Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siyasi demokrasi, ekonomik bakımdan kuvvetli ve üstün olanların demokrasisidir. Bir ülkede liberal-kapitalist sistem yürürlükte ise, bu ülkenin demokrasisi sermaye sahiplerinin çıkarına işleyen bir demokrasidir. Bu çeşit demokraside devlet organları, özellikle yürütme ve yaşama organları kapitalistlerin hizmetindedir. Durum marksist ülkelerde de bundan farklı değildir. Marksist devlette ekonomik güç ve değerler devletleştirilmiştir. Devlet bir nev'i kapitalist ve hem de tekelci bir kapitalist haline gelmiştir. Devlet gücünü elinde tutan bir avuç komünist partisi yöneticileri, bir nev'i mâlik durumunda olduklarından, devlet organları bu kimseler lehine işlemekte, bunlara hizmet etmektedir.
Test yanlılığı, ölçüm sonuçlarına ölçülmesi amaçlanmayan bir özelliğin karışmasına neden olan bir durumdur. Test puanlarının geçerliğini tehdit eden önemli faktörlerden biridir. Bu durum ölçülen özellik yönünden testi cevaplayan bir grubun doğru yanıtlama olasılığının diğer gruba göre daha az ya da daha çok olmasına neden olmaktadır. Testte bir gruba diğer gruplara göre avantaj ya da dezavantaj sağlayan yanlı maddeler, ölçmenin sistematik hata içerdiğinin bir göstergesidir. Testi yanıtlayanların bulunduğu gruba göre diğer gruplardan farklı özellikleri (cinsiyet, sosyo- ekonomik düzey, etnik köken, anadil farklılığı gibi), test ortalamalarında sistematik bir fark oluşturur. Bu da testin eşitlik ilkesinin bozulmasına neden olur. Dolayısıyla test yanlılığı, testin geçerliğini buna bağlı olarak da güvenirliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu bağlamda eğitim ve psikolojide, yanlılık çalışmalarına yer verilmesi oldukça önemlidir. Yanlılık çalışmaları, ölçme araçlarının geçerliğine ilişkin kanıtlar toplanmasına yardımcı olmaktadır.
Reklam
Ancak özellikle Sedan Savaşı ile Almanya ve İtalya'nın birliklerini kurmaları ve bunların büyük devlet olarak devletlerarası ilişkilerde yer almak için girişimde bulunmaları, Viyana Kongresi statüsünü ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirdi. Özellikle ekonomik yarış sömürgeciliğe hız kazandırdı. Bu durum devletlerarası ilişkilerin gerginleşmesine neden olurken, yeni denge kurma girişimleri Avrupa'da yeni blokların ortaya çıkmasına yol açtı.
Osmanlı tarihçileri 1839 ve 1876 yılları arasında yapılan ve Tanzimat olarak bilinen bir dizi teşebbüsü nasıl niteleyeceklerine dair tartışırlar. Batılılaşma ve modernleşme gibi terimler bazılarının gözünden düştüğü için, son zamanlarda "ıslahat dönemi"nin daha uygun, önyargısız bir tanımlama olduğu konusunda bir görüş birliği
Sayfa 174Kitabı okudu
Marksist kuram'ın altın kuralı sayesinde devrim başarılı olmuştur.
Siyasal sınıf mücadelesinin; ekonomik sınıf mücadelesinin, kitlelerin maddi talepleri için verilen sendikal mücadelenin el­den geldiğince en derinlerine kök salmasını sağlamak, işte dev­rimci mücadelenin altın kuralı budur. İşçi hareketi, bu altın kuralı uluslararası işçi sınıfının adı sa­nı bilinmeyen kurbanlarını feda ettiği mücadeleler boyunca, Marksist kuramla kaynaşırken öğrenmişti. Işçi hareketi işte bu altın kurala saygılı davrandığı içindir ki, tarihteki o büyük zafer­lerini (1917 Rus Devrimi, 1949 Çin Devrimi) kazanabilmişti. Sözünü ettiğimiz altın kural önemsenmediğinde, açıkça görülebildigi gibi, gerçekten de, halk kitleleri şu ya da bu bunalım ortamını fırsat bilip "harekete geçebilirler", hatta çok güçlü bir hareket başlatabilir, daha da ileri gidip, "devrimci" bir durum içinde bulunuluyorsa, devlet iktidarını bile ele geçirebilirler. An­cak, bir aksaklık ya da başka bir nedenden dolayı, Parti, siyasal sınıf mücadelesinin ekonomik sınıf mücadelesine kök salmasını amaçlayan uzun süreli bir pratik sayesinde söz konusu kitlelere derinden bağlanmamışsa, halk kitlelerinin hareketi, iktidarın ele geçirilmesiyle sonuçlanamayacağı gibi, talihi yaver gidip devlet iktidarının ele geçirilmesiyle sonuçlansa bile, bu iktidan elinde tutamayabilecektir.
Yaşama biçimimiz ve duygumuz arasındaki derin bağ
Ekonomik hayatın üzerinde kontrolün yok,çünkü iş sahibi olman bile pamuk ipligine bağlı; bir işin varsa da, işyerine gidip orada haftada kırk,elli,altmış,seksen saat geçiriyorsun. Özgürce konuşma hakkın yok. Herhangi bir konuda oy verme hakkın yok.Kaygı ve depresyon bir tür biyolojik arıza filan değil, bu durum karşısında gayet akla uygun tepkiler. .... oysa kontrol sahibi olduğunuzda, o işe anlam vermeye başlayabiliyorsunuz. Hayatınızda neyi neden yaptığınıza rehberlik eden tüm değerleri bir pasta gibi düşünmeniz gerekiyor. Materyalizmi ve statüyü saplantı haline getirdiğinizde o dilimin boyutu artıyor. Örneğin: ofiste kalıp çalışmaya devam edebilirim ya da eve gidip çocuklarımla oynayabilirim. İkisini birden yapamam. Materyalist değerlerime büyükse ofiste kalıp çalışırım. Aile değerlerim daha büyükse eve gidip çocuklarımla oynarım. Bu materyalist insanların çocuklarını önemsemiyor anlamına gelmez ama materyalist değerler büyüdükçe diğer değerler ister istemez daha az yer kalacaktır. Bir reklam ajansı müdürü '' en iyi reklamcılık inanlara o ürüne sahip olmadıkları takdirde kendilerini ezik hissettirir. Reklamcının işi duygusal zaafları deşmek '' demiştir. Kültürümüzün bebeklikten başlayarak bize yapmamızı öğrettiği şeyleri yapıyorlar. Reklam sloganlarının ete kemiğe bürünmüş hali gibiler.
Reklam
Evdeki eğitim durumu veya ekonomik durum he olursa olsun, ebeveyn konuşmasının çok fazla olduğu evlerdeki çocuklar daha iyi sonuç elde ediyorlardı.
Kur'an ve Kadın
Bu Batılı "fanatizm”in tipik bir örneği, İslâm'da kadının durumuyla ilgili polemiklerdir. Bir kere daha, şöyle ikili bir ayırım yapmamız yararlı olacak: Kur'ân'ın hükümleri ile Müslüman ülkelerdeki uygulamayı birbirinden ayırmak, bu birincisi; ikincisi de, Hıristiyan halkların gerçekteki uygulaması ile Müslüman halkların
Yüzyılın ortasında, başka güçler ortaya çıkacaktır. Bunlar günümüzde büyük güçler olarak düşünülen ülkeler değildir. Ben önümüzdeki birkaç on yıl içinde daha güçlü ve iddialı bazı güçlerin ortaya çıkacağına inanıyorum. Bunların birincisi Japonya'dır. O dünyadaki ikinci büyük ekonomiye sahiptir ve yüksek derecede bağımsız ve en istikrarlı ekonomik yapıdır. Japonya tarihi boyunca son derece barış yanlısı bir güç olarak varlığını sürdürmüştür. Ancak derin nüfus sorunları ve büyük ölçekli göçmen nüfusunun yarattığı olumsuz durum bu ülkeyi başka ülkelerde yeni işçi arayışına sevk edecektir. Geçmişte Japonya'nın ekonomik yapısının sağlamlığı konusunda yazılar yazmıştım ve bu zamana kadar Japonya benim tahmin ettiğimden daha iyi yönetilmiştir ve eninde sonunda bu durum onların dış politika konusunda bir değişikliğe gitmelerine neden olacaktır
Amerika Birleşik Devletleri'nin bir sonraki rakibinin Rus­ ya değil Çin olacağını öngören çok sayıda kişi vardır. Ben üç nedenle bu görüşe katıımıyorum. İlk olarak, Çin haritasına yakından baktığınızda, fiziksel olarak çok soyutlanmış bir ülke görürsünüz. Kuzeyde Sibirya, güneyde Himalayalar ve ormanlar ile çevrilidir
Reklam
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
" 'Kendinizden şüphe etmeye başladığınız zaman' dedi yeniden seyirciye dönerek, 'korktuğunuz zaman şunu hatırlayın. Değişimin temeli cesarettir ve bizim kimyasal tasarımımızda değişmek var. Bu yüzden yarın uyandığınızda kendinize söz verin. Kendinizi tutmak yok. Neyi başarıp başaramayacağınız konusunda başkalarının fikirlerine tabi olmak yok. Ve artık hiç kimsenin sizi cinsiyet, ırk, ekonomik durum ve din gibi işe yaramaz kategorilere sıkıştırmasına gerek yok. Yeteneklerinizin kış uykusuna yatmasına izin vermeyin, hanımlar. Kendi geleceğinizi tasarlayın. Bugün eve gittiğinizde ben neyi değiştireğim diye sorun kendinize. Sonra da işe koyulun."
Sayfa 384 - Altın KitaplarıKitabı okudu
Bitmeyen günün özeti.
Hiçbir konuda kontrol sahibi olmadığımız bir toplumda yaşamak insanlar için çok zor bence. Ekonomik hayatın üzerinde kontrolün yok, çünkü iş sahibi olman bile pamuk ipliğine bağlı; bir işin varsa da, işyerine gidip orada haftada kırk, elli, altmış, seksen saat geçiriyorsun. Özgürce konuşma hakkın yok. Herhangi bir konuda oy verme hakkın yok. Ona göre kaygı ve depresyon bir tür biyolojik arıza filan değil, bu durum karşısında gayet akla uygun tepkiler.'
Kriz Sonrası İşletme Yönetimi
Kriz dönemi bitince, ilk olarak durum analizi yapılmalıdır. İşletmenin yeni faaliyet ölçeği ve hedefleri belirlenmelidir. İkinci olarak merkezi yapılanmadan uzaklaşılarak, diğer kriz öncesi şartlara dönülmelidir. 5 Nisan Kararları'na bağlı olarak otomotiv yan sanayi üzerinde yapılan araştırmada, işletmelerin en çok kriz sonrası döneme ağırlık verdikleri görülmüştür. Hedeflerini değiştirmek, ihracata yönelmek, yeni ürünlere geçmek, tek ürüne, tek pazara bağlı kalmamak ve yeniden yapılanmak gibi değişik yaklaşımlara rastlanmıştır.
Sayfa 230
Peygamber(sav) öncesi Medine
Evs ve Hazrec isimli iki kardeş aileleri ile birlikte Yesrib'e geldiler. Bundan sonra bir müddet Amalikalılar, Araplar ve Yahudiler bir arada yaşadılar. Derken Yahudiler sayıca az olmalarına rağmen inşa ettikleri sağlam kaleler, ekonomik güçleri sayesinde Yesrib'in asli unsuru olan Amâlikalıları oradan sürüp çıkardılar ve Yesrib'de otorite anlamında bir üstünlük elde ettiler. Evs ve Hazrec kardeşler oraya yerleşip orada sayıca çoğalmaya başlayınca bu durum Yahudiler için bir tehlike arz etmeye başladı. Onlar el çabukluğu ile Medine'nin en verimli toprak ve en güzel yerlerini kendilerine aldılar, geri kalan yerleri Evs ve Hazreclilere bıraktılar.
Sayfa 126
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.