Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Güven ve dostluk, güneş ve beyaz evler, ancak hissedilen ayrıntılar; gerçek yankısını ölçtüğü el değmedik mutluluklardan doğardı orada. 'Dünyanın karşısındaki ev' derlerdi, içinde eğlenilen bir ev değil, mutlu olunan bir evdir."
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse, Kınama ve ayıplamayı öğrenir. Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse, Kavga etmeyi öğrenir.
Sayfa 102 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Lord Voldemort'un anlaşmazlık ve düşmanlık tohumları ekme yeteneği çok büyüktür. Bununla ancak, aynı derecede güçlü bir dostluk ve güven bağı kurarak mücadele edebiliriz. Eğer hedeflerimiz aynıysa, kalplerimiz de açıksa, alışkanlık ve dil farklılıkları hiçbir şey ifade etmez.
Sayfa 651 - YKY, 36. Baskı, DombledoreKitabı okudu
İnsanın ‘kendisini tavaf eden hacı’ olduğu bir zamanda, ilişkiler de kısa ömürlü ve yüzeysel. Coğrafî hareketlilik mekâna sadakati ortadan kaldırıyor. İnsan ilişkilerinde diğerkâmlık ve sadakat mumla aranıyor. Güven aşınıyor. Sadece kendi benliklerini referans alan insanlar, bir diğerine şüpheyle bakıyor. “Beni kullanmak istiyor olmasın? Beni sömürerek kendisine menfaat sağlayacak olmasın?” tarzı şüpheler, dostluk ve dayanışmanın altını oyuyor. Hiçbirimiz karşımızdaki insanın aklını okuyamayız. Ama toplumsal hayat asgarî bir güven duygusuna ihtiyaç duyar, diğer insanların iddia ettikleri ve göründükleri kişi olduklarına inanmamızı gerektirir. Sağlıklı bireyler olmak için başkalarına ve dünyaya karşı temel bir güven duygusu geliştirebilmemiz icap eder. Maalesef günümüzün ruh iklimi fazlasıyla karamsar, duygusuz ve şüpheci. Hayatın sunduğu yegâne armağanın ‘dünyevî zevkler’ olduğunu düşünen ‘ben tarikatı’ üyeleri, yabancılaşmanın öncü kuvveti olarak ‘anlam krizi’ni tırmandırıyor.
İşte bu seferki sanat gerektiren bir görevdi. Aşk, sevgi, dostluk, güven... Böyle kaypak kavramlar kazık gibi metodlarla öğrenilecek şeyler değillerdi.....Bunların listesini çıkarırken de çok dikkatli davranmak şarttı. Çünkü aynı hareket ve eylemlerin nedeni nefret, delilik veya şantaj da olabilirdi pekala. Zaten sevgi için motivasyon içgüdüsünü saptamak hiçbir zaman kolay değildi. Hele sevgiyi şantajdan ayırmak hemen hemen olanaksızdı.
Zevk istediklerinde zevk, dostluk istediklerinde dostluk, güven istediklerinde güven, yardım istediklerinde yardım, sıcaklık istediklerinde sıcaklık, yakınlık istediklerinde yakınlık veriyordu ama bütün bunları bir oyun oynar gibi, kadınları kendine bağlamak için yapıyor, her duyguyu sadece o an için yaşayıp paylaşıyor ama asla duyguları ve yakınlığı geniş zamanlara yaymaya yanaşmıyor, kadınlardan hiçbir şey istemiyordu.
Reklam
' onun anlaşmazlık ve düşmanlık tohumları ekme yeteneği çok büyüktür. Bununla, ancak aynı derecede güçlü bir dostluk ve güven bağı kurarak mücadele edebiliriz −' ”
Virgül ve Noktanın Hikâyesi
"Virgül ile noktanın hikâyesini bilir misin? Sana kısa bir dipnot vereyim.Virgül bize satır aralarında samimiyetle sırıtır, arada bir soluk almamızı ve en önemlisi kelimeler arası bağ kurmamızı sağlayan bir gereçtir aslında.Fakat nokta; kendi içinde siyah bir dünya çizer ve o gezegene geldiğimizde, bazen iyi bir sona erişmemizi sağlarken bazen ise bizi bitirmek adı altında cümlelerin nihayetini belirler.Yani buna kısaca virgülün bize kazandırdığı; dostluk, sevgi ve güven aşılayan bir kaynaştırma işareti dersek, noktanın bize kattığı; film bitimlerindeki son yazısı diyebiliriz."
Sayfa 149 - martı yayınlarıKitabı okudu
Avrupa güçleri, potansiyel egemen güçlerin ortaya çıkmasını önlemek için sayısız savaş vermiştir. Amerika’da güç ve uzaklık kombinezonu, herhangi bir sorun ortaya çıktıktan sonra onun üstesinden gelinebileceği yönünde bir güven yaratmıştır. Yaşamlarını sürdürmek için çok daha kısıtlı hareket alanları olan Avrupa ulusları, değişiklik olasılığına karşı koalisyonlar oluşturmuşlardır; oysa Amerika, herhangi bir gerçek değişikliğe göre politikasını ayarlayabilecek kadar uzaktır. Her ne sebeple olursa olsun, “birbirinin içine girmiş” anlaşmalara karşı George Washington’un yönelttiği uyarının jeopolitik temeli de buydu. Washington’a göre: “Kendimizi yapay bağlarla, Avrupa politikasının sıradan iniş çıkışlarına veya onun dostluk veya düşmanlıklarının çakışmasına, ya da çatışmasına bağlamamız akıllıca bir hareket değildir. Bizim ayrı ve uzak durumumuz, bizi değişik bir rota izlemeye çağırıyor ve aynı zamanda bunu mümkün de kılıyor. “
ÇOCUK NE YAŞIYORSA ONU ÖĞRENİR
Eğer bir çocuk sürekli eleştirilmişse,        Kınama ve ayıplamayı öğrenir.        Eğer bir çocuk kin ortamında büyümüşse,        Kavga etmeyi öğrenir. Eğer bir çocuk alay edilip aşağılanmışsa,        Sıkılıp, utanmayı öğrenir.        Eğer bir çocuk sürekli utanç duygusuyla eğitilmişse,   Kendini suçlamayı öğrenir.
Reklam
Tanrıların ve insanların hakkı için kimseyi sevmeden, hiç kimsece de sevilmeden, her türlü varlık ve bolluk içinde yaşamayı isteyecek bir insan olabilir mi? Çünkü, kuşkusuz böylesi, bir tiran yaşamı sürmek olur: bu yaşamda ne bağlılığa, ne sevgiye, ne de sürekli bir yakınlığa güven vardır; her şey hep kuşku ve kaygı vericidir, dostluğa yer yoktur. Çünkü, korktuğu ya da kendisinden korktuğunu sandığı insanı kim sevebilir?
Sayfa 41 - Siyah Beyaz (çeviri: Ramazan Akpınar)
“Leylâcık, Bazıları öyledir, okumazlar, ciddî düşünemezler. Gene de aydın olmaktan vazgeçemezler. Hatta aydın kişi oldukları için kendilerinde mutlu bir baht, gizli de olsa, bir müstesnalık bulurlar. Bu, bir toplum derdidir. Ferdi bunlardan ötürü ayıplamak pek doğru ve yerinde olmaz. Bilirsin ki insan, muhitiyle doğru orantılı gelişir,
Ya duygular? Sevgi, aşk, güven, dostluk? Tabii öbür yanda, kin, nefret, öfke ve kıskançlık. Bütün bunlar ölümlü insanın, ölümsüz duyguları değiller mi?
Sayfa 22
753 öğeden 736 ile 750 arasındakiler gösteriliyor.