Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
- kaç yaşındasın? - yirmi altı. - nerede çalışıyorsun? - makine aksamı üreten bir fabrikada. - işe mi gidiyorsun? - hayır. İşten geliyorum. - ağır mı işin? - nasıl yazar olabilirim? İki soru da havada asılı kalıyor. Ne ben işinin ağır olup olmadığını öğrenebiliyorum, ne o nasıl yazar olunabileceğini. Aklıma Jack London' ın Martin Eden romanı geliyor. Dok işçisi Martin. Neden bu fabrika işçisi de yazar olmasın! Fakat Martin' in Ruth'u vardı uğruna her şeyi göze alacağı. Ona ulaşmak için sarp kayalıktı yazmak. Gecelerce uykusuz ve aç kalmaya değerdi; binlerce kelime ezberlemeye, yüzlerce kitap okumaya, onlarca derginin kapısını çalmaya. Bu genç adamın Ruth'u var mıydı?
Bugün sanayi toplumlarındaki çoğu kişi hayatta kalabilmek için dünyanın doğal düzeni hakkında çok şey bilmek zorunda değil. Fabrika işçisi, tarih öğretmeni, sigortacı veya bilgisayar mühendisi olmak için ne bilmeniz gerekir? Kendi dar uzmanlık alanınızla ilgili çok şey, fakat yaşamın diğer gerekliliklerinin çoğu için gözünüz kapalı başka insanlara güveniyorsunuz ki, bu insanların da bilgileri kendi dar uzmanlık alanlarıyla sınırlıdır. Kolektif insan bugün eski grupların bildiğinden çok daha fazlasını biliyor ama birey olarak bakıldığında, eski avcı toplayıcılar tarihteki en becerikli ve bilgili insanlardı.
Reklam
Bugün sanayi toplumlarındaki çoğu kişi hayatta kalabilmek için dünyanın doğal düzeni hakkında çok şey bilmek zorunda değil. Fabrika işçisi, tarih öğretmeni, sigortacı veya bilgisayar mühendisi olmak için ne bilmeniz gerekir? Kendi dar uzmanlık alanınızla ilgili çok şey, fakat yaşamın diğer gerekliliklerinin çoğu için gözünüz kapalı başka insanlara güveniyorsunuz ki, bu insanların da bilgileri kendi dar uzmanlık alanlarıyla sınırlıdır. Kolektif insan bugün eski grupların bildiğinden çok daha fazlasını biliyor. Ama birey olarak bakıldığında, eski avcı toplayıcılar tarihteki en becerikli ve bilgili insanlardı.
138 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Sait Faik Abasıyanık... Hepimiz onu Edebiyat derslerinden tanırız.Hani kitaplar da içimizi ısıtan hikayeleriyle hep karşılaşmış, o bilindik fotoğrafıyla göz göze gelmişizdir.Türk öykücülüğü deyince ilk aklımıza o gelir.Yalnız burada belirtmek istiyorum ki öykü dışında roman, şiir ve daha bir çok yapıtı olan biri o. Sait Faik'i ilk defa bu kadar yakından tanıma fırsatı buldum.Onu neden daha önce okumadım bilmiyorum ancak geç olsun güç olmasın diyelim.;) Haldun Taner'in Sevimli Aylak'ı o. Türk hikayeciliğine yeni bir bakış açısı getirmiş yazılarıyla.O diğerleri gibi bir konuyu değil, yaşamın bir parçasını işlemiş öykülerinde.Onun hikayelerinde her çeşit insan mevcut bir bakıyorsunuz aşık bir delikanlı,bir bakıyorsunuz denize sevdalı bir çocuk, ailesini yitirmiş bir fabrika işçisi ve daha niceleri... Kitabına Semaver adını vermesi ise bence çok güzel olmuş çünkü en çok Semaver öyküsünü sevdim. Ancak şunu da belirtmek istiyorum ki Sait Faik neden öykülerini hep bir burukluk, üzüntü içinde bitirmiş anlayamadım.Belki de hayatın her zaman mutlu sonla bitmeyeceğini göstermek istemiş bize, bilemiyorum. Bir kitabı daha bitirmiş olmanın verdiği mutluluk ama aynı anda bir misafirliğin daha bitmiş olmasından üzüntülü olarak burada incelememe son veriyorum. İyi okumalar
Semaver
SemaverSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 201311,8bin okunma
Bugün sanayi toplumlarındaki çoğu kişi hayatta kalabilmek için dünyanın doğal düzeni hakkında çok şey bilmek zorunda değil. Fabrika işçisi, tarih öğretmeni, sigortacı veya bilgisayar mühendisi olmak için ne bilmeniz gerekir? Kendi dar uzmanlık alanınızla ilgili çok şey, fakat yaşamın diğer gerekliliklerinin çoğu için gözünüz kapalı başka insanlara güveniyorsunuz ki, bu insanların da bilgileri kendi dar uzmanlık alanlarıyla sınırlıdır. Kolektif insan bugün eski grupların bildiğinden çok daha fazlasını biliyor. Ama birey olarak bakıldığında, eski avcı toplayıcılar tarihteki en becerikli ve bilgili insanlardı.
İnsanların neden isyan ettiğini öğrendim 20 yılda. Arjantinli bir fabrika işçisi Sendikalı işçiden, "patron Merhaba demiyordu bize," demişti. insanların izin ince değil, adam yerine konulmayınca İsyan ettiklerini öğrendim.
Reklam
Fabrika işçisi, koyulduğu makineyi âdeta düşünmeden kullanır. Bu da onu makinenin bir parçası yapar.
Sayfa 109Kitabı okudu
Pierre Brizon Emeğin Ve Emekçilerin Tarihi
İÇİNDEKİLER BİRlNCl BÖLÜM. - Eski Loncalar - Doğan Burjuvazinin Desteği Eski Loncalar Loncaların Kaynakları ilk Meslek Kuruluşları Lonca Hareketi ve Serbest Zanaatlar Bir Loncanın Tüzüğü, Toulouse Topluiğnecileri Patronların Kalesi Olarak Zanaat Kuruluşları Tekelde Başarısızlık: Ustalık Belgeleri ve Saraya Çalışan Zanaatçılar Tekellerin Savaşı
'Fabrika' İşçisi
"Fabrika. Başı duman duman bulut. Halk bilinçsiz, hayat - ağır, sıkıcı. - Hayat maskesiz ve makyajsız hırlayan, azgın bir köpek. Savaşacaksın bıkıp usanmadan, ve direneceksin yılmadan,
416 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Kitap Bolşevik Devrimi yıllarında geçiyor. Bunu bir Ana'nın gözünden anlatıyor da diyebiliriz. Hayatın ne kadar adaletsiz ve leş olduğunu, erkeklerin bundan nasıl etkilendiklerini ve bu boğucu durumu eşlerine nasıl yansıttıklarını anlatıyor. Fabrika işçisi erkeklerin eşlerine nasıl davrandıklarını, ben rahatsız olarak okudum ve devrimin kadınlara nasıl iyi gelmiş olabileceğinin hayalini kurdum. Bir sosyalizm ya da komünizm güzellemesi olarak eleştirmek doğru olmaz o dönem cidden böyleyse devrim de onun ilacı olmuştur diye düşünüyorum. Bu açıdan bakarsanız -özellikle komünizm ile pek geçinemeyen arkadaşlar- sizi bir betimleme dünyası bekliyor. Karşınızda bir kitaptan çok bir resim konulmuş gibi, her sayfa da bir olayın fotoğraf karesi gibi. Ama, bahsi geçen dönemle ilgili yeterince kitap okumuş arkadaşlar ki önceki yazdıklarım onlar için geçerli değil, bu kitabı okumazsa bence çok da fazla bir şey de kaybetmezler.
Ana
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,5bin okunma
Reklam
Fabrika, işyeri, dükkân, mescidin bir uzantısıdır müslüman için. Kapitalizmin patronluk ruhu, onun için Tanrıya ortak koşmanın bir marjıdır. İslâm ruhunda ise, iş sahibi de işçisi gibi bir işçidir.
Sayfa 55 - dirilişKitabı okudu
Suudi Kraliyet Sarayı, vatandaşlarına bir işçininki ile bağdaşmayan bir eğitim seviyesi ve hayat tarzı sağlamak üzere bir taahhütte bulunmuştu. Suudiler başkalarını yönetebilirlerdi, ama fabrika veya inşaat işçisi olmaya ne niyetleri, ne de hevesleri vardı.
568 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.