Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
Genelde Türkiye'de haritaya bakma alışkanlığı yoktur. İlkokul ve ortaokul yıllarının dersleri arasında haritaya bakılır ve ondan sonra bir daha da harita ortaya çıkmaz. Neyse ki, son zamanlarda büyük gazeteler kupon karşılığında atlaslar dağıtmaya başladılar ve bizler de evimizin bir köşesine sakladığımız bu atlaslar aracılığı ile biraz biraz
Reklam
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
_İsa havarilerine, öleceğini ve 3 gün sonra dirileceğini söyledi. Onlar inanmadı. Bir bulut yaklaştı ve Tanrı: Oğlumu dinleyin dedi. _İsa, 2 körü iyileştirdi. Sonra isa'ya içine cin girmiş birisini getirdiler. İsa cini kovunca adam sevinçten göbek attı. _İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. _Kim
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü
Reklam
Fena ve Beka
lbn Arabi ve diğer Sufiler kulluk ve halifeliğin, yani aynı an­ da hem karşılaştırılmazlığın hem de benzerliğin gerçekleştirildi­ ği insan halinin tamamlayıcı diğer yönlerini açıklamak için çeşit­ li kavram ikililerini kullanırlar. Bu kavram çiftlerinden en meŞ·· hum ise fena ve beka ikilisidir. Batılı araştırmacıların fena kavra­ mı üzerinde
YUNAN VE ACEM MİRASI Helenizm:
Yunan Felsefesi ile Karşılaşma 1. bölümde "Çin'de de olsa ilmi arayınız, çünkü ilim öğren­ mek her Müslüman'a farzdır." şeklindeki meşhur hadisten bah­ setmiştik. Müslümanların bu durumda Çin'e gitmelerine gerek yoktu, ama Mısır'ın İskenderiye şehrine kadar da gitmeleri ge­ rekti . İslam'ın 'Helenizm'
Hıristiyan ahlakın yürekler acısı bir parodisi olan kapitalist ahlak, emekçinin tenini aforoz etmektedir; üreticinin ihtiyaçlarını asgariye indirgemeyi, onun zevk ve tutkularını ortadan kaldırmayı ve dur durak bilmeden, merhametsizce çalışmadan kurtaran makinenin rolüne onu mahkûm etmeyi bir ideal olarak benimsemektedir. -- Bu da doğrudan doğruya
Yıllardır işgalci Çin bölgede büyük katliamlar gerçekleşmiştir. 1949 işgalinden bu yana Çinliler milyonlarca Uygur Müslümanını katletmiştir. Çin'in Doğu Türkistan'da zaman zaman yürüttüğü çeşitli devrim dalgaları, kürtajlar ve temizleme operasyonları esnasında kayıtsız katledilen insanların sayısına bakacak olursak ciddi bir soykırım tablosu ortaya çıkmaktadır. Çin'in bu kirli amellerinin gerçek yüzü belki gelecek tarihlerde ortaya çıkacaktır. Çünkü insan canı yok edilse bile kan kokusu ebediyen yok edilemez. Geçmiş yakın tarihte dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan gizli saklı katliamların nihayetinde ortaya çıktığını hepimiz gördük. İnşallah yakın gelecekte Çin'in Doğu Türkistan'daki mezalimlerinin ve katliamlarının Nazileri bile geçtiğini dünya görecektir.
Sayfa 56 - rumuz yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yahudi-Hıristiyan düşünce atmosferi İslâm kültürünün Cin, Hint, Yunan, Pers kaynaklarından süzerek su yüzüne cıkardığı bilgileri kendi hayat biçiminin gereği olan bir yorum içinde eriterek Batı medeniyetini doğurdu. İşlâm, Batı medeniyeti henüz bir çekirdek halinde iken de, büyüyüp dünya hâkimiyeti kurma çabalarına giriştiği zamanlarda da toplum hayatının eksenini teşkil eden bir anlayış ve kavrayış biçimi olarak hep vardı. Yani batı medeniyeti bazen gizli, bazen de açık hasmı olarak İslâm'ı hep karşısında buldu. Batı medeniyeti ve İslâm, biri diğerini tehdit eden iki kavrayış ve açıklayış biçimi, evrenin düzeni hakkında iki zıt yaklaşım olarak canlılıklarını korurlarken yerküre üzerinde bulunan bütün diğer yorumlar ölü kültürler haline geldiler. Bu çok açık bir gerçek olduğundan Batı medeniyeti ölülere itibarını iade etmekte hiç sakınca görmedi. Bugün bile gerçek yüzü ile İslâm'ın Batı için ölümcül derecede korkutucu, Budizm, Şamanizm, Taoizm gibi inanışların ise sevimli sayılması bundandır.
İlyada mı İncil mi, hangisi daha inanılır? :)
Yazı icat edilmeden bilimsel arkeoloji ortaya çıkmadan önce sözlü öykü anlatımı, içinde barındırdığı zorunlu Çin Fısıltısı çarpıtılmalarıyla birlikte insanların tarih hakkında öğrenmelerinin tek yoluydu. Ve bu yol korkunç derecede güvenilmezdir. Öykücülerin her nesli bir sonrakine yol verdikçe ve öykü anlatılıp durdukça, giderek daha çok ve daha
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.