Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatım boyunca kendimle ilgili olarak uzun açıklamalara girmekten kaçındım. Yani duygularımı bütün açıklığıyla uzun uzun anlatmadım kimseye. Bunu yapmak doğru muydu bilemiyorum ama bu böyle sürdü. İstedim ki bana bu kadar yakın olan insanlar birkaç kelimeyle, birkaç cümleyle, bir bakışla, bir nefes alışımla anlasınlar neler olup bittiğini. Çünkü ben böyle anlayabiliyorum. Eğer sahiden birinin yakınında duruyorsam, bu kadarla da olsa farkına varabiliyorum olup bitenlerin. Yakınlarında olmanın hakkını veriyorum ve bunu onlardan da bekliyorum.
Boğaz'da otursaydım anlatacak bunca insanım ve vukuatım olur muydu? Hikâye her yerde elbet olurdu; ama belki bu kadar bizden olamazdı. Ah aziz İstanbul, ben sana bir tepeden değil, bayağı aşağı makamlardan baktım hep; ama her durumda güzeldin. Ayşe Kilimci
Ayşe KİLİMCİKitabı okuyor
Reklam
Fazla bilmek mutluluk getirmiyor. Ne mutlu cehaletin koruyucu rahmi içinde bir cenin gibi büzülüp yatanlara diyorum. Onu sarıp sarmalamak, bu dünyanın bütün kötülüklerine karşı korumak, o saf ve incinebilir ruhunu kimsenin yaralamasına izin vermemek hayat amacım oldu. Aşktan da büyük bir şey bu, iki nehir gibi birbirine karışma, birbirinin içinde eriyip yok olma ihtiyacı. Aşkın tehlikelerini bilerek kendini ebediyen bu duyguya kapatan ben değil miydim? Karasevda, gözleri bağlı olarak bir uçurumun kıyısında yürümek değil miydi? Birine sevdalanmak, donmuş bir gölde, nerede ve ne zaman kırılacağını bilmene imkan olmayan ince buzlar üzerinde yürümek anlamına gelmiyor muydu?
Sayfa 250Kitabı okudu
Bir kadın onu emzirmiş , kucaklamış,sevmiş,öpmüş müydü? Saçını, yüzünü oksamış mıydı? Bir annenin kollarında mi doğmuştu o da her bebek gibi,yoksa hain hir leyleğin gagasında, bu evin bacasına bırakılmış, ocakta kaynayan tencereye düşmüş ve Hanife Hanım tarafından bir maşayla kurtarılıp, hemen taşları silmeye, soğanları doğramaya mı başlamıştı?
Sayfa 115Kitabı okudu
Kör olunca hayat boyu gördüklerini de unutur muydu acaba insan? Düş bile göremezdi belki o zaman. Eğer kör kişi, belleğinin gözlerini de yitirmişse bu iş o kadar önemli sayılmazdı. Dünya her yerde birdi nasılsa. Hayvanlar ve bitkiler gibi insanlar birbirlerinden ayrılıyordu şüphesiz. Ama yıllar boyu onları görüp tanıdıktan sonra nasıl oldukları kestirilirdi.
Artık özgür olduğumu düşünüyordum. Gözlerimi kapatıp yalnızca ne kadar özgür olduğumu düşündüm. Oysa özgür olmanın ne anlam ifade ettiğini, henüz tam olarak anlayabilmiş değildim. Anlayabildiğim tek şey, artık yalnız olduğumdu. Yalnız ve bilmediğim bir yerde. Pusulasını ve haritasını kaybetmiş bir gezgin gibi. Özgür olmanın anlamı bu muydu acaba?
Reklam
93 harbinde Aziziye tabyasında bir destan yazan kahraman kadın şimdi de bu davranışı ile küçük bir destan yazmıyor muydu? Erzurum valisi gözleri dolu dolu bunları düşünüyor, cefakar, vefakar Erzurum kadınına ne söyleyeceğini, nasıl hareket edeceğini bilmiyordu. Hemen Nene Hatunun o nasırlaşmış, derisi çatlamış, ana kokan, un kokan mübarek ellerini öptü. Nene Hatun giderken geri döndü, belli ki, Erzurum valisine bir şey soracaktı. - Ruslar gelemez değil mi oğul? - Gelemez Nene ana, dedi. Sen burada iken Ruslar Erzurum'a gelmeye cesaret edemezler.
«Allah hiçbir nefse gücünden fazlasını yüklemez.» Derin bir nefes aldı. Kurtulmuş muydu yoksa?.. Madem yükü bu kadar ağırdı, demek onu çekecek güce de sahipti...
BARKOT - VİSA - WWW - 666 SAYISI VE EVANJELİZM Barkotların, ortadaki ve sondaki uzunca çizgileri sayı olarak değeri 666'ya denk geliyordu. Bu sayı aynı zamanda milletler arası sayı kodu olarak lanse ediliyordu. Hepsi bir tesadüf müydü? * İncil'de defalarca zikredilen 666 sayısı ile insanoğlu damgalanıyordu... * Barkot ve 666 rakamı tartışması giderek büyüyor. ... "VISA" kredi kartı da 666 rakamına denk geliyor. İlk iki harfi VI Romen rakamında altıyı temsil ediyor. "S" Yunan kültüründe Sigma, yani Altı manasına geliyor. "A" harfi ise Babylon kültüründe Altıya eşittir. Kısaca, VISA eşittir 666. * Bir başka iddia da internetin anahtarı olan "www" harflerinde. İbranice numerolojik sisteme dönüştürüldüğünde 666 oluyordu. * Böylelikle internette, dünyayı ele geçirmeye çalışan İsa Mesih karşıtı (Anti Christ-Deccal) bir sistemin parçasıydı. * Bilgisayarlarınızdaki kişiye özel, size ait bilgiler usta bir bilgisayar uzmanınca internet yoluyla kolayca okunabilir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Aman Yarabbi! Sevmek bu muydu? İnsanı sanki bir mengene içinde sıkıp da birisinin ayakları altına ezik, bitik, can çekişerek atmak isteyene bu öldürücü şey, sevmek bu muydu?
Reklam
“Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, o da yok muydu bu dünyada?”
Her yer puttu; üstelik bu putlar cahiliye Arabistandaki gibi taştan tahtadan değil, etten kemiktendi. İnsan kendisine dahi kendisi ile kavga etmeden teslim olmamalıyken, kimileri tereddüt etmeden birilerine kul köle oluyorlardı. Diplomayla belgeyle tezle evrakla resmi mühürle adam olunduğunu sanılıyordu… Birileri birilerine kim olması gerektiğini
Bu bir gülüş müydü? Ya da daha çok, salonun bir kaç adım ötesinden, dışarıda bir yerde doğmuş ve gelip onun onun dudaklarında ölmüş bir küçük kıpırtı mıydı?
Sayfa 217Kitabı okudu
'Haçlı seferleri dönemi avrupa açısından hem ekonomik hem de kültürel alanlarda tam bir devrim başlatırken, doğuda bu kutsal savaşlar ve karşılığındaki "cihat", uzun yüzyıllar sürecek bir gerilemeye ve aydınlık düşmanlığına yol açar. her taraftan kuşatılan islam alemi kendi kabuğuna çekilir. ürkekleşir, hoş görüsünü yitirir, savunmaya çekilir, kısırlaşır; gezegen çapında evrim sürüp müslümanlar kendilerini bu gelişmenin iyice dışında kalmış hissettikçe de söz konusu tavırlar kökleşir. Bundan böyle ilerleme, "öteki" anlamına gelmektedir. modernizm "öteki" dir. Kendi kültürel ve dinsel kimliğini batı 'nın simgelediği bu modernizmi yadsıyarak ifade etmek zorunlu muydu? Yoksa tam tersine kimliğini kaybetme riskini göze alıp kararlı bir biçimde modernleşme yoluna girmek mi gerekirdi? Ne Iran ne Türkiye ne Arap dünyası bu ikilemi çözmeyi başarabildi; bugün hala cebri batılılaşma evreleriyle, yabancı düşmanlığı rengine de bürünen aşırı gericilik evrelerinin birbirlerini, çoğunlukla da şiddet yüklü birbiçimde izlemelerinin nedeni ise bu çözümsüzlüktür."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.