"Sabahları kalkmayı canın istemedikçe şunu hatırla: 'İnsalık görevi için kalkıyorum.' Eğer bunun için doğduysam, bunun için dünyaya gönderildiysem neden huysuzlanıyorum? Çarşaflara örtülere sarılıp kendimi ısıtayım diye mi yaratıldım? 'Fakat bu daha keyifli.' Öyleyse keyif çatmak için mi dünyaya geldin, eyleme geçmek, çaba harcamak için değil mi yani? Bitkilerin, küçücük kuşların, karıncaların, örümceklerin, arıların üstlerine düşen her şeyi yaptıklarını, ellerinden geldiğince dünyanın düzenine katkıda bulunduklarını görmüyor musun? Ve sen insanların görevlerini yerine getirmesini istemiyorsun öyle mi? Kendi doğanın sana buyurduklarını yapmakta acele etmeyeceksin öyle mi? 'Fakat dinlenmem gerek.' Tabii ki, benim de dinlenmem gerek. Yine de doğa yemek, içmek gibi bunun da ölçülerini ve sınırlarını belirlemiştir, oysa sen yararlı dinlenme ölçüsünü aşıyorsun. Fakat eyleme gelince gereğinden azını yapıyorsun, hatta payına düşen ölçünün altında kalıyorsun. Aslında sen kendini sevmiyorsun; sevseydin doğanı ve doğanın gereğini de severdin. İşlerini seven insanlar, çalışırken yemek yemeyi, yıkanmayı dahi unuturlar. Fakat sen kendi doğana, bir işlemecinin işlemesine, dansçının dansa, paragözün paraya, kendi beğenmiş birinin küçücük şöhretine verdiğinden daha az değer veriyorsun. Ve böyle insanlar ne olursa olsun işlerine karşı tutkulu bir sevgi beslerler; yemek yemeyi, uyumayı unuturlar ve zamanlarını harcadıkları işleri daha da ileri götürmek isterler. Toplum yararına olan işler sana daha değersiz ve daha itibarsız mı görünüyor?"
Sayfa 41 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Körlük, Jose Saramago'nun okuduğum ilk eseridir. Onu ilk kez bu kitap sayesinde tanıdım. Bu kitabından sonra hemen '' Görmek '' adlı kitabını okudum. Çünkü bu eserin devamı niteliğindedir. Saramago, eserlerinde noktalama işaretlerinin hepsine kullanmaz. Sadece nokta ve virgülü kullanır. Bu durum kitap içerisindeki
Onun adı FRIEDRICH NIETZSCHE!
Beni düş kırıklığına uğratan kendimden başkası değil.
-Franz Kafka
Nietzsche'yi kendi gözümden yazayım. Küçüktüm, yalnız, hemcinslerimden uzak, insanlardan uzak, kenara çekilir dini kitapları okurdum. İnsanlar beni bir öcü gibi görürdü. Ama tatlı bir öcü, öyle ki yanıma sokulur beni dinlerlerdi. Bazen sanki başka
"Bir şeyi çok fazla istemek iyi değildir. Bazen şans ters dönebilir yoksa. Ayarında istemeyi bilmeli kişi, Tanrı ile ya da tanrılarla iyi geçinmenin yolunu bulmalı."
Geçmişte kendisi de avukat olan Sharma, bu kitapta da ünlü ve zengin bir avukat olan Julian Mantle’ın yaşamın anlamını bulma yolcuğunda geçirdiği dönüşüm öyküsü aracılığıyla liderlik sırlarını okuyucu ile paylaşmış.
Mesleğinde çok başarılı olan Julian, hayatta sahip olunabilecek her şeye sahip. Kariyer, şöhret, para, özel bir jet, ada ve kırmızı bir Ferrari. Julian sürekli çalışmakta ama sağlığına hiç dikkat etmemektedir. Yoğun iş temposu nedeniyle bir duruşma sırasında kalp krizi geçirir. İşte bu hastalık Julian’ın tüm hayatını değiştirir. Hastanede gördüğü tedavinin tamamlanmasından sonra ortadan kaybolur. Sahip olduğu her şeyi hatta çok sevdiği Ferrari’sini bile satıp Hindistan seyahatine çıkar..
Tekrar ülkesine döndüğünde, en yakın arkadaşını ziyaret eder. Fakat o kadar değişmişdir ki arkadaşı dahi kendisini tanıyamaz. Kendisi gibi avukat olan arkadaşı Julian’daki tüm değişikliği ve bilgeliği fark eder. Tıpkı onun gibi olmayı arzularken, Julian ise tüm öğrendiklerini arkadaşı ile paylaşmaya dünden razıdır. Bir gece süren uzun bir sohbet ile Julian tüm başından geçenleri, bizlere ve arkadaşına bu şekilde anlatmış olur.
Özellikle bazı noktalarda, hayatınızı sorgulama gereği duyduğunuzdan kitabı okumayı bırakarak, anlatılanları kendi yaşantınızla kıyaslamaya başlıyorsunuz. Beğenerek okuduğum kişisel gelişim kitabıydı.. Keyifli okumalar :))
"Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar."
Sabah Akşam 3 Defa)
“Bismillâhillezi lâ yedurru ma’asmihi şey’ün fil erdi ve lâ fissemâi ve hüves-semi’ul alim.”
بِسْمِ اللَّهِ الَّذِى لاَ يَضُرّ ُ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي اْلاَرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمْ
Anlamı
Allah’ın yüce ismine sığınana yerde ve gökte hiç bir şey zarar veremez! O, her şeyi işitir ve her şeyi bilir.
diyerek dua ederse, sabaha kadar apansızın bir bela kendisine isabet etmez.
Kim de sabahleyin üç kere (aynı şekilde) dua ederse,
akşama kadar aniden bir musibetle ve belayla karşılaşmaz.”
(Müslim, Zikr, 37)
Onun sevgisi bir tür ibadet gibiydi; dilsiz,kendini ifade etmekten aciz, sessiz bir tapınmaydı. Yalnızca göz kırpmadan bakarak ifade ederdi sevgisini...
Dermanı olmayan dertlerin kitabı bu. İçinde yaşayanların, insanı ve dahi kendini bile anlayamayanlarin kitabı. Okuyanın loş ışıklı odası belki de... Aydınlığı her an bulacakmis gibi hissettiren, karanlığa da asla çekmeyen bir kitap. Bunca şeyi düşünüp, yaşayan bir insan yazabilir böyle bir kitabı. Pessoa bence kendini en iyi anlayabilen yazar, yaşadığı her şeyi ifade edebilme yetisine sahip, kelimeleri art arda dizince ruhundaki karmaşayi gözler önüne seriyor. Aha diyorsun, işte bu, benim de hissettiğim ama ifade edemediğim her şey burda.
Bohemden zevk almanın adı bu kitap, umutsuzluktan umut yeşerten. Bir kere yetmez defalarca okunsa her okumada yeni şeyler bulunabilecek bir kitap. Başucu değil başiçi bir eser... Okumayan varsa lütfen kalmasın. Okusun lütfen çünkü. Okuyacak kitap arıyorum diyen iyi okurlar için bu tavsiye elbette, gerçi iyi okurlarin fark etmemiş olması pek muhtemel değil.
Ne çok şey yazılabilir bu kitap adına ama hangi söz tam olarak ifade edebilir ki... Aklı düşünmeye, ruhu hissetmeye yatkın okuyucular için, e hadi okuyun. 10 üzerinden 11...
Evet sonunda bitti ve ben bu kitaba yalnızca 2 puan verdim. Neden? Nihan Kaya bu kitabını yazmış olmak için yazmış bence, İyi Aile Yoktur kitabının ardından tabiri caizse hemen patlatayım bir tane daha demiş olsa gerek. Çünkü kitap bir oradan bir buradan... Öncelikle yine bu kitabında da farklı yazarlardan sınırsız alıntı var ve bu inanilmaz
Benim notum:
Burada yaptığım bir tespitten bahsetmek istiyorum. Bilirsiniz hayalperestliğin ne kadar önemli olduğundan ve sürekli hayal kurmanın öneminden bahsedilir durulur. Hayalinizde bir kahraman, dünyanın en akıllı insanı olabilir, istediğiniz insanla istediğiniz şekilde istediğiniz yerde bulunabilirsiniz. Kısacası hayalinizde her şey