Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fatih DEMİR

Fatih DEMİR
@fetehedemere
Sınıf Öğretmeni
92 okur puanı
Ocak 2018 tarihinde katıldı
İnsan var dokunduğu şeye değer kazandırır, insan var dokunduğu şeye değer kaybettirir.
Reklam
Bir takım formülleri sadece ezberleten muallim, benliğimizin iktidarından her gün bir parçasını yok etmektedir. İyi üstad dışımızda yaşananı içimizde hayat yapabilen muallimdir.
Kültürün giyimle atbaşı gittiğine, üniversite eğitimiyle nasıl da derin bilginin aynı şey olduğuna inanarak nasıl da kendini kandırmıştı.
Sayfa 295

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şu güneşin altındaki hiçbir sebep türdeşlerim çoğunluk olarak onu beğeniyor veya beğenilmesi gerektiğine inanıyor diye o beğeniyi benim de taklit etmemi gerektirmez.
Sayfa 238
Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, oldun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.
Sayfa 176Kitabı okudu
Reklam
En çok zulüm görenden korkacaksın. Fırsatını bulursa bin mislini zulmeder...
Emekçi sınıfındanım. Ama dünyayı ayakta tutan, bu sınıf; ayrıca sömürülenler de bu emekçi sınıfı. Nasıl bir devrim ki bu, emekçi sınıfının anlayamayacağı büyük büyük laflar atıyor ortaya! Ne kadar saçma bir devrimdir bu!
Sayfa 232Kitabı okudu
Böylece, aslında hiçbir zaman hiçbir yere gidilmiyor da, yalnızca gidilmiş gibi olunuyor. Ancak krlimelerle gidiliyor ya da kalınacaksa kelimelerle kalınıyor, kelimelerle yaşanıyor, kelimelerle gülünüyor, kelimelerle ağlanıyor ve sonunda gene kelimelerle kös kös geri dönülüyor.
Bazıları, boşvermişliğin ortasında unutulmuş, sarkık bir çorap gibi.
Reklam
İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri işte oraya değmemeli.
Hangi eğitim sistemi içinde olursa olsun, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, öğretmenin öğrenciyle göz göze geldiği bir an vardır. O an öğretmen, öğrencinin gönül kapısından girerek zihnine ulaşır. Ve o an eğitim başlar.
Bazı kitaplar tadına bakmak, bazıları önce ağızda çiğnemek ve bazıları da bütün halde yutmak içindir.
Biz, dilimizin ilmi ve edebi bünyesine mal olmuş, halk içlerine kadar yayılıp yerleşmiş ve memleketin müşterek anlaşma vasıtası haline gelmiş olan kelime ve tabirlerini atarak yerlerine uydurma veya garplı(batılı) kelimeler konulmasına ve böyle bir demagoji ile ortaya çıkarılan dile de Öz Türkçe adı verilmesine taraftar değiliz.
Biz Türkler, garp milletlerinin hiçbirinden daha az zeki ve çalışkan değiliz. Bilakis müşahedelerime(gözlemlerime) dayanarak söylüyorum ki, Türk ferdi dünyanın en zeki, ferasetli(anlayışlı) ve çalışkan insanlarındandır. Bununla beraber, garp milletlerinden daha geriyiz. Çünkü zekâmızı metotlu ve rasyonel bir şekilde kullanmıyor, zaman ve kuvvet israf ediyoruz.
Reklam
İrade yalnız insanı hayvandan değil, hem de insanları birbirinden ayıran ve aralarında üstünlük ve aşağılık farkları yaratan yegâne rûhî kuvvettir.
Din, Avrupa için bir afyondur. Osmanlı için şuurdur, tesanüttür, sevgidir.
İzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe’lerinden(kökenlerinden) geliyor. Hepsi de Avrupalı.
Türkiye’de dolarla ölçülen değerle, şiirle ölçülen değer arasında tercih yapan insanların birbirinden ayrılmaları hatta birbirinden kopmaları, Türkiye’nin lehine olacak bir şeydir.
Şiirin özgürlüğe ihtiyacı yoktur ve fakat özgürlüğün şiire ihtiyacı vardır.
Sanat hakikat değildir, sanat bize hakikati anlamayı öğreten yalandır.
Reklam