Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ne çok özlemişim oğlumu. Minik elleriyle parmağımı tutan o bebek de, şimdi karşımda oturan huysuz adam da aynı kişi. Bir anlık gülüşünde tekrar çocukluğuna dönüyor. Murat gülünce ben de gençleşiyorum. Murat gülünce mavi elbisemi giyip Eskişehir'de Mazhar'la kol kola yürüyorum. Murat gülünce her şeyi hatırlıyorum, Murat gülünce Müjgan'ın limonlu kekinden kocaman bir dilim daha yiyorum. Murat gülünce Ayvalık'ta bir sofra kuruluyor, Murat gülünce babası gibi gülüyor..."
Sayfa 95 - Müzeyyen GünerKitabı okudu
Çok özlemişim lan seni
"Başımızı sürekli belaya sokmayı nasıl başarıyoruz?" diye sordu Minho. "En azından eskiden her konuda İSYAN'ı suçlayabiliyorduk." "Evet, hâlâ suçlayabiliriz," diye homurdandı Thomas. Minho sırıttı. "Güzel. O lüle kafalara lanet olsun."
Sayfa 250Kitabı okudu
Reklam
"Çok mu kötü görünüyorum?" "Yok, yine çok yakışıklısın. Çok özlemişim seni."
Sayfa 359Kitabı okudu
O kadar çok özlemişim ki bu hallerini oturup ağlıcam
Rin bunu çok saçma buldu. "Kimse senin kızın olduğuma inanmaz," dedi. "Neden?" diye sordu Jiang. "Benzemiyoruz ki! Öncelikle tenin benimkinden çok daha solgun-" "Ah, tatlım." Jiang, Rin'in başını okşadı. "Bu senin suçun. Sana güneşte kalma dememiş miydim?"
Sayfa 218 - Rin-JiangKitabı okudu
Etrafında hızla akıp giden kalabalığa inat, dışarıda bir sıraya oturup verdim yüzümü denizin serin esintisine. Dalgaların öfkeli sesleri gelip gelip vurdular içimin kıyısına. Ah ne çok özlemişim seni İstanbul... Dünyanın hangi şehrine gidersem gideyim, sana geri dönecek olmanın mutluluğu ve huzuru paha biçilemez. Evet bu dev nüfusa, evet bu karışıklığa, evet gözümü aklımı yoran, hiçbir mantığı olmayan karmakarışık şehir düzenine rağmen.
Sayfa 191 - Destek yayınlarıKitabı okudu
— Seni çok özlemişim, dedi Filiz. Yerli yerine oturmuyordu sözcükler. Özlemden çok, başka bir şey, bir bunalımı anlatmak istiyordu aslında, bir çaresizliği. Bir çalkantıda bocalamıştı, bir batık gemiden denize dökülmüş gibi. Selim’di kıyı, ya da ona uzanacak el. Ondan uzak günleri ona doğru, ona dönük geçmişti. İşte şimdi yanındaydı Selim. Ama çalkantı ve bunalım durulmamıştı.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Seni cok özlemisim murat mento
Beyefendi, sizce sakıncası yoksa, kafanıza silah dayayabilir miyim?
Şaşırmayı özlemişim subahnAllah
Gelişmiş koku duyuları sayesinde köpekler kanseri teşhis edebiliyorlar. (çok ilginç) (Allah'ım sen ne güzellikler yaratıyorsun)
İstanbul böyledir. "Yaşanmaz burada" der, çeker gidersin; üç gün geçmeden özlersin. çok özlemişim, çok.
Onun sesinden ismimi duymayı öyle çok özlemişim ki...
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
"Çok özlemişim. Söyle bakalım üç gündür neredesin sen?" Ellerini avcumun içine alıp dudaklarıma götürdüm. "Buradaydım, şu akasya ağacının arkasında. Bütün gün seni izliyordum. Ama senin bundan haberin yoktu. Hiçbir yere gitmedim, hissetmedin mi yanındaydım."
Sayfa 202Kitabı okudu
Bu bir rüyaydı ama değil mi? Rowan gerçekten ölmemisti. Nefesimi toplayarak göğsüme dokundum. Kalbim ağır ve körelmiş gibi geldi. Uzun zamandır ilk kez kalbimdeki korlar sönmüştü. Onu bu kadar çok mu özlemişim?
Sayfa 190 - Olimpos Yayinevi _ Karakter adı- OrionKitabı okudu
Bir gece Sevgi Duvarını aştık Düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki Başucumda bi sen varsın bi de evren Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi Yalnızlığım benim çoğul türkülerim Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi bu gece yeniden yirmi bir yaşındayım, bu gece yine aynı coşku, aynı huzur, çok özlemişim seni Can Yücel
“Dinlerken anlamaya çalışan bakışları, herhangi bir yargılama barındırmıyor. Böyle birinin varlığını ne çok özlemişim.. O penceresi kendi içine açılanlardan.”
Masa Yayınları, “Kendime Çıktığım Yolculuk”
Hayati İnanç
Aşk, insanı kirinden pasından arındıran, yakarak temizleyip güzelleştiren, onu insan yapan, güzel insan yapan bir şey olsa gerek. Kendinden fazla sevmek... Mertebe üçtür sevmede; muhabbet, aşk, dert. Muhabbet odur ki görmekle memnundur sevdiğini, görmezse kaydında değildir. Görünce "A çok özlemişim" der. Aşk sahibi görmekle memnun, görmezse mahzun. Aşkın da ileri derecesi derttir ki görse de mahzun görmese de mahzun. "İnsan hakkıyla sevdiği zaman fâni olur" diyor Muhammed Masum Fârûkî hazretleri, İmâm-i Rabbânî hazretlerinin evladı. Yani seven kaybolur (gülüyor), yalnızca sevilen kalır. Aşkta hedef o. Şekerin çayda erimesine benzetmişler. Erir kaybolur şeker, var mı? E var, yok mu? Yok. Öyle sevmek lazım derler.
Sayfa 49
329 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.