Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Okur musunuz bilmem, lakin yazdım.
Okur musunuz bilmem lakin yazdım. İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :) * Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım. Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
Felsefenin Kısa Tarihi
Felsefenin Kısa TarihiNigel Warburton · Alfa Yayıncılık · 20206,9bin okunma
575 syf.
9/10 puan verdi
·
35 günde okudu
Roman aynasıdır sokağın
Helios ışığını tüm gücüyle tenimizde gezdirirken, Kharitlerden doğma bir neşeyle, yanımda hırlayan, tıslayan Cerberus hizmet ediyordu bütün konuklara... Kadehlere değişik tatlarda Ambrosialar doluyor, anında tükeniyordu. Zeus’un keyfi yerinde olurdu, Hera’yı edebilseydi ikna. Hades’in gözlerinde Persephone’nin diri bedeni, Ares, Hephaistos’un
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Doğu Batı Yayınları · 202413,5bin okunma
Reklam
2267 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Kadim Sorular
"Üç bin yılın hesabını göremeyen karanlıkta yolunu bulamaz; günü gününe yaşar ancak." Goethe Kitabın tanıtımındaki bu sözle incelemeye başlamak istedim. Goethe'ye bir yandan hak veriyorum; öte yandan da insan üç bin yılın hesabını görse dahi yolunu bulamayabilir hatta bembeyaz bir
Felsefe Tarihi
Felsefe TarihiAhmet Cevizci · Say Yayınları · 2015548 okunma
Trajedi Üzerine
Yaşlı Plinius'un burada üzerinde durduğumuz prensibi anlattığı, güzel bir gözlemi vardır. "Oldukça şaşırtıcıdır ki", der, "Aristides'in Iris'i, Nikomakhos'un Tyndarides'i, Timomakhos'un Medea'sı ve Apelles'in Venus'ü gibi en meşhur sanatçıların yarım bıraktıkları son eserleri her za- man en çok övülen eserleridir. Bunlar, tamamlanmış eser- lerinden bile üstün tutulur. Eserin bitmemiş çizgileri ve ressamın yarım kalmış fikri dikkatle incelenir; ve ölümün durdurmuş olduğu o merak uyandırıcı ele duyduğumuz keder hazzımıza yapılan bir ilavedir."
Sayfa 85 - PinhanKitabı okudu
David Hume der ki...
En tatlı ve en zararsız yaşam yolu bilim ve bilginin sokaklarından geçer ve bu yoldaki engellerden herhangi birini kaldırabilen yada yeni ufuklar açabilen herkes insanlığa hayrı dokunmuş biri olarak baş tacı edilmelidir.
Sayfa 8 - iş bankası yayınlarıKitabı okudu
192 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Bu zamana kadar okuduğum en ağır felsefe kitabıydı diyebilirim. Başlığıyla tamamen aynı içerik olan ve konudan asla sapmadan, göz kırpmanıza bile izin vermeden ve sanki bir yere yetişircesine öyle iktidarlı öyle isabetli konularla ilerliyor ki , bir ara beynimin elektrik akımına uğradığını hissettim. Bu dünyaya birden bire gelmiş olsaydık eğer ( varsayalım) nesnelerin birinin giderken diğerinin geldiğini ve bir olayın ardından, öbürünün geliştiğini hemen gözlemleyecek, fakat daha öte bir şey keşfedemeyecektik. Alışkanlıklar konusunda dikkatimi çeken bir paragraf olmuştu. Alışkanlık insan yaşamının büyük kılavuzudur der Davıd HUME. Evet. Deneyimlerimizi bize yararlı kılan ve gelecekte de olayların geçmiştekine benzer şekilde cereyan etmesine yol açan bu ilkedir. Alışkanlıklarımızın etkisi olmasa belleğimiz ve duygularımızla doğrudan bilgi sahibi olamazdık. Yaptığımız ve attığımız her adımın, bize deneyim olduğunu bir kez daha beynimize kazımış olduk. İlerleyen konular da hayvanlarda terbiye ve eğitimin bir nevi insanlarla aynı olduğunu , yasalar ve kurallar gereği hepimizin bir digerine hükmettiğini görüyoruz. Zor ama okudukça daha ne fırtınalarla karşılaşacağım dedirten bir eserdi.
İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma
İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir SoruşturmaDavid Hume · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20171,235 okunma
Reklam
"Hoca" ve "usta" olgusu felsefe tarihi boyunca, çok ilginç bir süreç içinde, (bazen canlı bir ilişki, bazen bir okuma-okunma ilişkisi olarak) örneklenip durur: "Öğrenci" ve "çırak" filozof, önce neredeyse körükörüne bağlandığı "hoca" ya da "usta"sını, sonradan, yine, neredeyse toptan yadsır (sanki, delice aşık olduktan sonra, sevgilisinin orasında burasında çirkinlikler bulmaya başlar). Bu sürecin bir başka ilginçliği de, şu : sanki, hem ilk bağlanma hem de sonraki kopma ne kadar şiddetli ve derin olursa, "yetişen'" filozof da kendi felsefesini o kadar güçlü kılar. "Hoca-öğrenci", "usta-çırak" ilişkisiyle felsefe tarihini şöyle bir hızlıca taramak gerekirse : Sokrates - Platon, Platon - Aristoteles, Descartes- Spinoza, Spinoza - Leibniz, Locke - Hume, Leibniz + Hume - Kant, Kant -Hef,'- ' Hegel - Marx, Schopenhauer - Nietzsche, Frege - Wittgenstein ... Felsefe tarihinin (yeterince bilinen) ilk "hoca-usta"sı Sokrates, diyalog'a (felsefeye) girişmeden önce, bir gence, "Görüyorum ki bedenin güzel; şimdi bakalım ruhun da güzel mi ... " der. Öğrencisi Platon'a göre de, "felsefe güzel bir insanı sevmekle başlar". (-Acaba Platon Sokrates'ten ironi de mi öğrenmiş?! ... ) Sokrates'in "güzel genç" idealini XX. Yüzyıl'da Wittgenstein sürdünnüştürama onun gençleri de boyuna ölmüşler (David, Frank, Francis ... ). -Bu da işin başka bir yanı olsa gerek ...
Sayfa 118 - Metis yayınları
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Sayıklama ve Çağrışımlardan Rüyâlara 8 Ocak 2023 “Bir âlem kurulur gibi yeniden Baştanbaşa hayâl, düşünce, rüyâ”
David Hume der ki;
Hiçbir şey, insanın hayal gücü kadar hür değildir.
Reklam
"Hoca" ve "usta" olgusu felsefe tarihi boyunca, çok ilginç bir süreç içinde, (bazen canlı bir ilişki, bazen bir okuma-okunma ilişkisi olarak) örneklenip durur: "Öğrenci" ve "çırak" filozof, önce neredeyse körükörüne bağlandığı "hoca" ya da "usta"sını, sonradan, yine, neredeyse toptan yadsır (sanki, delice aşık olduktan sonra, sevgilisinin orasında burasında çirkinlikler bulmağa başlar). Bu sürecin bir başka ilginçliği de, şu : sanki, hem ilk bağlanma hem de sonraki kopma ne kadar şiddetli ve derin olursa, "yetişen'" filozof da kendi felsefesini o kadar güçlü kılar. "Hoca-öğrenci", "usta-çırak" ilişkisiyle felsefe tarihini şöyle bir hızlıca taramak gerekirse : Sokrates - Platon, Platon - Aristoteles, Descartes - Spinoza, Spinoza - Leibniz, Locke - Hume, Leibniz + Hume - Kant, Kant - Hef,'- ' Hegel - Marx, Schopenhauer - Nietzsche, Frege - Wittgenstein ... Felsefe tarihinin (yeterince bilinen) ilk "hoca-usta"sı Sokrates, diyalog'a (felsefeye) girişmeden önce, bir gence, "Görüyorum ki bedenin güzel; şimdi bakalım ruhun da güzel mi ... " der. Öğrencisi Platon'a göre de, "felsefe güzel bir insanı sevmekle başlar". (-Acaba Platon Sokrates'ten ironi de mi öğrenmiş?! ... ) Sokrates'in "güzel genç" idealini XX. Yüzyıl'da Wittgenstein sürdürmüştür ama onun gençleri de boyuna ölmüşler (David, Frank, Francis ... ). -Bu da işin başka bir yanı olsa gerek ...
Sayfa 118Kitabı okudu
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma
Deneyciliğin(empirizm) en büyük temsilcisi David Hume'un otoritelere göre en önemli eseri. Ferit Burak Aydar'ın çevirisini yapmış olduğu bu eser çok yalın ve anlaşılırdır. Ki kitapta göreceğiniz üzere David Hume'un sitem ettiği sorunlardan biri de filozofların çoğunun yapmış olduğu, topluma faydası dokunmayan girift felsefedir. O yüzden bu yalın
İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma
İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir SoruşturmaDavid Hume · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20171,235 okunma
İnsan aynı zamanda eyleyen bir varlıktır; ve bu özelliğinden olduğu kadar Insan yaşayışının gereklerinden dolayı, iş ve uğraşı edinmek zorundadır: Fakat zihin dinlenmek ister: özen ve çalışmaya olan eğilimini her zaman canlı tutamaz. Böylece görülmektedir ki, doğa böyle karma bir yaşama çeşidini insan soyuna en uygun hayat olarak göstermiş ve bu eğilimlerden hiçbirinin, öteki uğraşı ve eğlencelerden yoksun bırakacak kadar ağır basmasına izin vermemeleri için insanları gizlice uyarmıştır. Bilime olan tutkunuzu sürdürün, der doğa fakat biliminiz insanca olsun, eylem ve toplumla doğrudan doğruya ilgili olsun. Karışık düşünceyi ve derine dalan araştırmaları yasaklıyorum ve sizi, bunların getirdikleri kaygılı karasevda ile, içine soktukları bitmez tükenmez kararsızlıkla ve sözümona buluşlarınızın blldirildikleri zaman karşılaşacakları soğuklukla amansız bir şekilde cezalandıracağım. Filozof olun: tüm felsefeniz içinde, yine insan kalın.
608 syf.
·
Puan vermedi
Geniş Özet
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.  Armstrong'un bir kaç eserini daha
Tanrı'nın Tarihi
Tanrı'nın TarihiKaren Armstrong · Pegasus Yayınları · 20171,634 okunma
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.