Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Tanrı" kelimesinin Yunanca'daki anlamı hakkında ilk dikkati çeken husus bu kelimenin kaynağının felsefî olmadığıdır. İlk Yunan filozofları düşünmeye koyuldukları sırada tanrılar oradaydılar. Filozoflar bu tanrıları Saint Augustine'in yaşadığı zamana kadar bütün eski düşünürlerin "İlâhiyatçı Şâirler" diye adlandırdıkları insanlardan miras almışlardı. Homer'in Iliada'sının sınırları içinde kalacak olursak,"tanrı" kelimesinin inanılmayacak kadar çok sayıda şey hakkında kullanıldığı görülür. Zeus, Hera, Apollo, Pallas Athena ve kısacası Olimpos'un bütün tanrılarının durumlarında olduğu gibi, bir Yunan tanrısı, bugün bizim "kişi" dediğimiz bir varlık şeklinde tasavvur edilebilmekteydi.
Mitolojinin kökeni Tüm bu tüm bu hikayeler nereden geliyor hakikaten mi dayanıyor yoksa hepsi sadece hayal ürünü mü filozoflar konuyla ilgili çeşitli teoriler öne sürmüştür Bir kitabım Mukaddes teorisine göre bütün mitolojik efsaneler kitabı Mukaddes alıntılarından türetilmiş fakat gerçek olgular başka biçimler kazanmış ve değiştirilmiştir İki tarihsel teoriye göre mitolojide bahşi geçen kişilerin hepsi bir zamanlar gerçekten yaşamış olan insanlardır onlarla ilgili efsaneler ve olağanüstü hikayeler ise yalnızca daha sonraki dönemlerde yapılmış eklemeler ve süslemelerden ibarettir Üç alegorik teori antik medeniyetlere dair bütün mitlerin alegorik bir sembolik olduklarını ve gerçekte alegori Tarzda bazı ahlaki dini ve felsefi hakikatler ya da tarihsel olgular içerdiğini oysa bunların zaman içinde sadece kelime anlamlari ile anlaşılır olduğunu iddia eder 4 Hava ateş ve su elementleri aslında tapınma nesneleri baş tanrılar da doğa güçlerinin kişiselleştirilmiş halleriydi Anlayamadığı doğa olaylarını açıklama arzusu içindeki insanoğlunun bir çok MİTİ yarattığına da değinmek gerekir ayrıca yer ve kişi isimlerini anlam yüklemek için duyulan benzer arzunun ürünü olan mitlerin sayısı da az değildir
Reklam
Tanrı, menşei ve öz itibariyle bir "akıl nesnesi" değildir, onu bu hale, daha sonraki kuşakların akılsızlığı ya da aklı getir­miştir, o, spekülasyonun, felsefenin nesnesi ya da ürünü de değildir, çünkü ortada henüz filozoflar yokken tanrılar vardı, ve evrenin nedenleri, ateşten ya da sudan ya da hatta hiçlik­ten meydana gelişi konusunda saçmalamak kimsenin aklına gelmediği zaman da onlar vardı.
Cinsellik Üzerine
Yunan zihniyeti medenileşmenin ölçütü olarak giyinmeyi değil, çıplaklığı ölçü kabul ediyordu¹2. Çıplaklık medeni gündelik hayatın sıradan bir özelliğiydi ve başka bir öneme sahip değildi. Cinselliğin önem ifade etmesi, erotizm ile sağlanıyordu; heykeltıraşlar erotik heykeller yontuyor, sanatçılar erotik unsurlar içeren tiyatrolar yazıyor, filozoflar cinselliğe erotik bir boyut inşa ediyorlardı. Erotizmin oluşumunda Yunanlının tanrı tasavvurunun etkisi vardır. Yunan toplumunun fertleri, hayallerinde bir tanrılar topluluğu tasarlarken, kendi reel yaşantılarından soyutladıkları ve uçlara kayan bazı özellikleri hayallerinde var ettikleri tanrılara atfetmişler; yapamadıklarını onlara yaptırmışlar; yaşayamadıklarını onlara yaşatmışlardır. Cinsellik de tüm bunların içerisinde önemli bir yere sahip olmuştur. Tanrılar topluluğunun baş tanrısı olan Zeus, tüm şehveti ve arzularıyla tanrılar dünyasının başkahramanıydı. O cinsel kimliğinin gereği olarak erkek olan bir tanrı değil, cinselliği Yunanlının fantezilerinin uç sınırlarında yaşayan erotik bir tanrıydı. Zeus erotiklikte tek başına değildir; Afrodit'te cinselliğin kadın boyutunda Yunanlının fantezilerini temsil etmiştir.
Filozoflar ve Tanrılar
Demokritos'a göre Tanrı olan kimi zaman imgeler ve çevrintileridir, kimi zaman bu imgeleri çıkaran doğa ve sonunda bilgimiz ve zekamızdır.
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
Reklam
Aşkı, tanrılar tarafından gençleri kollamak ve korumak için gönderilen bir armağan olarak gören filozoflar çok haklı. Mesela tanrılar tarafından gönderilmişe benzeyen Ariadne’nin Theseus’a duyduğu aşk onu ölümden kurtardı. Demek ki âşık olan bir kadını kınamaktansa, herkesin âşık olmamasını kınamamız gerek.
Sayfa 80 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
608 syf.
·
Puan vermedi
Geniş Özet
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.  Armstrong'un bir kaç eserini daha
Tanrı'nın Tarihi
Tanrı'nın TarihiKaren Armstrong · Pegasus Yayınları · 20171,638 okunma
Döllemek, musibeti sevmektir, onu devam ettirmek ve arttırmaktır. Ateşi evrenin ilkesiyle ve arzuyla özdeşleştiren şu antik filozoflar haklıydı. Zira arzu yakar kavurur, yutar, yok eder: Aynı anda varlıkların amili ve yok edicisi olarak kasvetli, özü itibarıyla cehennemidir.
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
Reklam
Şunu biliyoruz: Bu filozoflar doğada görülen değişiklikleri merak ediyordu. Her zaman geçerli kalacak bazı doğa yasaları bulmaya çalışmışlardı. Doğada olup bitenleri, anlatılagelen mitlere başvurmadan açıklayabilmek istiyorlardı. En önemlisi de, doğal süreçleri doğanın kendisini gözlemleyerek anlamaya çalışmalarıydı. Şimşeği ve gökgürültüsünü, kışı ve ilkbaharı tanrılar dünyasındaki bir takım olaylarla açıklamaktan çok farklı bir şey bu. Bu şekilde felsefe dine bağlı olmaktan kurtuldu. Diyebiliriz ki doğa filozofları bilimsel düşünce yönünde ilk adımları atmıştır.
Sayfa 41 - 56. Basım, Ekim 2019, Pan Yayıncılık
Önerme, Totoloji, Antikahraman
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_ _Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir. _Önerme Türleri_ _1- Nitelik bakımından:
Platôn “Phaidros” diyaloğunda on iki tanrının gökyüzünde yürüdüğünden bahsediyor. On tanrı Zeus'u takip ederken, tanrılar evinde bir tek Hestia sabit kalıyor geride, asla yerini terk etmiyor. İnsanların yaşadığı mekânların düzeninde sabit merkez rolü üstlenen Hestia, ozanlar ve filozoflar tarafından evrenin sabit merkezi olarak görülen dünyayla özdeşleştiriliyordu.
Sayfa 102Kitabı okudu
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.