Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sarıkamış Dramı - 4
ÇARIKLI, kaputsuz, eldivensiz, atkısız Türk askerlerine karşı Rus birlikleri kıskanılacak kadar iyi giyimliydi. Hepsinin kulaklıklı kalpakları, kalın kaputları, atkıları, yün çamaşır ve çorapları, keçe çizmeleri ve eldivenleri vardı. Gerektikçe savaşçılara ısınsınlar diye votka dağıtılıyordu. İki yüz yıl önce geri, ilkel bir toplum olan Ruslar Türklerin Deli dedikleri Büyük Çar Petro sayesinde çağdaş gelişimin önemini kavramış, Ortodoks bağnazlığını yenmiş, ilerlemiş, gelişmiş, dünyanın dört-beş güçlü devletinden biri ve Osmanlının başbelası olmuştu. 35 yıl önce bu bölgeyi işgal etmiş olan Ruslar, Sarıkamış'tan Kars'a demiryolu döşemişler, Kars demiryolunu da Kafkas demiryolu ağına bağlamışlardı. Geniş, taştan karayolları, kolay ısınır, büyük, taş binalar yapmışlardı. Birliklerini kolayca ikmal edebiliyorlardı. Osmanlı ise Anadolu'yu yaşanılır kılmak için sürekli ve bilinçli bir çaba göstermiş değildi. İstanbul'a kapanıp kalmış, anayurdunu kaderine terk etmişti. İlkellik yaygın ve derindi. Temiz, titiz bir yaşama alışkanlığı edinilemediği için savaş başladı mı, hemen salgın hastalıklar baş gösteriyordu. Şimdi de merkezde Ruslarla savaşan 11. Kolorduda tifüs salgını başlamıştı. Sağ kalan olursa onları da tifüs mahvedecekti.
Sayfa 93 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Ders notları " Osmanlı Tarihi" ( Atatürk Üniversitesi)
İsveç kralı XII Şarl / Demirbaş Şarl'ın "Demirbaş" adını alma sebebi 1709 yılında Rus Çarı Deli Petro'ya yenilmesiyle Osmanlı'ya sığınması,1714'e kadar Osmanlı'da kalması ve gitmek istememesidir. Neredeyse zorla gönderilmiş ve bundan mütevellit Demirbaş Şarl denmiştir..
Reklam
Ne hikmetse, sadece Türkiye'de "deli" olarak adlandırılır.
Biz deli Petro deriz ama Ruslar büyük Petro derler. Bizim kaynaklarımızda "deli" lakabıyla tanınsa da, günümüzde Rusya'da fazlasıyla hatırlanan ve saygı duyulan bir çardır. Rus donanmasını geliştirmek amacıyla eski püskü kıyafetlerle çar olduğunu gizleyerek o dönemin denizcilikteki sayılı ülkelerinden Hollanda krallığının tersanelerinde çalışmıştır. oradan öğrendikleri ile Rus donanmasını şaha kaldırmıştır. eksisozluk.com/deli-petro--339...
228 syf.
1/10 puan verdi
Tolstoy'un Gizli Raporlarında Osmanlı İmparatorluğu
Tolstoy'un Gizli Raporlarında Osmanlı İmparatorluğu
Pyotr Andreyeviç Tolstoy
Pyotr Andreyeviç Tolstoy
M. R. Arunova
M. R. Arunova
F. S. Oreşkova
F. S. Oreşkova
Bu kitabı 12-13 yıl önce lise 1'e giderken almıştım, okumak bugüne nasip oldu. Kitap yazar
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
'un kendinden 200 yıl önce yaşamış büyük büyük dedesi, Çar Deli Petro'nun istihbarat için büyükelçi olarak Osmanlı Devleti'ne gönderdiği
Pyotr Andreyeviç Tolstoy
Pyotr Andreyeviç Tolstoy
'un büyükelçiliği döneminde Rus devletine verdiği istihbarat raporlarından oluşuyor. Kitap 228 sayfa ama bunun yaklaşık 23 sayfası kaynakça ve dizin, ortalama 50 sayfası da Önsöz kısmından oluşmaktadır yani kitabın ana içeriği 168 sayfa civarındadır. Kitabın o dönemde büyükelçilerin nasıl istihbarat görevini yaptığını, yerini getirdiği örneğini net bir biçimde görüyoruz. Yalnız büyükelçi Rus olduğu için Osmanlı ve Türk insanı hakkında çoğu kez rahatsız edici düzeyde aşağılayıcı konuşuyor, ifadeler kullanıyor. Bu kısımları okurken
Aleksandr Puşkin
Aleksandr Puşkin
Erzurum Yolculuğu
Erzurum Yolculuğu
kitabında ki diğer milletleri küçümseyici sözler aklıma geldi. Sanırım diğer milletleri hor, hakir görmek Rusların genetik özelliği. Devri ve büyükelçilerin nasıl istihbarat verdiklerini görmek için iyi bir eser ama pek hoşlanamadım.
F. S. Oreşkova
F. S. Oreşkova
ve
M. R. Arunova
M. R. Arunova
'nın geniş önsözü ve uzun uğraşlar sonucunda ve geniş kaynakçalarla oluşturduğu, 24 saat içerisinde bitirdiğim bu eseri çok beğenmedim. Puanım 3-4/10. İlgisi olanlar için belki okunur bir eser.
Tolstoy'un Gizli Raporlarında Osmanlı İmparatorluğu
Tolstoy'un Gizli Raporlarında Osmanlı İmparatorluğuF. S. Oreşkova · Yeditepe Yayınevi · 201346 okunma
Biz, insanlığın tarihine ve fikir dünyasına Aristo'dan sonra "ikinci öğretmen" olarak kabul edilen Fârâbî'yi verdik. Onlar ancak Korkunç İvan'ları, Deli Petro'ları yetiştirdiler.
Sayfa 65
496 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Rus Çarı Deli Petro, 1683 yılında kıyafetlerin değişmesi, yeni takvimin kabulü, saç ve sakalın kesilmesi, yeni kitaplara göre dua etme, yeni ayin şekli gibi sosyal hayatı değiştirmeye yönelik bir takım inkılâplara girişmesi üzerine, isyan eden bir grup Don Kazağı, Sultan IV. Mehmet zamanında, Bandırmaya 20km. Gönene 25 km. mesafede bulunan Manyas Gölü kenarındaki Kocagöl sahasına iskân edilmişlerdir. Bildikleri tek iş olan balıkçılıkla geçinmiş, sazdan yaptıkları kulübelerde yaşamışlardır. 222 yılın üstüne 1962 yılına gelindiğinde Soğuk Savaş'ın tarafları ABD ve SSCB'nin, Manyas Kazak köyü sakinlerini göç ettirme yarışında 63'ü ABD'ye, 999'u anavatanlarına dönmeye karar vermişlerdir. Bu tarihi bilgilerin ışığında gerçek karakterlerden esinlenerek yazılmış harika bir yakın tarih romanıydı Son Kazak Kocagöl. Yazarımız Salim Nizam'ın titizlikle yaptığı araştırmaları ve usta kalemiyle harmanladığı satırlarını okurken zaman yolculuğuna çıkmış gibi hissediyorsunuz kendinizi. "Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına" Zeki Müren
Son Kazak Kocagöl
Son Kazak KocagölSalim Nizam · Fenomen Kitaplar · 201725 okunma
Reklam
Bu kavga; entellektüel bir idealizm ve esneksiz bir kavram bağlılığı ile, her şeyin mihveri Rusya' nın kalkınması olduğunu anlayan Realist bir Şark despotizmi arasındaki ölüm- kalım savaşıydı. Ve Rus yarihinde en aşırı misallerini veren bir Korkunç İvan, yahut Deli Petro usulleri ile yürütüldü.
Sayfa 282Kitabı okudu
Bugün bile Sultan İbrahim'e "deli" diyenler, Rus halkının, gerçekten "deli" olan Rus Çarı Deli Petro'ya, "Büyük Petro" dediğini hatırlayıp utanmalıdırlar.
Sayfa 177 - NakkaşKitabı okudu
Hiç yoktan neler yaratılıyor! Küçücük Prusya az müddet içinde büyük bir devlet oldu. Deli Petro' dan evvel Rusya neydi, şimdi nasıldır? Dünkü İtalya ile bugünkü İtalya'ya bakınız. Eğitim görmüş bir cemiyet nelere muvaffak olmuyor?
François Le Fort ve 1.Petro
“1695’e doğru Moskova’daki Danimarka elçiliğinde Franz Lefort adında İsviçreli bir genç bulunuyordu. Bu genç, birkaç ayda Rusça’yı öğrenmişti ve neredeyse bütün Avrupa dillerini konuşuyordu. O zaman on dokuz yaşında olan bu genci 1.Petro(deli petro) tanıyıp beğendikten sonra hizmetine aldı ve çok geçmeden onunla ahbap oldu. Franz Lefort, Çar’a bu geniş ülkede yüzyıllardan beri talihsizce sürüp giden tutuma hiç benzemeyen bambaşka bir yaşayış ve yönetim tarzının varlığını anlattı. Bu İsviçreli olmasaydı belki de Rusya hâlâ yerinde sayıyor olacaktı.”
Reklam
Rusya Deli Petro'nun yönetimindeyken;
[...] vaktiyle kazığa oturtulan veya derileri yüzülen suçluların birden ölmemeleri ve daha çok acı çekmeleri için, sığırlar kesiliyor ve bunların soyulan sıcak derileri, önemli suçluların vücutlarına sarılarak can çekişme acıları uzatılıyordu.
Sayfa 326 - Remzi Kitabevi – 15. Basım ~ Kasım 2004, İSTANBULKitabı okudu
1084 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Mutlu günler olsun :) Önemsiz bir devlet olan Rusya’yı, sonraki asırlarda Osmanlı’nın yıkılmasının asli faillerinden olacak bir Avrupa gücü haline getiren Petro, kimi Osmanlı tarihçileri tarafından “Deli Petro” olarak anılsa da tarihin onun hakkındaki nihai yargısı farklıdır ve elinizdeki kitabın başlığını süslemektedir. (Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır./#atatürk ) {TARİHE OLAN BAKIŞ AÇIMİZ TARAFSIZ OLMALI...}
Büyük Petro
Büyük PetroRobert K. Massie · İş Bankası Kültür Yayınları · 201925 okunma
Alın şu ünlü ansiklopedileri de bir bakın, yalnızca günahkarların adı var orada... Hangi masumu ansiklopediye yazacaklar. Çar ordularının komutanı Kutuzov mu masumdu, tavşanları öldüren Pastor mü, köpekleri şartlı refleks çalışmalarında kullanan Pavlov mu, “Dünya dönüyor," diyerek bütün kiliseyi ayağa kaldıran Galile mi, Amerika'yı keşfetmek için nice insanı canından eden Kolomb mu, Bismarck mi masumdu, Deli Petro mu yoksa? Arasanıza ansiklopedilerde masumları. Hiç günah işlememişleri. Masumlarla günahsızların bir ansiklopedisi bile olamaz.
Sayfa 69 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Türkler Anadolu'ya geldiğinde, hiç olmazsa kısmen, kendini tüketmiş bir uygarlıkla karşılaşmışlardı. Bir bakıma Ortodoksluğun kaderi ile Bizans'ın kaderi aynı olmuştur. Türk'lerin İstanbul'u fethinden sonra Rusların Ortodoksluğa hami oluşu esasta semboliktir. "Tsarism"ı (1) Deli Petro'nun oyuncağı idi, Ruslar Ortodoksluğu ancak manipüle etmişlerdi; ama geleneği taşıyıcılık rolü hariç ihya edemediler. Komünizm ise Ortodoksluğun bir anlamda tükenişi oldu. (1) Ortodoks kilisesinin çarlığın egemenliğine mahkum oluşunu ifade eden bir terim.
389 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.