Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Uzun ama okumaya değer
Ünlü filozof Sokrates yolda bir tanıdığına rastladı. Adam ona, “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” dedi. Sokrates, ne duyduğunu söylemeden önce sana küçük bir test yapmak istiyorum” dedi. Bu sözler karşısında adamın şaşırdığını gören Sokrates devam etti: “Hiç şaşırma dostum, düşüncelerimizi filtreden geçirmenin yararlarını şimdi göreceksin. Sana uygulayacağım testin adı ‘Üçlü filtre testi.’ İlk filtre ‘Gerçek Filtresi’. Şimdi söyle bakalım, bana anlatacağın şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?” “Hayır” dedi adam. “Aslında bunu bana başkası anlattı ve...” “Tamam” dedi Sokrates. “ Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreye geçelim, ‘İyilik Filtresi’. Arkadaşım hakkında bana söyleyeceklerin iyi şeyler mi?” “Hayır, aksine…” “Öyleyse” diye devam etti Sokrates, “onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan da emin değilsin. Fakat yine de son filtreyi kullanalım: ‘Yararlılık Filtresi’. Arkadaşım hakkında bana anlatacakların işime yarayacak şeyler mi?” “Hayır, sanmıyorum.” “O hâlde” dedi Sokrates, “eğer, bana söyleyeceklerin doğru değil, iyi değil ve işe yarar değilse bunları neden bana anlatasın ki?”
Ünlü filozof Sokrates yolda bir tanıdığına rastladığında adam ona, "Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?"der. Sokrates, "Bana ne duyduğunu söylemeden önce sana küçük bir test yapmak istiyorum" der. Bu sözler karşısında adamın şaşırdığını gören Sokrates devam eder, "Hiç şaşırma dostum, düşüncelerimizi filtreden geçirmenin yararlarını şimdi göreceksin. Sana uygulayacağım testin adı 'üçlü filtre testi'. İlk filtre 'Gerçek Filtresi'. Şimdi söyle bakalım bana anlatacağın şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?" "Hayır" der adam. "Aslında bunu bana başkası anlattı ve… " "Tamam" der Sokrates. "Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreye geçelim, 'İyilik Filtresi'. Arkadaşım hakkında bana söyleyeceklerin iyi bir şey mi?" "Hayır, aksine." "Öyleyse" diye devam eder Sokrates, "Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan da emin değilsin. Fakat yine de son filtreyi kullanalım 'Yararlılık Filtresi'. Arkadaşım hakkında bana anlatacakların işime yarayacak şeyler mi?" "Hayır, sanmıyorum." "O hâlde" diye sözlerini tamamlar Sokrates, "Eğer bana söyleyeceklerin doğru değil, iyi değil ve işe yarar değilse bunları neden bana anlatasın ki?"
Elma YayıneviKitabı okudu
Reklam
Biliyor musun arkadaşım iyi şeyler yapmak istiyorum benden küçüklere yararlı şeyler öğretmek istiyorum hayvanların hayatını iyileştirmek istiyorum temiz sokaklar temiz parklar temiz denizler istiyorum tüm apartman balkonları çiçeklerle bezeli olsun istiyorum birşeyler yapmak gerek bunları hayata geçirmek için bir yerden başlamak gerek ...
İlim ve okumak niye hayatta işe yaramaz biliyor musun? Okursan, yine para babalarına uşak olursun da ondan. Zaten bunları yapana kadar da ömrün geçmiş olur..
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
"Hizbullahçılar sokak ortasında, ellerine almış oldukları satırlarla, arkadan kafalarına vurarak insanları öldürüyorlardı. Çatışmasız gün yok gibiydi. Bu üç-dört yıl içinde binlerce insan faili meçhul cinayetlerle öldürüldü. Öldürülenler arasında milletvekili, gazeteci, iş adamları, çocuklar, aydınlar ve daha binlerce masum insan vardı. En kötüsü de ne biliyor musun? Tüm bunları kimsenin ruhu duymadı. Gazeteler ve televizyonlar bu yasanan vahsete karşı üç maymunu oynadılar. Bunun yanı sıra binlerce insanı zorunlu olarak metropollere göç ettirdiler.
Sayfa 269 - Aryen YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dünyada bunları bulamayan kaç kişi var sen biliyor musun?"
—Biliyor musun,çocuğunu döverek,cezalandırarak terbiye etmeye çalışan anne-babalara benziyorsun.Bu yerden yere vurulan çocuklardan her şeyin en iyisini isterler.Başarı isterler,saygı isterler.Böyle bir çocuğun bunların altından kalkması ne kadar zor.Kendine biraz daha iyi davransana.Senin asıl korkun anneni babanı hayal kırıklığına uğratmak değil.Kendi öfkenden korkuyorsun.Kendine güvenini iyice kaybetmekten korkuyorsun.Ve bütün bunları bir tek sınava bağlıyorsun.Bu sınav,sonuç ne olursa olsun seni ne tam olarak başarılı ne de tam olarak başarısız yapar.Bu,hayattaki binlerce sınavdan biri.Sen mücadeleden vazgeçmezsen korkman için bir neden yok ki.
Senden hiçbir şey istemiyorum. İsteklerin ötesinde bir dünyadan bahsediyorum sana. İstekler, olup bitenlerin, yani gerçeğin yanında ne kadar değersizdir bilemezsin. Sana bir hayatın, hatta bir sürü hayatın, tekrarı olduğunu anlatıyorum. Ama hangi hayatların tekrarı... onu kim bilebilir? O kadar çok hayat yaşandı ki... Bugüne kadar yaşayıp ölen insanların tümünü düşün... Tümü bir "ben"di ve inan içlerinden bazıları sendin... Bunları neden anlatıyorum biliyor musun? Çünkü bir gün konuşabilirsen eğer, sezgilerimin gücünün nereden geldiğini sormak isteyeceksin bana.
O halde gaybın anahtarı bes tanedir. 1-Kıyametin ne zaman kopacağı. 2-Yağmurun ne zaman yağacağı. 3-Rahimlerde olan şey. 4-Kişinin yarın ne yapacağı 5-Nerede öleceği. Allahü Teâlâ bunları sadece ben biliyorum buyuruyor. Bazıları diyorki; Hoca Efendi sahimlerde olanı bizde biliyoruz. Dokuzu doğurduktan sonra kırk bin aletle biliyorsun. Bu iş pencereden bakmak gibi oluyor, gayıplıktan çıktı. O su ilk rahme düştüğü zaman biliyor musun? Yok. Allah Teâlâ onu o halde iken de biliyor. Allah'tan başka onu kimse bilemez, herkes o hususta acizdir. -Mahmud Ustaosmanoğlu (k.s) / Efendi Hazretlerimizin Sohbetleri 4
Reklam
''Sana rahatsızlık verdiğim için özür dilerim.''Sesimden alaycılık akıyordu.''Buranın sorunu ne biliyor musun?''Kolumu tekrar geri çektim ama beni bırakmadı.''Sana ait olmayan şeylere dokunman dışında tabii.''Gözlerimi kısarak ona baktım. ''Bana söyleyeceğinden eminim.''Başparmağıyla bileğimi okşayıp beni serbest bırakırken midemde kelebekler uçuştu. Düşünmeden,bir anda cevap verdim.''Umut.'' ''Umut mu?''Sanki beni doğru duyduğundan emin değilmiş gibi başını bana yaklaştırdı. ''Umut.''Başımla onayladım.''Senin gibi biri bunu asla anlamaz ama ben buraya gelmenin ölüm cezası olduğunu biliyordum.Hayatım boyunca Katipler Bölüğü'ne girmek için eğitim görmüş olmamın hiçbir önemi yoktu.General Sorrengail bir emir verdiğinde bunu görmezden gelemezsin.''Tanrılar aşkına,neden ona bunları anlatıyordum?Yapacağı en kötü şey ne olabilir ki?Seni öldürmek mi? ''Elbette görmezden gelebilirsin.''Omuzlarını silkti.''Sadece sonuçları hoş olmaz.'' Gözlerimi devirip büyük bir utançla,artık özgür olduğum için geri çekilmek yerine,gücünün bir kısmını soğurabilirmişim gibi ona doğru hafifçe eğildim.Nasıl olsa boşa harcayacak kadar gücü vardı.
Sayfa 182Kitabı okudu
Atalay konuşacaktı ki, “Beni sonuna kadar dinleyeceksin,” dedim. “Sürekli kafamda sen ve babam varsınız. Eğer bu yaşananlarda yanımda olsaydınız belki de Ediz gözümde dünyanın en kötü insanı olacaktı. Şimdi olan ne biliyor musun?” “Yapma,” dedi Atalay ama ona aldırmadım. “Sana bakıyorum,” dedim onu göstererek. “Babama bakıyorum. Ediz’e bakıyorum. Diyorum ki abim ve babam bile bana bunları yapmışken Ediz neden kendini durduracaktı ki? Ben sizden sevgiyi öğrenmeliydim ama sevgiyi beklemeyi öğrendim.”
Sayfa 396Kitabı okudu
"Bu dünyada sana asla terk etmeyecek biri olduğunu biliyor musun? Daima senin yanında olacak tek kişi sensin! Kendine özen göster, şefkatle bak, yargılamadan gücünün ve zayıflıklarının farkında ol. Önce kendini bütün varlığınla seversen bir başkasını da korkmadan sevebilirsin. Yalnız hissediyorsun çünkü kendinle ilgilenemiyorsun. Hayata güven. İsteklerini bir kere dile getirdikten sonra evrensel matrisin bunları gerçekleştirmen için çalıştığından emin ol. Yaşaman gereken neyse onu yaşıyorsun, amaçlarına ulaşmak için doğru zamanda doğru insanlarla karşılaşıyorsun. Hayal bile edemeyeceğin kadar seviliyorsun. Kendi yolunun üzerindesin."
Sayfa 258Kitabı okudu
Son asırda da kendimizi yitirdik. Şu an felaketi yaşıyoruz. Maalesef hiç kimsenin de umurunda değil. 18-25 yaş arasındaki genç kuşakla, 30 bin civarında genç kuşak katılmış, gençler katılmış, yapılan bir araştırma var. İnsanı çıldırtan bir şey. O çocukların yüzde 71'i ülkeyi terk etmek istiyor. Yani o çocuklar arasında en zeki olanların Türkiye'yi terk etmek isteyenlerin oranı kaç biliyor musun? Yüzde 95. Bu ne demek? Yani bütün yüzyıllık hikâye, eğitim sistemi, bütün uyguladığımız proje fiyasko demek, iflas etti demek. Şu an eğitim sisteminde eğer gerçekten insanlığın gidişatını şekillendirecek bir şey yapacaksak yeni İmam Gazâlîleri, Fahreddin Râzîleri, İbnü'l- Arabîleri, İmâm-ı Rabbânîleri yetiştirmemiz lazım. Yeni Sinanları, Itrîleri yetiştirmemiz lazım. -Allah Teâlâ hepsinden razı olsun.- Bunları yetiştiremezsen kesinlikle biter bu iş. Bu iş biter.
Sayfa 33 - Mükerrem Mete - Söyleşi (Yusuf Kaplan)Kitabı okudu
Sana bunları bütün çiğliğiyle söylüyorum. Mızmız tesellilerle seni bir zaman daha avutabilirdim. Ümitlerini yavaş yavaş, birer birer kırabilirdim. Fakat böyle yapmadım. Niçin biliyor musun? Mesleğim, yaşım bana bir kanaat verdi. Bir zehri insan, bir kerede yutmalı, ya ölür ya kurtulur. Zehri şurupla, daha bilmem ne haltla karışırıp yudum yudum içmek pis şey, iğrenç şey. Felâketi ağır ağır haber vermek testere ile adam kesmeye benzer.
Sayfa 376 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
1.013 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.