_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Umut etmek cesaret etmektir, yanlış giden bir şeylerin değişebileceğine ve dünyayı ve ülkemizi bulduğumuzdan daha güzel bırakabileceğimize duyduğumuz inançtır.
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir.
_Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır.
_Apollo,
_Hiçbir şey söylememek amacıyla sürekli konuşuyorlar. Öfkeli sözlerle tatsız gerçeklerin üzerini örtme çabasından başka bir şey değil bu. Cüretli iddialar, politik ajitasyonlar, eşi benzeri görülmemiş anlamsız düşüncelerle iflah olmaz insanlar.
_Söylenenler sürekli tekrarlanırsa artık kanıta ihtiyaç kalmadan kesin gerçek olarak kabul edileceğine
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun.
_İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir.
_Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur.
_İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz.
_Yanlış anlayanlar tarafından
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız.
_Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği.
_Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz.
_Yetenek ve erdemin insanlara bir
Bir aşktan yedi sekiz ay sonra yeni bir aşk! Buna kim inanırdı? Söyleyecek olsa hayretle, belki de nefretle karşılanmaz mıydı? Bunu düşünmeye bile cesaret edemiyordu. Böyle olmasına imkan yoktu! Bütün hafızasını yokluyor, üst üste iki aşk olabileceğine dair hiçbir söylenti hatırlamıyordu. Teyzelerinin, ihtiyar kadınların, akıllı kadınların, yazarların, aşk uzmanlarının bu konudaki düşüncelerini bir bir aklından geçirdi. Her taraftan aldığı kesin hüküm şuydu: "Bir kadın gerçek aşkı bir kez duyabilir." Oblomov da bu hükmü vermişti. (...) Hayır, Ştolts'u sevmiyordu, sevemezdi! Oblomov'u sevmişti ve bu aşk ölmüştü. Hayatın çiçeği bir daha açmayasıya solmuştu!