Ey derbeder şarkı, şimdi git yoluna,
Var o kadınlara ve genç olanlarına,
Onlara ki kardeşlerin geçmişte,
Keyif götürürlerdi kendi elleriyle.
Fakat sen benim kederimin kızısın,
Menzile tesellin olmadan varacaksın.
Aşk akıl için bir sırr-ı kadîm, Mâşuk, Âşık için bir ismi Azîm, sekerat girdabında ki bir derviş gibi âşık maşukun adını tesbih eder de eder ama ne içinde erir ne sonuna erer, ne onu geçer, ne O'ndan geçer, halkın gözünde değersiz bir derbeder, akılsız bir meczuptur o. Halbuki uçsuz bucaksız, dipsiz kenarsız, hadsiz hudutsuz bir âlemde mahpustur, mahkumdur, mahcuptur o kimse bilmez, bilemez.
Aşk bir kemend-i esaret gibi görünür sana amma aslında o maddeyi manaya, cesedi ruha, aklı kalbe, görüneni görünmeyene bağlayan bir mirac-ı hürriyettir. Bir yanın zelil olsa da, bir yanın azizdir. Bir yandan yaksa da aşk bir yandan serindir. Tıpkı bir afyon-u manevi gibi içine girmekle kalmaz iliklerine siner. Sonrası bir mevtanın sekerat hissizliği sanki. Artık donsan da, yansan da fark yok gibi.
Hasıl-ı kelam aşk, İlâh'tan insana lütfedilmiş bir haldir. Bunun üzerine söylenecek her söz ne idüğü belirsiz bir küllü kâl'dir.
youtube.com/watch?v=me7HRXS...
Yılmaz Öztuna gibi, raftan kitap çekip kopya ederek tarihçi, aynı minval üzre müzikolog kesilenlerin kendisine 'Derbeder' demelerine bile şahit olmuştu.
NERDESİN
Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: - Nerdesin? Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgarlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: - Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana "Gel" desin.
Utanmadan günah alıp yola giden içindeki o serseri
Dokunduğun o tenleri
unutamaz
Sebebi yok
Nefesimi çekip verip
Zamanı var
Dinleyemedim hiç seni bunların arasında
Birkaç üzüm tanesiymiş hâtıram
Birkaç kelâm fidesi
Rüzgâr sert esiyormuş
Yüzümün sana bakan çizgilerinde
Biraz saçlarımmış beyaz ve mâsum
Biraz gözlerim
Gözlerimde tutukluymuş ıstırap
Kimi insan derbeder,
Ömrünü heba edip gider.
Kimisi maişet derdine düşmüş,
Rahattan bihaber.
Olmayacak işler peşinde,
Kimisi taban teper.
Kimisi dul, kimisi öksüzdür;
Alınyazısı kahreder.
Aklından zoru var kiminin;
Merhamet ister.
Ben sevda çekerim,
Hepsinden beter.
ve bir adam geçip gidiyor ıslak ağaçların yanından
.. ve perişan şakaklarında o kanlı kelimeyi tekrarlayıp duruyor:
- selam!
-selam!
ve ben çiçeklerin döllenmesini düşünüyorum
soğuk bir mevsimin başlangıcında
aynaların matem meclisinde
ve pörsümüş tecrübelerin köhne meclisinde
.. sabırlı
vakur
derbeder
o adama
nasıl dur emri verilebilir
ve o adama yaşamıyor olduğu
hiç yaşamamış olduğu
nasıl söylenebilir?
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz "Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz".
Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere
O gülün yüzü gülmüyor sensiz
O köklensin diye
Artık geri gel bütün yalanlardan,
Gündüzümü geri ver ben aldırmadan.
İçtiğim sigaraların haddine,
Beni bana ver artık duramam.
Ben mecbur hemde çaresiz,
Derbeder bir yorgun hemde avunmuş.
Gözlerimde bıkkınlık bana ümitleri ver,
Ben yandım, tükendim ve hep bittim.
Ben mecbur oldum sana birden,
Yapraklarım karanlığa kalmaz solar yeniden.
Benim adımı unuttur,
Bana güneşimi geri ver.
Ah sigaramda yandı hep şiirler,
Hadi olmaz bahane kabul edemem.
Gel bana hemen şimdiden,
Gel bana hemen bugün.
AYKUT BARIŞ ÇELİK