Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ruhsuz Androidlere Selam Olsun!
1984'ü YouTube üzerinden de yorumladım. Kitabı okumadan önce faydalı bilgiler edinebilirsiniz; ->> youtu.be/ZbCVXncwnvE _____________________________________________ Totalitarizmi iliklerinize kadar hissedeceksiniz! Bu bir UYARI ve UYANDIRMA servisidir! Algılarınızı açınız! Bir seçeneğiniz var ve bu seçenek size altın tepsi
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2021165,3bin okunma
225 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Savaş Biter; Bedenler Yaşar, Ruhlar Ölür...
Savaşı çıkaranlar değil, savaşa gönderilenler ölür. Savaştan geriye kalan ise parçalanmış ruhlardır. Cephenin sana yaptıklarını yaşamın boyunca unutmak istemezsin, neden orada ölmediğini sorgulayıp durursun. Artık “Yürüyen Ölü” olmuşsundur. Ruh bedende var gibi, ama yok gibi. İlk yüz sayfa sizi kitaba alıştırıyor, geri kalan kısım ise sizi
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Ciltli)Erich Maria Remarque · Everest Yayınları · 20203,262 okunma
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yazarın Kaleminden; Kusursuz Nihilist
.... Yapıtları kişinin en derin inançlarına meydan okuduğunda bile rahatsız etmeye, kışkırtmaya ve esinlendirmeye asla son vermeyen, anlaşılması güç ve aykırı bir düşünür Nietzsche. Yüz yıldan daha uzun bir süre, düşünsel ve kültürel panoramada çok önemli bir şahsiyet olarak tanındı; dolayısıyla düşüncesiyle ciddi biçim de hesaplaşılması
Kusursuz Nihilist
Kusursuz NihilistKeith Ansell-Pearson · Ayrıntı Yayınları · 201130 okunma
Otuz Yıl Savaşları'nın akla hayale gelmedik dehşeti insanlara bir ders vermiştir
Sayfa 24 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
320 syf.
10/10 puan verdi
1941-1945 yıllarında; insanlık dışı davranışların sergilendiği, en akıl almaz işkencelerin ve insanların vücutlarında tuhaf deneylerin yapıldığı, nedenini asla bilemediğimiz dehşetin yaşandığı toplama kampı Auscwitz, Polonya'nın Krakòv Şehrinin Brzezinka ( Birkenau) köyünde kurulmuş. Slovakya'nın Krompachy Kentinden geleceğe umut
Auschwitz Dövmecisi
Auschwitz DövmecisiHeather Morris · Pegasus Yayınları · 20191,191 okunma
Can çekişme tercihi bize kalan son tercih olacak, sanılandan daha çabuk geleceğiz bu hale, bugünden yarına uçuruma yuvarlanmış olacağız ve orada, uyanacağız, son soluğumuzu verdiğimizi hissedecek kadar kısa bir süre için bile olsa. O zaman Yeni Dünya Fatihleri'nin gördükleri şeyi göreceğiz: Onlar yaklaştıkça, bütün kabileler dağların tepesinden kendilerini fırlatıyorlardı, kaçınılmaz dehşeti önlemekti tek amaç, dehşetle birlikte ölümü de kandırarak...
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
İnsanı amaca araç yapacak şekilde değil bireylerden oluşan bir ırkı yaratmanın aracı olarak kullanmayı seçmezsek, elimizde yalnızca iki alternatif kalıyor: Ya bir dizi ulusal, militarize totaliteryanizmler, ki dayanakları atom bombasının dehşeti ve sonuçları da uygarlığın yok edilmesidir (veya savaş sınırlandınlırsa militarizmiri sürdürülmesi) ya da ulusal sınırların da ötesinde totaliter bir rejim, ki bu da genelde hızlı teknolojik gelişme ve özelde atom devriminin sonucu olarak ortaya çıkacak olan ve verimle istikrar ihtiyacı nedeniyle Ütopya'nın refah tiranlığına dönüşecek olan toplumsal kargaşayla doğar.
İthaki yayınları
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
128 syf.
10/10 puan verdi
"Vecd içindeyim ve seçilmiş olmanın dehşeti içimde"¹
Osamu Dazai adıyla bilinen Japon yazar Şuuci Tsuşima (1909-1948) Tsugaru Yarımadası'nın bir kasabası olan Kanagi- Mura'da (Goşogavara) on iki çocuklu kalabalık bir ailede dünyaya gelir. Dazai'nin çok da uzun sürmeyen bulantı dolu yaşamının ilk yılları, hasta bir annenin eksikliği ve annenin yerini doldurmaya çalışan yakınlarının onu
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,2bin okunma
Marx-engels anıtının açılış töreninde yapılan konuşma 7 kasım 1918
Dünya işçi devriminin önderleri Marx ve Engels'in anısına dikilmiş bir anıtın açılışını yapıyoruz. İnsanlık asırlar boyunca milyonlarca emekçiye eziyet eden bir avuç sömürücunün baskısı altında ezildi, hırpalandı, takatsiz bırakıldı. Ama eskinin sömürücüleri olan toprak sahipleri örgütsüz, dağınık ve cahil olan köylü serfleri soymuş
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Bugün tek bir yüzyıl içinde bütün bu dehşet üzerimize çökebilecek gibi görünmektedir. Tabii bu arada kendimizi moleküllere ayırmaktan kaçınırsak. Gerçekte, eğer merkezsizleşmeyi ve uygulamalı bilimleri, insanı amaca araç yapacak şekilde değil de özgür bireylerden oluşan bir ırkı yaratmanın aracı olarak kullanmayı seçmezsek, elimizde yalnızca iki alternatif kalıyor: Ya bir dizi ulusal, militarize totaliteryanizmler, ki dayanakları atom bombasının dehşeti ve sonuçları da uygarlığın yok edilmesidir (veya savaş sınırlandınlırsa militarizmiri sürdürülmesi) ya da ulusal sınırların da ötesinde totaliter bir rejim, ki bu da genelde hızlı teknolojik gelişme ve özelde atom devriminin sonucu olarak ortaya çıkacak olan ve verimle istikrar ihtiyacı nedeniyle Ütopya'nın refah tiranlığına dönüşecek olan toplumsal kargaşayla doğar. Paranı öder, şansını denersin.
Sayfa 28 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Dünya Değişiyor, Cengiz Han Gibilere İhtiyaç Yok
Otuz Yıl Savaşları'nın akla hayale gelmedik dehşeti insanları bir ders vermiştir ve yüz yıldan uzun bir süredir Avrupa'nın politikacıları ve generalleri askeri kaynaklarını yıkıcı boyutlarda kullanmaktan ya da düşman tamamen yok edilene dek savaşmaktan bilinçli şekilde kaçınmışlardı.
Amerika... Önceleri, Hegel için bir ümidin adı, Yeni Dünya... Sonra, Amerika bir Altonodur üstat için. “Avrupa, Hamburg... Amerika ise Altonodur” A. de Tocgueville (1805-1859) için demokrasinin vatanı... Şair Valery için Avrupa düşüncesinin, kültürünün bir projesidir. Ama üstat sevmemiş... Ne şair Rilke ne de filozof Heidegger sevmiş Amerika'yı. Hani, “Ah! Keşke bizim dehamız daha fazla deha olsa!” diyen Amerikalı Ralph Waldo Emerson (1802-1882), Geothe, Rilke, yaşsalardı hepsini Amerika, hapse atardı. Unutmayalım... Şair Valery 1939'da, bir radyo konuşmasında, Hitler Almanyası Fransa'ya saldırmaya hazırlanırken, şunu söyler: “Şayet bugün Goethe yaşasaydı, ya hapse atarlardı ya da safımıza geçip bizden olurdu." diyor şair... Evet, Batı'nın bir ucubesi, bir melanet soyu olan bugünkü Amerika yönetimi, bugün yaşasalardı R. W. Emerson'u, Geothe'yi, P. Valery'yi, Rilke'yi, filozof Hegel'i ve Amerikan sosyolojisinin manevi babası olan Max Weber'i terörist ilan edip hapse atmak isterlerdi. Ya da hapse atılmasalardı bu ışık, nur çocuklar hemen mazlumların safına geçip bu dehşetin dehşeti olan bu ucube (Levithan) ile savaşırlardı. Ama şunu unutmamalı: Yeryüzünde hiçbir zafer ilelebet değildir. Hiçbir mağlubiyet de ezeli değildir. Tarih, bunların resmigeçitleriyle dolu...
Haziran 1931'de Huxley bir gazete muhabirine, Amerika'ya ikinci bir gezi planladığını söylemişti, "sırf daha kötüsünü bilmek için, bence, insanın zaman zaman yapması gerek." Mayıs ayında da bir başka muhabire "gelecek hakkında bir roman" yazdığını söylemişti. "Wellsgil Ütopya'nın dehşeti ve ona karşı bir başkaldırı üzerine." Birkaç yerde Huxley, H.G. Wells'in Tanrılara Benzeyen İnsanlar'ı ile (1923) ve onun sadece "etkin, iyimser, buluşçu, yenilikçi ve iyi huylu" yurttaşlarla doldurduğu tozpembe bir ütopya çizmesiyle alay etmiştir. "Wellsgil" terimini kullanışı burada, ilerlemeci bakışın ona en itici ve saçma gelen tüm yönlerini kapsar. Fakat Huxley, Anthony Burgess'ın bir keresinde yaftaladığı gibi, "anti-Wellscilerin en büyüğü" değildi kesinlikle. Aksine, Tanrılara Benzeyen İnsanlar bir yana, Huxley 1920'lerde ve 30'ların başında Wells'le bir hayli şey paylaşıyordu: özellikle de, parlamenter demokrasiye yönelik güçlü horgörü ve kitle toplumunun seçkin bir uzmanlar kastı tarafından kontrol edilen bir zihinsel düzey hiyerarşisi biçiminde yeniden düzenlenmesi gerektiği yolundaki güçlü inancı. Huxley'nin Cesur Yeni Dünya'yı yazmaktaki asıl amacı, pekâlâ Tarınlara Benzeyen İnsanları ve anlattığı düşlemsel 'California' dünyasını yermek olabilir; ama romanı yazmaya başlar başlamaz, Huxley'nin kurmaca bir geleceğin parodisini yapma isteği, şimdinin kurmaca olmayan acil sorunlarına korkulu ilgisiyle karıştı.
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.