Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Annelerin annesi...”
Minik ellerini öpüp kokladı okulun kapısında, telaşlı çocukların sırt çantalarından sırtına yediği darbeyi hissetmedi bile. “Allah zihin açıklığı versin,” dedi gülerek. Sel gibi akan çocuk kalabalığına karışmadan evladı. Şimdi avucunun içindeki minik eli biraz daha sıktı. “Hadi koştur Erhan'ım koştur, geç kaldık...” Beş yaşındaki Erhan'la
yaşmaya deyerese ölüm guzel
Yokluğun buz gibi soğuk Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Sayfa 457 - özlem ve ölüm
Reklam
İnsanlar yoktan var olmaz. Soy sopa ve himayeye bir şeyler borçluyuzdur. Kralların karşısına dikilen insanlar bunu tek başlarına yapmış gibi görünebilir. Ancak gerçekte her zaman gizli avantajlardan, olağanüstü fırsatlardan ve öğrenmelerine, çok çalışmalarına ve dünyaya diğerlerinin veremediği biçimlerde anlam vermelerine olanak tanıyan kültürel miraslardan yararlanırlar. Nerede ve ne zaman büyüdüğümüz fark yaratır. Ait olduğumuz kültür ve atalarımızdan kalan miras başarı modellerimizi hayal bile edemeyeceğimiz yollarla biçimlendirir. Bir başka deyişle, başarılı insanların neye benzediğini sormak yeterli değildir. Sadece onların nereden geldiklerini sorarak, kimin başarılı olup kimin olmadığına ilişkin mantığı ortaya çıkarabiliriz.
Sayfa 22 - MediaCatKitabı okudu
Mağaranın, tarih öncesi devirlerden beri insanları etkilediği, ibadetler için kullanıldığı bilinir. Pek çok dinde mağaraya kutsallık atfedilmiş, İslam dininde de özel bir yere sahip olmuştur. (…) Mağara hem karanlık dünyanın bir mecazi olarak hem de kalp imgesi olarak anlaşılır. Her kutlu mağaraya benzer bir anlam verilir. Kutsal mağara içe doğru dönmüş bir evrendir, kalbin gizli dünyasıdır.
Zayıflık anlarını ve gizli gözyaşlarını asgarî düzeyde tutmaya çalışarak acının tamamını göğüslememiz gerekiyordu. Fakat gözyaşlarından utanmamız gerekmiyordu, çünkü gözyaşları, bir insanın, cesaretlerin en büyüğüne, acı çekme cesaretine sahip olduğuna tanıklık ediyordu. Ancak çok az kişi bunu kavrıyordu.
Oğlancılık, bir günah olarak görülmesine karşın günümüzde bile sürer, erkeğin günahları affedilebilir, kadının günahları ise cezalandırılması ge­reken suçlar olarak görülür. Bu bağlamda günümüzde seks işçiliği yapmak zorunda kalan trans bireylerle cinsel ilişki kuran 'heteroseksüel’ erkeklere yönelik ‘onlar gizli eşcinsel’yargısının anlamsız olduğu açıktır. ‘O’erkekle­rin en azından bir bölümü, yaptıklarına erkeklerin yapabileceği cinsel et­kinliklerden sadece biri olmaktan öteye anlam yüklemezler. Bu tip bir erkek için ‘ana, bacı, evlat' dışında her kadın, her oğlan, her erkek gibi olamayan erkek, cinsel ilişki kurulabilecek, kullanılabilecek ‘cinsel nesnelerdir. Dün­yanın her yerinde de olmakla birlikte özellikle ‘Doğu da eşcinselliğin dolaysızca ‘kadınsılık’la eşleştirilmesinin ardında da bu arketip yatar. Türkiye’de eğitimli, üst sınıf kesimlerde bile homofobi çok yaygın ve güçlüyken öteyan­dan seks işçiliği yapan heteroseksüel dişi cinsel yönelimlilerle daha çok ken­dilerini heteroseksüel olarak görenlerin birlikte olmasına bu açıdan bakmak yararlı olabilir.
YKY
Reklam
İnsanlar yoktan var olmaz. Soy sopa ve himayeye bir şeyler borçluyuzdur. Kralların karşısına dikilen insanlar bunu tek başlarına yapmış gibi görünebilir. Ancak gerçekte her zaman gizli avantajlardan, olağanüstü fırsatlardan ve öğrenmelerine, ve öğrenmelerine, çok çalışmalarına ve dünyaya diğerlerinin veremediği biçimlerde anlam vermelerine olanak tanıyan kültürel mirastan yararlanırlar. Nerede ve ne zaman büyüdüğümüz fark yaratır.
Sayfa 22 - MediaCat Kitapları - Mart, 2021Kitabı okudu
Okunmaya o kadar değer ki
LEV TOLSTOY, İTİRAFLARIM’DAN Eğitimli ve bilge kişilerin ortaya koydukları akla dayalı bilgi yaşamın anlamını reddederken büyük insan kitleleri, bütün insanlık, bu anlamı akıldışı bilgiyle algılıyordu. Bu akıldışı bilgi ise inançtır, tam da benim kabul edemeyeceğim şey. Bu, Tanrıdır; altı günde yaradılış, şeytanlar ve melekler ve diğerleri.
.... Aklımdan bunlar geçiyor ama yapamayacağımı da çok iyi biliyorum.İtiraf etmeliyim ki, ben böyle yaşamaya alışmışım, belki bütün bu belalar, acılar, üzüntüler tuhaf bir anlam katıyor yaşamıma. Sanırım bütün bunlardan gizli bir zevk alıyorum,yoksa neden hala burada kalayım? Öyle değil mi? Kendime de defalarca sorduğum ama bir türlü yanıtını bulamadığım bir soru.
Sayfa 409Kitabı okudu
Salonun ışıkları henüz söndürülmeden, orkestranın şefi beklediği esnada müzisyenin gözü de kendisine dikkatle bakan kadına takıldı. Ama kadını fark eden tek sanatçı kendisi değildi. Bunun başlıca sebebi locada oturmasıydı, bu durum pek tuhaf olmamakla birlikte, çok rastladıkları bir durum da sayılmazdı, ikinci neden ise güzel olmasıydı, salondaki kadınların en güzeli değildi belki ama güzelliğinde açıklanamayan, onu özel kılan, sözcüklerle anlatılamayan bir şeyler vardı. Bir beyitte, çevirmenin hep ıskaladığı, bir türlü ifade edemediği gizli anlama, böyle bir anlam varsa tabii, benzeyen bir şeyler vardı güzelliğinde. Dikkat çekmesinin son nedeni de locada her şeyden apayrı duruşunun, boşlukla, hiçlikle çevrelenmiş halinin onu adeta hiçbir şeyin ortasında oturur gibi göstermesiydi, bu da yalnızlığın en uç noktadaki dışavurumuydu. Buz gibi yeraltı salonundan çıktığı andan itibaren birçok kez, hem de oldukça tehlikeli şekilde gülümseyen ölüm, artık gülümsemiyor.
Reklam
En önemli şeyler, söylenmesi zor şeylerdir. Bunları söylerken utanırsınız. Çünkü kelimeler küçültür onları. Kafanızın içindeyken sonsuz gibi, kocaman görünen şeyleri kelimeler hayat boyuna indirger. Ama hepsi bu kadarla da kalmıyor, öyle değil mi? En önemli şeyler, gizli yüreğiniz nereye gömülüyse oraya pek fazla yakındır. Düşmanlarınızın çalmaya can attığı bir hazinenin işaret taşları gibi. Sırrınızı açıklamak size çok pahalıya malolurken, karşınızdaki insanlar size garip garip bakarlar, ne dediğinizi hiç anlamazlar ya da bunun nesini bu kadar önemli bulup yarı ağlar gibi söylediğinize bir anlam veremezler. En kötüsü de bu bence. Sırrın kilitli kalması, söyleyen bulunmadığından değil de, anlayışlı bir kulak bulunmadığından olunca.
Sayfa 9 - Altın KitaplarKitabı okudu
Çok anlam gizli..
“Biz onlara benzemeyiz! Peki neden? Çünkü... Çünkü sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında, bu yüzden işte...”
643 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.