Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
… Portuga iyice uzandı, yeleğini yastık niyetine ağacın köklerinden birinin üstüne serip konuştu: “Şimdi biraz kestirebiliriz.” “İyi de ben uyumak istemiyorum ki.” “Olsun. Seni başıboş bırakacak değilim, afacansın malum.” Elini göğsüme koyarak beni tutsak etti. Uzun süre ağacın dalları arasından geçip giden bulutları izledik. Beklediğim an
Reklam
22 Şubat 1962: Türkçü Gençler Atsız İçin Telaşlanıyor: 27 Mayıs ihtilali ve 13 Kasım tasfiyesinden sonra ordu içindeki dalgalanmalar devam etmişti. Silahlı Kuvvetler Birliği adı altında bir cunta kurulmuş ve cunta Millî Birlik Komitesi üzerinde baskı uygulamaya başlamıştı. 15 Ekim 1961 seçimlerinin sonuçlarından memnun olmayan bazı general ve
DAVETİYE Ey benito musolini! Ey gayet yüce, İtalyanlar başvekili muhterem Duce! Duydum ki, yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora. Buyursunlar... Bizim için savaş düğündür; Din arabın, hukuk sizin, harp Türklüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden ordular
''Nedir?'' ''Düşmanın İzmir'e çıktığı Denizli'de duyulur duyulmaz, millet neye uğradığını şaşırmış, tabansızlar göçlerini toplamaya başlamış. Müftü bakmış ki durum kötü.. Çoluk çocuk ayak altında kalacak. Hemen büyük caminin sancağını çıkartmış tekbir getirerek sokaklarda dolaşmış, sonra halkı belediyenin
Sayfa 372 - Ketebe YayınlarıKitabı okuyor
"Bir şeyler yedin mi?" diye sordu Kumru. "Hayır, sen yemişsindir umarım." "Seni bekledim.'' dedi Kumru, "Ne istersin, ne yiyelim?" Uraz başını kaldırıp caddeye söylece bir bakıverdi ve düşüncesizce konuştu. "Kumru." dedi. Kumru başını çevirip şaşkınlıkla Uraz'a baktı. "Efendim?" dedi. "Kumru," diye tekrar etti Uraz dalgınlıkla yürümeye devam ederken, "Kumru yiyebilirim ben." Tam o an kurduğu cümlenin içindeki kelime oyunu kafasına dank etti ve kendisini tutamayıp gülerek Kumru'ya döndü. Kumru da kendisini tutamadı ve gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmak zorunda kaldı. "Özür dilerim!" dedi Uraz gülerek, "Yemin ederim ismini düşünerek söylemedim! Şuradaki kafenin önündeki tabelayı okudum. "Ayvalık Tostu ve Kumru" yazısını görünce canım kumru çekti. Öyle söyleyiverdim.'' "Peki!" dedi Kumru, "O zaman ben Ayvalık tostu yerim, sen de kumru mu yiyeceksin?" "Sana ayıp olmayacaksa evet." dedi Uraz. Gülüşerek yolun karşısına geçtiler. "Bir de çay içelim,'' diyordu Kumru kafeye doğru yürürken, "Canım o kadar çay çekti ki!"
Reklam
Reha Oğuz'un Kemâlistliği.
"Sonra, Kemalizmin Tarih ve Dil inkılaplarında mündemiç olan .. Türk ırkının eşsiz üstünlüğü.. felsefesi kalbi mi fethetmişti. Bunu, biyolojiye, prehistuara ve daha birçok ilimiere dayanır bir Tarih felsefesi halinde işlernek en büyük ihtirasımdı." (Sahife: 411) (Kemalizmi Turancı ve Irkçı gibi gösteriyor) Bunlar, yıllarca, Atatürk
1920’lerin sonlarına doğru Dünya Tanrıları isimli eserini yazdığı dönemde, bir gece kar yağıyorken, dışarıda yazmak ister eserini. Dışarı çıkar ve Central Park’a gider. Yanına gelen polisler Cibran’a nereli olduğunu sorduktan sonra, polislerden bir tanesi ona şöyle der: “Sizin oradan bir yazar var, ne zaman ki kitapları evime girdi, eşim bana itaat etmeyi bıraktı, artık benimle tartışabiliyor. Sanırım o yazarın ismi Halil Cibran’dı. Hiç duydun mu bu adamı?” der. Cibran da cevap olarak “Evet duymuştum” der.
Kuran'ın çevirisini sürekli değiştiren din tüccarları
"Gözlerim artık iyi görmüyor." dedi. "Gerçi gençken de doğru düzgün okuyamazdım ya. Ama bana öyle geliyor ki, yazılarda bir değişiklik var. Yedi Emir eskisi gibi duruyor mu, Benjamin?"
Sayfa 133Kitabı okudu
"..kalbini yardın mı ki..?"
Evtas harbindeydi. Muhallim adında bir Müslüman, Amr adında birine rastladı. Amr, Müslüman olduğunu söylediği halde onu öldürdü. Hz. Peygamber Muhallim'i sorguya çekerek: - Müslüman olduğunu söylediği halde niye öldürdün? dedi. O da: - Onun Müslümanım demesi, ölümden kurtulmak içindi, deyince: - Ya sen onun kalbini yardın mı ki, doğru mu, yalan mı söylediğini bilesin? - Kalbi bir et parçası, yarılsa sanki ne anlaşılır? - Kalbini bilmezsin, söylediğine inanmazsın, ya ne yapmalı, dedi ve onu lanete mahkum etti.
Sayfa 125
Reklam
Musa oğulları
Buğday, Kuzey Suriye'den geliyordu. Filistin yiyici idi. Daha önce en büyük yiyici olan cephe vardı. Kıtlık ve açlığı önlemek için Filistin yahudilerini harbin sonuna kadar istihsal (toplama) bölgesine yollamak ve orada oturtmak lazım geldi. Acaba gerçek sebep bu mu idi, yoksa Filistin Yahudileri tehcir (göç) mi ediliyordu? Bir Yahudi
Sayfa 70 - Pozitif yayınları/2004
Vücudu hemen tepki verdi. Teni ateş gibi yanıyor, gözlerine inanamıyordu. Emin olmak için zinciri çıka- rıp kapıyı açtı ve Clay'in kapıda duran muhteşem gö- rüntüsünü beynine kazıdı. Clay kravatını gevşetmiş, gömleğinin yaka düğmesini açıyordu. Julia, onun boynuna sarılmak, dudaklarına yapış- mak ve onu gördüğüne ne kadar sevindiğini
Sayfa 275
Yaz geçiyor sen gelmiyorsun. Belki bir gün geleceksin ama o kadar geç gelmiş olacaksın ki seni gördüm mü görmedim mi, doğru dürüst anlayamadan kalkıp geri gideceksin.
Abide hanımlar
Ebu Haşim el-Kareşi dedi ki: "Yemen ehlinden Seriye adlı bir kadın Mekke'ye geldi. Bir mahallemizde konakladı. Ben geceleyin onun inlemesini ve çığlık koparmasını İşiti- yordum. Bir gün hizmetkârıma dedim ki: - Şu kadıncağızın durumuna git bak, ne yapıyor? Hizmetkâr bu sözüm üzerine kadının durumunu mu- rakabe etmek üzere gitti. Onun herhangi bir şey yaptığını görmedi. Ancak o, kıbleye doğru oturduğu halde, gözünü gökten çevirmiyor ve diyordu: Seriyeyi sen yarattın. Sonra onu bir hålden diğer bir hâle geçmek için nimetinle gıdalandırdın. Halbuki senin bü- tün hållerin güzeldir. Seriyenin katında senin belånın ta- mamı hoştur. Seriye bununla beraber, zaman zaman, se- nin måsiyetine atılmak suretiyle öfkene maruz kalıyor. Onu görür müsün ki, onun kötü filini gömüyorsun diye zanna kapılsın? Halbuki sen alim ve habirsin? Her şeye kaadirsin!"
Alpler bana 700 lira borç verdi bugün İsrail kaç mermi yapabilir bu parayla? Tarık Ali'nin Muhammed İkbal için söyledikleri doğru mu? Frengiden öldü diyor Lahor pavyonlarında. İşte 90'larda böyle şeyler düşündük biz sevgilim Düşündük şiir yazınca temizlenir ülkemiz. Şimdi İkbal cennette,Tarık Ali İngiliz Merminin de biliyorsun,bini bir para Ve diyelim ki Humeyni'yi de seviyorum Jack Daniel'ı da Diyelim ki ev kirasından muaftır bütün şehir Diyelim ki zalimler de centilmen olabilirler... Bana duyduğun sevgiyi azımsasana!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.