— Seni çok özlemişim, dedi Filiz.
Yerli yerine oturmuyordu sözcükler. Özlemden çok, başka bir şey, bir bunalımı anlatmak istiyordu aslında, bir çaresizliği. Bir çalkantıda bocalamıştı, bir batık gemiden denize dökülmüş gibi. Selim’di kıyı, ya da ona uzanacak el. Ondan uzak günleri ona doğru, ona dönük geçmişti. İşte şimdi yanındaydı Selim. Ama çalkantı ve bunalım durulmamıştı.