Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Said Nursi'nin medrese hayatı
Ciddi bir şevk ile tahsili gözüne aldı ve bu niyetle nahiyeleri İsparit Ocağı dahilinde bulunan Tağ Köyünde Molla Mehmed Emin Efendi'nin medresesine gitti fakat fazla duramadı. Hâle-i fitriyeleri icabı, daima izzetini koruması ve hatta amirâne söylenen küçük bir söze dahi tahammül edememesi; medreseden ayrılmasına sebeb oldu. Tekrar
Sayfa 28 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Mufassal Cermenistan Seyahatnamesi
Sabahattin Ali, Almanya'ya vardıktan kısa bir süre sonra Mufassal (Ayrıntılı) Cermen Seyahatnamesi'ni arkadașı Pertev'e (Naili Boratav) gönderdi. Arap harfleri ile alınmıs notlar, sonradan P. N. Boratav tarafındanTürkçeye çevrildi ve ilk kez Filiz Ali Laslo ve Atilla Özkırımlı tarafından hazırlanan, Cem Yayınevi tarafından 1979da basilan Sabahatin Ali isimli kitapta yer aldı.
Sayfa 20 - DESTEK YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İsmail Cem ise, üç kesim cumhuriyetin mutlu azınlığından bahsetmektedir. Bunların kendi aralarında mukaddes bir ittifak şeklinde faaliyet gösterdiklerini belirterek, bu kesimleri şöyle sıralamaktadır: 1- İstanbul tüccarı, Anadolu eşrafı ve toprak ağaları, 2- Milli mücadeleye katılan subaylardan sonraları "Memleketi kalkındırmaya" merak saranlar, 3- Mebuslar ve bürokrasinin üst kademeleri. Mutlu azınlığı meydana getiren bu üç zümre birbirini desteklemekte, tamamlamakta ve ekonomik faaliyetin kilit noktalarını elinde tutmaktadır. ⁷³⁰ 730. Ismail Cem, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi, Cem yayınevi, 4. Bsk. Haziran 1974, Istanbul, 4299
Sayfa 295 - Genç BirikimKitabı okudu
Mete Tunçay da: "Meclisin o dönemdeki bileşimiyle, kesintiye uğramış bulunan Lozan barış görüşmelerinin sonucunda varılacak bir antlaşma tasarısın kabul etmeyeceğinden endişe duyuluyordu; yenilenmesi isteğinin temel nedeni, buydu. Fakat burada dikkati çeken bir nokta, 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu gereğince, 'madde-i münferide'nin ilga edilmesi gerekirken, ancak üye tam sayısının 2/3 çoğunluğuyla alınabilecek bu karar yerine, basit çoğunlukla bir yeni seçim kararının alınabilmiş olmasıdır."¹²⁸ 128. Mete Tunçay, TC'nde Tek-Parti Yönetimi'nin Kurulması (1923-1931) Cem Yayınevi, 3. bak. 1992 Istanbul, s. 49-50
Sayfa 51 - Genç BirikimKitabı okudu
"Onu büyük bir merakla dinliyordum. Ben, büyük ve sağlam yapılı bir adam gördüğüm zaman daima bunun mutsuz bir adam olduğunu düşünürüm. Çünkü yaşam, büyük ve sağlıklı adamlar için değildir: yaşam, küçük, zayıf, güçsüz, sefil insanlar için yapılmıştır. Örneğin, mersinbalığını bataklığa salsanız, yaşayamaz, ölür. Oysa kurbağalar, sülükler ve öteki böcekler temiz ve akıcı bir suda yaşayamazlar. " Noel Arifesinde - Seçilmiş Öyküler/ Maksim Gorki ( Çev: Hasan Ali Ediz; Cem Yayınevi)
"Ben, ölümün yok edebileceği hiçbir amaca gerçek bir amaç olarak görmüyorum. Bu kitabı yazsam ve yayınevi düzenlerken ölsem de amacım yok olmuyor. Bu gerçek bir amaçtır. Dünya menfaati, prestij vb. şeylerin hiçbirisi bu bakışta gerçek bir amaç olamıyor. Zira ani bir şekilde ölsem bu amaclar tamamen anlamsız hâle geliyor. Oysa insan, dünyada anlam dilenen bir yabancı gibi. Gerçek olmayan bir amaç anlam katmaktan da uzak oluyor."s.14
Sayfa 14 - İnsan yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aklımda hep sen vardın. Geçen seferki ameliyatı anımsadım. Sen ameliyat olurken ben ne yapacağımı bilmiyor, bir yandan da birkaç kuruş elimize geçer diye oturmuş, Goriot Baba çevirisine bir-iki sayfa eklemeye çalışıyordum. O hastane çıkış gününü hiç unutamıyorum. Derin bir çizgi çekmiş belleğime. Paramız yoktu. Cem Yayınevi'nden 1000 lira alacağımız vardı ve yayınevi, çok önceden haber vermiş olduğum halde, bu parayı gününde ödememişti, ya da ödeyememişti. Sonuçta o gün seni bir taksiye bile bindirememiştim. Yürüye yürüye Şişli'ye inmiş, oradan Karaköy dolmuşuna, Karaköy'den de vapura binmiştik. Ne günlerdi onlar. Bizim sevdamız böyle günlerden de geçmiştir. Ama biz o günleri de çok severiz, değil mi? Yaşadığımız günlerdir, birbirimizi tanıdığımız günlerdir. İyi, kötü günler geçirdik. Çoğunca da iyi günler. Öperim o günleri.
Sayfa 69 - Can YayınlarıKitabı okudu
Irène Mélikoff, "Uyur İdik Uyardılar" adlı kitabında:
Şeyh Bedreddin'in Silistre ve Deliormanlar'da bulunduğunu Osmanlı tarihçileri doğrulamaktadır. Orada birçok taraftar toplamış olacaktır. Anısına Deliorman'da ve bütün bölgede saygı gösterilir. Öldüğü sanılan günde Kızılbaşlar, Serez çarşısında çırılçıplak asılmış olması dolayısıyla, uryanlar semahı adını verdikleri bir semah yaparlar. Aynı uryanlar semahının Kars'ta, bilhassa Sarıkamış'ta yapılmakta olduğunu sonradan öğrendim.¹ 1 Irène Mélikoff, Uyur İdik Uyardılar: Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları, çev. Turan Alptekin, Cem Yayınevi, İstanbul, 1994, s. 146.
Sayfa 202 - Sia Kitap, 1. Basım: Eylül 2021 (İlk Baskısı: 2016)Kitabı okudu
Geçen seferki ameliyatı anımsadım. Sen ameliyat olurken ben ne yapacağımı bilmiyor, bir yandan da birkaç kuruş elimize geçer diye oturmuş, "Goriot Baba" çevirisine bir iki sayfa eklemeye çalışıyordum. O hastane çıkış gününü hiç unutamıyorum. Derin bir çizgi çekmiş belleğime. Paramız yoktu. Cem yayınevin den 1000 lira alacağımız vardı, ve yayınevi, çok önceden haber vermiş olduğum halde, bu parayı gününde ödememişti, ya da ödeyememişti. Sonuçta o gün seni bir taksiye bile bindirememiştim. Yürüye yürüye Şişli'ye inmiş, ordan Karaköy dolmuşuna, Karaköy'den de vapura binmiştik. Ne günlerdi onlar. Bizim sevdamız böyle günlerden de geçmiştir. Ama biz o günleri de çok severiz, değil mi? Yaşadığımız günlerdir, birbirimizi tanıdığımız günlerdir. İyi, kötü günler geçirdik. Çoğunca da iyi günler. Öperim o günleri.
Amaç bazen serap gibidir. Olduğu zannedilir ancak gerçekte yoktur. Ben, ölümün yok edebileceği hiçbir amaca gerçek bir amaç olarak görmüyorum. Bu kitabı yazsam ve yayınevi düzenlerken ölsem de amacım yok olmuyor. Bu gerçek bir amaçtır. Dünya menfaati, prestij vb. şeylerin hiçbirisi bu bakışta gerçek bir amaç olamıyor. Zira ani bir şekilde ölsem bu amaçlar tamamen anlamsız hâle geliyor
Reklam
Sevgiye bak şimdikilerde param yok de kıçına tekmeyi yersin :d
Paramız yoktu. Cem yayınevinden 1000 lira alacağımız vardı, ve yayı­nevi, çok önceden haber vermiş olduğum halde, bu parayı gününde ödememişti, ya da ödeyememişti. Sonuçta o gün seni bir taksiye bile bindirememiştim . Yürüye yürüye Şişli’ye inmiş, ordan Karaköy dolmuşuna, Karaköy’den de vapura binmiştik. Ne günlerdi onlar. Bizim sevdamız böyle günlerden de geçmiştir. Ama biz o günleri de çok severiz, değil mi? Yaşadığımız günlerdir, birbirimizi tanıdığımız günlerdir. İyi, kötü günler ge­çirdik. Çoğunca da iyi günler. Öperim o günleri.
Bedreddin Kahire'den döndükten sonra Edirne'de bir zaviye kurmuştu. Orada inzivaya çekilmiş ve yedi yıl ders vermişti. Irène Mélikoff, Bedreddin Zaviyesi'nin II. Selim döneminde var olduğunu söyler.¹ 1 Irène Mélikoff, Uyur İdik Uyardılar: Alevilik-Bektaşilik Araştırmaları, çev. Turan Alptekin, Cem Yayınevi, İstanbul, 1994, s. 96.
Sayfa 63 - Sia Kitap, 1. Basım: Eylül 2021 (İlk Baskısı: 2016)Kitabı okudu
7.11.1970 tarihli günlük notunda, "Dün de kitabı Cem Yayınevi sahibi Oğuz Akkan'a götürdüm. Durum pek parlak değil," (G.25) diyordur. Oğuz Akkan'ın romanı karıştırıp kimi bölümlerini okuduktan sonra, Atay'ın ruh hastası olup olmadığını ciddi olarak merak ettiği anlatılır.
Sayfa 306 - İletişim Yayınları
ANLAMAK YALNIZLIKTIR
Vazodaki koparılmış güllere bakarak günden güne solmanın, taşa bakarak sertleşmenin, ölüye bakarak bir ölü gibi soğumanın, meleği düşünerek yüreğinde ilahi esini duyumsamanın ardındaki o şey, bakan gözün hem (Tören hem de görünen olmasını gerektiren derin bir algı biçimi, hassas bir empati yeteneğidir. Bu yetenek acıyı, hüznü, büyük içsel bir yalnızlığı, kendi içinde yürümeyi ve saatler boyu kimselere rastlamamayı da beraberinde getirir aynı zamanda. Çünkü "Anlamak yalnızlıktır." ( Rainer Maria Rilke, Genç Bir Şaire Mektuplar, Çev. Kâmuran Şipal, Cem Yayınevi, İstanbul: 2022, s.34.)
Sayfa 16
Tutunamayanlar cem yayınevinden çıkabilirmiş!
Dün de kitabı Cem Yayınevi sahibi Oğuz Akkan'a götürdüm. Durum pek parlak değil. :/
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.