Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
''Sığ zihinleri büyük fikirler barındıramaz ve daha donanımlı beyinlere giremeyen saçmalıklar onları heyecanlandırır. Bu tür sohbetlere tek alternatifleri, dedikodu bataklığına balıklama dalmaktır; en çok sevdikleri şey.''
Olmadığınız bir şeyi olmayı hedeflerseniz, başarısızlığa mahkûmsunuz. Kendiniz olmayı hedefleyen. Kendiniz gibi bakmayı, davranmayı ve düşünmeyi hedefleyin. Kendinize en sadık versiyonunuz olmayı hedefleyin. Kendiniz olma haline kucak açın. Kendinizi onaylayın. Sevin. Bunun için çok çalışın. İnsanlar sizi küçümsediginde ve sizinle alay ettiğinde, onlara kulak asmayın. Dedikodu çoğu zaman üstü örtük bir kıskançlıktır. Oyalanmayın. Direnme gücünüzü koruyun.
Reklam
*~●。。。Dedikodu yüzeysel bir hikayeydi ve genellikle bir başka yaşamı delip söndürmeyi hedefliyordu.
Everest Yayınları Çeviren Özlem Sevim GayretliKitabı okuyor
Sefalet ve zorluklar digerlerinin hafızasını kötü etkiliyor olabilir. Geçmişle, çoğunlukla bir tür miskinlik halinde yüzleşirler. Ne yapacaklarını bilmeden, geçmişi garip bir gülümsemeyle başlarından savarlar. Sanki dedikodu ya da kulaktan dolma şeylermiş gibi, kendi tecrübelerine karşı ilgiden yoksundurlar. Parça parça hatırlarlar, bunların da genellikle yaşadıklarıyla bir ilgisi yoktur. Katlandıkları onca şeyi ifade etmek için bir iki cümle yeter. Zaman zaman gençlerin bu insanlarla, "Yaşlanınca köpek gibi yaşamaya başlarlar," diye alay ettiklerini duyardım.
Bu kasaba ölü gibiydi. Bir dedikodu yuvası, bir cadıkazanıydı. Herkes, herkesin en gizlisini biliyor, herkes herkesin en küçük sürçmesini bağışlamıyordu. Her gün binlerce dediko­du yaratılıyordu. Dedikoduya kurban gitmeyen, dedikoduyla yöresini sindirmeye çalışmayan hiç kimse yoktu. Durgun, sı­kıntılı kasabada herkes biribirinin gözünü oyuyor, kuyusunu kazıyordu.
"Hepiniz birbirinizden korkarsınız, hep o yüzden.Hep başkaları hakkınızda dedikodu yapar diye ödünüz patlar."
Reklam
"Dedikodu ateşi!" Her ne kadar yaşananlar dışarıya sızdırılmasın diye düşünülüp tembih edilse de insanın yürüdüğü her yerde laf da durmaz yürürdü. Hiç olmadık yerlere kadar ulaşır, hiç olmadık yerlerden çıkardı kuşkusuz.
Yüce şeylere özlem duyan insanlardılar ve bu yüzden de, tarihi açıdan ilginç olsa da, dedikodu sayılabilecek şeylerle, genelde doğrudan estetikle veya erdemle bağlantılı olmayan herhangi bir şeyle ilgilenmeleri mümkün değildi....
Sayfa 43 - Marcel ProustKitabı okuyor
Anadolu'da işsizliğin doğurduğu yegane iş olan dedikodu, almış yürümüştü. Mektep mahalle mi hususi muhasebe memurunu, tapucu müddeiumumiyi (savcı), mal müdürü şube reisini çekiştirir, on dakika sonra da kahvede beraberce tavla oynayıp garson kızlara sarkıntılık etmekten sıkılmazdı.
Sayfa 118Kitabı okudu
"Dedikodu ile sohbet, ahkam kesme ile nasihat, eleştiri ile kınama birbirinin yerine kullanılabiliyor. Sohbetini dinlediğiniz biri, bakıyorsunuz, sohbet etmiyor, dedikodu yapıyor. Bir eleştiri konusu, birden bir kınama havasına dönüşebiliyor."
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor; Dedikodudan sakınınız, çünkü dedikodu zinadan daha ağır bir günahtır. Zira zina eden bir kimse tevbe edince tevbesi Allah tarafından kabul edilebilir. Fakat dedikodusu yapılan kimse affetmedikçe dedikoducunun affedilmesi mümkün değildir.
İNSAN TEKİNİ ANLATMAK...
- "Peki tenâsüh bahsinde ileri, sürülenlere ne diyeceksin?" İşte buradan konuşmaya başlayınca, "ben onun yazısını 6 kere okudum, anlayamadım! diyen tipi karşında bulursun... Romanda kala kala dedikodu kalıyor... Öbürü kalkar, keyfiyetsiz romanını, "ben insan tekini anlatıyorum!" lâfıyla kurtarıverir. "İnsan tekini anlatmak" lâfını duymuş, ama ne "niçin"inden haberi var, ne "nasıl"ından..."
Sayfa 152 - 9.Levha, (Yeni Dünyanın Eşiğinde) -Tenasüh- İBDA YayınlarıKitabı okudu
“Ne diyebilirim ki sana, varlığın sırları saklı senden, benden; bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben. Bizimki perde arkasında dedikodu; bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.”
Dedikodu kötü şeydir, dedikodularla uğraşmayın.
Sayfa 12 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 7.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Müslüman Kadınların İslam Devletleri Evleri
Müslüman kadının evinde haremlik/selamlık en önemli prensiplerdendir. Bu prensibi kabul etmeyen ya da beğenmeyen hiç kimse onun kapısından içeri giremez. Onun evi gıybetsiz hava sahasıdır. Bu eve gelen misafirler burada gıybet/dedikodu edilmeyeceği, laf götürüp getirilmeyeceğini bilirler.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.