"Marx bir toplumdaki maddi, ekonomik ve toplumsal ilişkileri altyapi olarak adlandırmıştı. Toplumdaki düşünüş tarzı, politik kurumlar, yasalar, din, ahlak, sanat, felsefe ve bilime ise üst yapı diyordu."
Din ve felsefe ilişkisi üç büyük din olan İslâm, Hristiyan, Yahudi teolog ve filozofları arasında ciddi anlamda tartışılmış ve bu tartışmalar hâlâ devam etmektedir. Böyle bir tartışmayı pagan bir toplumda mesela Eski Yunan’da yapmak mümkün değildir. Çünkü onların inanç altyapısı vahye değil mitoloji ve efsanelere dayalı bir altyapıdır. İslâm’ın
Marx, dinin, düşünme sistemlerinin, halkın inançlarının, sanatin hep üretim ilişkileri tarafından belirlendiğini söyler. 'Üretimde güçler kimlerin elindeyse, din, felsefe, inançlar, güçlünün gücünü korumak üzere var olur; o şekilde işler,' der.
"Bir uçuruma doğru baş aşağı uçtuğumu hissediyorum, ama kurtulmamalıyım. Kurtulamam da."
Yaklaşık iki aylık bir okuma sürecinden sonra sonunda bitti. Araya başka kitaplar girmesi ve minik kızımdan kaynaklandı biraz.
Ne yazacağımı bilmeden geçtim yazımın başına.
Olaylar Anna Karenina ve Levin etrafında dönüyor. Bir yanda Anna'nın Vronski ile yaşadığı yasak aşk, diğer yandan Levin'in Kiti'ye olan aşkı. Kiti ile Vronski evliliği beklenirken, Vronski ile Anna aşkı başlar. Ayrıca çok sevgili Levin'de Kiti'ye evlilik teklifinde bulunmuştur.
Anna Karenina sadece aşk romanı olarak bakmamak gerek. Başta evlilik ilişkileri, toplumsal sorunlar, siyaset, felsefe, din...
En çok etkileyen karakter Levin oluyor. Özelliklere sonlara doğru onun manevi arayışı, iç sesi sizi derinden etkiliyor. Ayrıca Levin, Anna karakterinden daha ön planda.
Kısa ve öz oldu ama daha fazla ne anlatılabilir ki? Okuyup yaşamalısınız.
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,1bin okunma
“Marx, dinin, düşünme sistemlerinin, halkın inançlarının, sanatın hep üretim ilişkileri tarafından belirlendiğini söyler. ‘Üretimde güçler kimlerin elindeyse, din, felsefe ve inançlar güçlünün gücünü korumak üzere var olur; o şekilde işler,’ der.”
Frank Herbert’in “Dune Mesihi”, başyapıtı Dune serisinin devamı niteliğinde, zengin içerikli ve düşündürücü bir eserdir. Bu kitapta Herbert, ilk kitabın adrenalin dolu çatışma ve keşiflerine nazaran, daha çok karakterlerin iç dünyası, siyasi entrikalar ve felsefi temalar üzerine yoğunlaşır. “Dune Mesihi”, serinin devamında karşımıza çıkacak
Dune serisine ilk üç kitabını okuduktan sonra uzun bir ara vermiştim. Ancak Denis Villeneuve'un çektiği yeni "Dune" filmiyle birlikte, evrenin büyüsü beni tekrar etkisi altına aldı ve dördüncü kitapla birlikte seriye kaldığım yerden devam etmeye başladım.
Tanrı İmparatoru’na başladığımda beklentimi olabildiğince düşük tutmaya
UMUDUN ŞEHRİ
Merhabalar bugün yazar Neslihan Ceylan kaleminden #umudunşehri eseriyle karşınızdayım. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen oldukça başarılı buldum.Kurgusu , kitabın akıcılığı oldukça başarılı. Hatta okurken kurgu olduğunu unutup herşeyin gerçek olduğunu düşünebilirsiniz
Eserin içeriğinde; tarih , din , felsefe , mitoloji ve insan ilişkileri mevcut. Tabi birde sayfalar arasında yer alan şiirleri unutmamak lazım. Şiirler ise kitaba ayrı bir tat katmış diyebilirim.
Kitabın başlangıcında tanrı, melekler ve dünyanın oluşumu aktarıyor. Ben tanrı ve melekler arasındaki sohbetleri çok sevdim. İyi ve kötülük kavramı ele alınıyor, sonra ise sırayla çağ üzerinde insanlar aktarılıyor.
Kitabın asıl konu aldığı İstanbul ve İstanbul' un enerjisi . İstanbul' u koruyan özel kılan güçleri aktarıyor bizlere. Yazarımızın İstanbul'a olan düşkünlüğü nedeniyle hatta etrafında "İstanbul Aşığı" olarak adlandırılır.
O kadar dolu bir kitap ki hangi konuyu anlatsam bilemiyorum ne desem eksik kalacak , o yüzden size tavsiyem okumanız.
Sevgili yazarımızın emeğine sağlık, kalemi daim olsun inşallah ve bol bol okuyucuları olsun inşallah
Anti-ütopya edebiyatının akla gelen ilk romanlarından biridir. Yazıldığı dönem ve sisteme bakıldığında eleştirel bir yaklaşım olduğunu görmekteyiz zaten.
Cesur Yeni Dünya'da yalnızca toplum kavramı vardır, birey kavramı bulunmamaktadır. Ve bu varsayılan toplumun tüm istikrarı ve devamı uyku sırasında şartlandırmaya dayanan bir sistemle
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
İbn Rüşd, din ile felsefeyi telif etmiyor, birbirinden ayırıyor, saha ve sınırlarını gösteriyor, imanla vahyin yetkilerini tespit ediyor, demek de mümkündür.
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF
Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış