ya da durağan gelen her şey bir enerji biçimi bir frekans alanıdır. yani evrensel varoluş bizim 5 duyumluk algı alanımızı aşan bir biçimde gerçekleşmiştir. bu hengamede beynimize düşen iş kendisine ulaşan frekansları indirgemek ,biçimlendirmek ve bizler için anlaşılır kılmakla görevlidir. örnek olarak bir masaya bakıldığında biz onun elektriksel modelini görmeyiz. beyin kendisine ulaşan verileri frekansların ayrıştırarak kabul eder ve yerlerine de öylece yerleştirir. hatırlama yaparken bu sreç tersine işler. freknaslar belirli bir yoğunluk alır ve biz böylece normal (3 boyutlu) dünyayı algılamaya devam ederiz. yani bazı düşünürlerin ‘’ İnsan bir hayaldir. aslında bütün yaşanalar geçici ve aldatıcıdır . bu alem bir surettir’’ sözleri günümüzde bilimsel olarak kanıtlanıyor gibi.
Birçok bilimsel keşif düşünen akıldan ziyade sezgi vasıtasıyla yapılmıştır. Kendi başına akıl tuhaf biçimde kısır bir işlevdir, tabii ahnung işlevi ona eşlik etmezse. Sezgi son derece "gayrimeşru" bir yolla algılayabilir. Bu şeylerin kafamıza nasıl girdiğine dair basbayağı hiçbir fikrimiz yoktur. Bu sebeple, bilinçdışı vasıtasıyla işleyen özel algı işlevi olarak sezgiyi tanımladım. Bu tanımın ötesinde başka bir şey söylenemez çünkü sezgi nereden bakılırsa bakılsın akıl almaz bir boyuttur - bir kadının mantığı alışılagelmiş mantık tanımına sığmaz. Ancak bir kadının kendine özgü mantığa sahip olduğunu tartışmazsınız.
Sayfa 101Kitabı okudu
_Hermetizm, Hermes’in öğretisidir. _Hermes; Antik Mısır'da Thoth, Hristiyanlarda Nuh’un büyükbabası Enok, Yahudilerde Hanok, Zerdüşlükde Huşeng, Antik Yunanda Hermes ve İslamiyette İdris olarak söz edilmektedir. _Yunanlar, Hermes için hem kral, hem rahip hem de peygamber olması sebebiyle, üç kere kutsanmış anlamında Trismegistus
Tarih boyunca tüm bilimsel keşifler tüm inançlarımızı altüst eden basit fikirlerle başladı. 'Dünyanın yuvarlak olduğu' kadar basit bir ifade bile çoğu insan okyanusların döküleceğine inandığı için imkansız görülerek alay edilmişti. Güneşin evrenin merkezi olduğu düşüncesi kafirlik olarak adlandırılmıştı. Küçük zihinler daima anlayamadıklarına saldırmışlardır. Yaratanlar da var... tahrip edenlerde. Bu dinamik her zaman vardı. Ama sonunda yaratanlar inananları bulur ve inananların miktarı önemli bir sayıya ulaşır ve Dünya bir anda yuvarlaklaşır veya Güneş evrenin merkezi haline gelir. Algı değişir ve yeni bir gerçeklik doğar.
Sayfa 521Kitabı okudu
Reklam
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
_Bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiçbir şey yoktur. Bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki, bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyeceğimiz bir süjenin birbirlerine olan ilgisinden doğmuştur. _Nasıl oluyor da kurguda kategorilerin duyuüstü kullanımına özgü nesnel gerçeklik
İnsanın bilmediği şeylere metafizik demesi olağandır ama bu kavram çağlara göre değişir. Mesala 17. yüzyılın insanına elektrik kavramından söz etseniz, metafizik olarak algılardı. Dedelerimize, ''Japonya'da konuşan bir insanın görüntü ve sesi, aynı anda odalarımızın içinde olacak'' desek, herhalde inanmazlardı. Demek ki bugün bizim algı kabiliyetimizin dışında olan birçok şeye ''bilimsel değil'' diyerek burun kıvırmamamız gerekiyor.
_Eristik Diyalektik: Haklı çıkmak ve kazanmak amacıyla yapılan tartışma sanatıdır. Önemli olan doğru değil dinleyiciyi ikna etmektir. Eris, yunan mitolojisinde anlaşmazlık tanrıçasıdır. _Diyalektik bir konuşma sanatıdır. Onun aracılığıyla bir şey çürütülür ya da ispatlanır ve bu konuşmacıların soru ve cevaplarıyla yapılır. Diyalektiğin görevi,
Reklam
_Asıl mesele, şimdiye dek kimsenin görmediğini görmek değil fakat daha çok şimdiye dek kimsenin düşünmediği bir şeyi düşünmektir. Dolayısıyla bir filozof olmak, doğa bilimcisi olmaktan çok daha fazla şey talep eder. _Orta çağlar bize tecrübe etmeksizin düşündüğümüzde nereye gideceğimizi gösterdi. Yaşadığımız yüzyıl da düşünmeksizin tecrübe
_Faşizm, tüm yetkilerin tek kişide toplandığı baskıcı ve gerici bir sistematiktir. _Her insan faşisttir. İnsanlar aldatılmadı. Sadistçe, faşist diktaları arzuladılar ama Neden? _Freud, “Ruh Çözümlemesi” adını verdiği özel bir yöntem keşfederek, ruhsal yaşama egemen olan etkenleri buldu. Freud’un buluşları, evrensel ve ölümsüz ahlak değerlerinin
_İnsan, kendisini aşmakla kalmaz, kültürünü de aşar. Kültüründen ve toplumundan gittikçe ayrı düşmeye başlar. İnsanlık ailesinin bir bireyi olmaya başlayıp yerel grubundan ise uzaklaşır. Evrenselcilik’in temeli kesinlikle burada yatmaktadır. _Hasta insanlar, hasta bir kültürün ürünleridir. Sağlıklı insanlar ise ancak sağlıklı bir kültürde
_Psişe, insan zihninin, bilincinin ve bilinç dışının tamamıdır. Galaksilerin ardında tanrıyı aramayı hayal edemeyiz. Her şey psişenin ürünüdür. Eski yunanca'daki psyche sözcüğü, "kelebek" anlamına gelir." Latince'deki animus ruh ve anima can, eski yunanca anemos rüzgar sözcüğüyle aynı köktendir. _Vücudun merkezi de başta
_Aşırı tutku, büyü’dür ve olayları istediği yönde değiştirebilir. Güçlü bir tutkuya kapılanlar, herkesi büyüsel olarak etkileyebilir. Ruh, şiddetle istediği her şeyi böyle üretir. Sinkronistik (Büyüsel) olayların, duygu patlamalarının etkisine bağlandığını açıkça gösterir. Hepimizde elektiriksel, manyetik güçler var. Karşılaştıklarımızın,
214 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.