Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üzücü
Vagonun, traverslerin üzerine dökülmüş olan kömürle karışık kuma düşen gölgesine bakarak kendi kendine "Oraya! -dedi,- oraya, tam ortaya, hem onu cezalandıracağım, hem herkesten ve kendimden kurtulacağım." Orta noktası onunla aynı hizaya gelmiş olan birinci vagonun altına düşmek istiyordu. Ama kolundan çıkartmaya çalıştığı kırmızı
Sayfa 999 - TÜRKİYE İŞ BANKASIKitabı okuyor
Birlikte bir aydan az süre geçirmiştik ama beni dünyadan gelip geçmiş herkesten daha iyi tanıyor gibiydi.
Sayfa 383 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hiç bu kadar saadet, bir insana nasibolur mu?Eli, bacağı ,gözü ,kulağı olan bir insana... Bunlar, belki ahrete, cennete mahsus şeyler...Halbuki ben, daha bu dünyadayım...Şimdilik ötekine gitmeğe de niyetim yok...
Aydınlık gazetesinde Hikmet Çiçek imzalı yazı Susurluk kazasının yıl dönümüne rastlıyordu. Yazının başlığı "Susurluk, Jitem ve Siirt Gurubu!" Hikmet Çiçek de Ergenekon davası sanıkları arasındaydı. Aynı davadan Silivri Cezaevi'ne konan İbrahim Şahin konu ile ilgili değerlendirmesini şöyle anlatıyordu: "Susurluk olayından sonra
Sayfa 65 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Bunun düzcesi şudur: Ben­den bıktın. Artık Mahir’i istemiyorsun. — Bu zekavetine üç yıldız., yüz aferin... -Fakat güzelim ben senden bıkmadım... Meselenin kötülüğü burada... — Ben senden bıktıktan sonra senin de benden bık­manı beklemek mecburiyetinde değilim... — Bu acele neden ? Bıktığın zavallıyı müthiş bir cehennem azabına düşürmemek için onunla bir müd­det daha yaşamak tahammülünü gösteremez misin? — Gösteremem...
Ben hayatın bu kadar kritik edilmesi taraftarı değilim.Herşeyi olduğu gibi görmek isterim.Güzellikleri, bütünlükleri, tabiilikleri ile. Sence de öyle değil mi? İnsan daha fazla bilgi için kendini zorlamamalı.
Reklam
Yalnız yaşamak hiç bana göre olmadı. Ben isanı sevdim. İletişimi... İstanbul gibi bir şehirde kalabalığın içinde yalnızlığı bastırmak daha kolay oluyor veya ona tahammül etmek... Ayrı değiliz ki bir bütünüz aslında... Ben yalnızsam herkes yalnız burada... Bir yalnızlar topluluğuyuz aslında.
Beni kaldırıp, ahşap masaya oturttu. Külotunu çıkar, diye buyurdu kemerini çözerken. İkinci kez sormasına gerek kalmamıştı. Ben külotumu çıkarıp yere atarken o da aletini çıkarmıştı. Kendi kendini okşamasını ve her harekette biraz daha sertleşmesini izledim.
Seni seviyorum! Okulun koridorlarında yürürken başını yerden kaldırmamanı seviyorum. Ürkek adımlarla dolaşmanı, her an başına bir kötülük gelecekmişçesine tedirginlikle yürüyüşlerini, öğrenci eylemleri başladığında gözlerinde biriken korkuyu, iki kızın dışında arkadaş edinmemeni seviyorum. Ablalarına olan saflık derecesindeki bağlılığını
Kalktım ki akılalmaz bir kış sonu, kuru fasulyeler, soğanlar, sarmısaklar filiz veriyor, patatesler bile.
Reklam
Ben ki her nisan bir yaş daha genç, Her bahar biraz daha âşığım; Korkar mıyım? Ah, dostum, derdim başka...
Yalnız kalmak, terk edilmek, unutulmak... Bunların hangisinden daha çok korkuyorum? Belki de unutulmak en kötüsü. Yalnız kaldığımda bir yerlerde birinin beni düşündüğünü hayal edebilirim hep. Terk edildiğimde özlendiğimi, o kişinin yaptığından pişman olduğunu hayal edebilirim. Unutulduğumda ise hayal edecek hiçbir şey bulamam. Sanki bu dünyada hiç var olmamışım gibi... En kötüsü de beni unutan kişiye öfkelenmem söz konusu bile olamaz, çünkü o bunu bilerek yapmamıştır ki.
Sayfa 133Kitabı okudu
Kadının intiharı bile zarif
İntiharını yazacağım karakterin mutlaka bir kadın olması gerektiğini düşünüyordum . Çünkü okuduğum kadın intiharları erkeklerinkinden çok daha farklıydı ya da ben öyle hissediyordum . Yazılmamış birer şiir gibiydi her biri . O intiharları , zarif ve çarpıcı buluyordum .
Parmaklarımı yatak örtüsüne bastırarak diğer sağanağın gelmesine izin verdim. O ise daha ileri gitmek için uğraşıyordu. Ben, yapamıyorum. Yeterince derine gidemiyorum, diye homurdandı. Ağzından çıkan her kelimeyle daha sert bastırmaya devam ediyordu. Daha derinde olmalıyım. Siktir, zaten yeterince derindeydi. Her darbesi doğru noktalan hedef alıyordu. Ellerim ve dizlerim zevkten şok geçirirken titremeye devam ediyorlardı.
Niçin ben iyilik, güzellik, yücelik gibi şeyler konusunda anlama gücüm arttıkça, bataklığa daha çok gömülüyor ve boğulacak duruma geliyordum?
Sayfa 11 - Olimpia YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.