Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oyunun sınırları kaygıyı da sınırlandırır: Bir zar altı farklı şekilde gelebilir ancak; yedi geleceğinden, kanserden veya sıkıcı bir sevgiliden yana endişe duymamıza gerek yoktur. Oyunun olanaklarını öngörebiliriz ve hayatın çoğu badirelerinin ayrılmaz parçası olan kaotik endişe ile hiçbir şey yapmamanın can sıkıntısı arasında ilginç bir denge bulabiliriz. Ve eğer bir şeyler ters giderse, kimin umurunda? Nihayetinde sadece bir oyundur.
Canı sıkılmaktan alıkoymak gayreti, ki gafleti de denebilirdi buna, insanın kendini dünyaya râm etme gayretidir esasen. Son nefeste bütün önceki nefeslerimizin bakiyesi düşer önümüze. Ya bütün nefeslerimiz boyu özlediğimiz öte âlemle nâmütenâhi bir vuslat yaşarız. Ya yatırımı ömür boyu sürmüş olsa da tedavülü o anda bitmiş dünya hisseleriyle oracıkta kalakalırız. Bundan öte sıkıntı yoktur dünyada “can sıkıntısı” üzre olanlara… Heyhat ki dünyanın bittiği yerde kaçınılmaz sıkıntının hükümranlığı başlayacaktır o ana kadar can sıkıntılarından fellik fellik kaçmayı başaranlara… İyi insana meselesi olan insan derdik eskiden. Meselesi olan insan ne ola? Meselesi olan insan, gönlüne mukayyet olacak büyüklükte derdi olan insandır. Dert nedir? Dert, gönlü sızlatan şeydir? Gönül sızlaması nedir? Her bir şeyin insan olmamaya kurgulandığı bir yer ve zamanda insan kalmanın teminatı, sağlamasıdır. Ne ki canımızı sıkıyor, o bizim dostumuzdur. Ne ki kafamızı yoruyor, o bizim azığımızdır. Ne ki mahzun ediyor bizi, gönül şenliğimizdir. Ne ki uykularımızı kaçırıyor, kaygımız, endişemiz, kalp güvencemizdir. Eğlenmeye gelmedik ki biz dünyaya, hayr ile tamam eylenmeye geldik. Söylenmeye değil, sükûn ile arlanmaya geldik. Sürtüne sürtüne eşyaya, dümdüz olmaya geldik. O halde derdimiz meşakkatimiz, meşakkatimiz hakikatimizdir bizim. Derdimizden ayrı düşmek, kendimizden ayrı düşmektir. Derdimizden kaçmak, kendimizden kaçmaktır. O dert ki canımızı sıkar, sımsıkı sıkar. O can sıkıntısı ki, bizi sımsıkı hakikatte tutar. Gökhan Özcan
Reklam
“ekmek derdi desen değil bir kuru can sıkıntısı”
Garabetin Panoraması hikâyenizdeki gibi insanın tek ve en büyük derdi mutluluk mu? Bence mutlu olma meselesi öyküdeki karakterin umurunda değildi, onun meselesi merak meselesiydi. İnsanlar mutlu olmayı fazla önemsiyorlar, bunu yegâne gaye olarak belirleyip erişmek için mücadele ediyorlar. Bu mücadele de onları mutsuzluğa sürükleyen etkenlerden biri oluyor. İnsan ya eriştikleri sebebiyle can sıkıntısı içinde bocalayarak mutsuz oluyor ya da erişemedikleri sebebi ile ızdıraplar içinde mutsuz oluyor. Röportajın devamını okumak için lütfen aşağıdaki bağlantıya tıklayınız. halleydergisi.com.tr/roportaj/curuk-...
Sarvan Rahimov
Sarvan Rahimov
ekmek derdi desen değil bir kuru can sıkıntısı
Stresliyken, Üzüntülüyken Veya Öfkeliyken İnsanlara Nasıl Davranıyorsunuz?
Bazı insanlar keyfi yerindeyken, mutluyken; önemli bir derdi, sıkıntısı yokken düşünceli davranabilir, başkalarına iyi bir şekilde yaklaşabilir. Lakin yine bu insanlar; içinden çıkılması zor bir durumdayken, stresliyken, iyi hissetmiyorken veya alelade gündelik hayatın getirdiği türlü meşgalelerle savaşım verirken, başkalarını darlayabilir, onları üzebilir, kırabilir. Hatta bazı insanlar bunu sürekli yapabilir üstelik alışkanlık haline getirebilir. Buna maruz kalan açısından değerlendirirsek çok can sıkıcı bir durum gibi görünebilir fakat insan bir süre sonra buna dahi alışabiliyor.
Reklam
Byron Mutsuzluğu
"Çünkü çok bilenin çok derdi olur ve bilgisini artıranın üzüntüsü de artar." Aklı onu tedirgin ettiğinden, aklından kurtulmak için çok çaba harcar. "Gönlüme dedim ki, haydi bakalım biraz da neşelenelim, zevkin tadına varalım. Ve gördüm ki, o da boş." Ama aklı hep başındadır. "Sonra gönlümden dedim ki, budalanın başına gelen benim de başıma geldi, öyleyse neden budaladan daha akıllıyım? Sonra gönlümden dedim ki, bu da boş. Bu nedenle hayattan nefret ettim, çünkü güneş altında yapılan her iş bana üzüntü veriyor, çünkü hepsi boş ve can sıkıntısı."
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
Peki ben madem bu kadar düşecektim ve düşüşüm herkes tarafından kolayca öngörülebilecekti neden bu kadar zaman insanlara sundum kendimi? "ekmek derdi desen değil bir kuru can sıkıntısı" yedi yılda kaç kere yeniden başlar insan? bilmiyorum
"ekmek derdi desen değil bir kuru can sıkıntısı"
biçimsiz sorular ve alelade cevaplar
Reklam
“ekmek derdi desen değil bir kuru can sıkıntısı”
56 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Mutluluk Diye Bir Şey Yok Galiba!
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Alman filozof ve yazardır. Alman felsefe dünyasının ilklerindendir.
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
,
Immanuel Kant
Immanuel Kant
,
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
,
Baruch Spinoza
Baruch Spinoza
,
John Locke
John Locke
,
David Hume
David Hume
,
George Berkeley
George Berkeley
gibi isimlerden etkilenerek bu yola girmiştir. Başta
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
olmak üzere
Albert Einstein
Albert Einstein
,
Sigmund Freud
Sigmund Freud
,
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
,
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
,
Marcel Proust
Marcel Proust
,
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
,
Thomas Mann
Thomas Mann
,
Hermann Hesse
Hermann Hesse
,
Jorge Luis Borges
Jorge Luis Borges
,
Samuel Beckett
Samuel Beckett
ve
Jorge Luis Borges
Jorge Luis Borges
gibi büyük filozof ve yazarları da
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013,1bin okunma
“ekmek derdi desen değil bir kuru can sıkıntısı”
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.