Ahh Didem Ahh!!
Yazma konusundaki özrümü görmüyorum , şiirlerini okudukça , bağlılık, bağımlılık gibi bir şey işte burada yazmaya zorluyor beni.
‘’Bir zamanlar kendimi
Bulunmaz Hint kumaşı sanmıştım.
Kaç metredir benim yokluğum?
Benden daha çok var sanmıştım.
Benim yokluğumdan dünyaya
Bir elbise çıkar sanmıştım.
Dünyanın çıplaklığına
Martıları Seven Adam ‘ı uyku tutmamış, yatağında dönüp duruyordu. Çünkü onu martılardan daha mutlu eden tek bir şey vardı, o da Fransız Teğmenin Kadını Patrice’ydı ve onu düşlerken gözüne uyku girmiyordu. Hava aydınlanırken
Bu gece, yenidoğan yoğun bakım odasında, sessiz ve huzurlu bir atmosfer hakim. Mavi ışıklar altında, yaşamın en kırılgan anlarına tanıklık ediyoruz. 💖 Küçük bir can, yaşama tutunma çabası içinde, her soluğu umutla dolu. 🌟
Her bir nefes, yeni bir yaşamın şarkısı, ve bu sessiz koridorlar, sevgi ve şefkat dolu bir yuvaya dönüşüyor. 💕 Minik yürekler, büyük hayallerin başlangıcını atıyor, her biri kendi hikayesinin kahramanı. 🍼✨
Bu gece, sessizce akan zaman içinde, yaşamın en saf halinin tanığıyız. Her bir solukta, hayatın yeniden başlangıcının şahidi oluyoruz. 💫
YouTube kitap kanalımda Japon edebiyatı hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/QbT0zmxxnoM
BRUH. Bu kitabı tek kelimeyle özetleyecek olsaydım kocaman bir BRUH derdim. Hatta bu kitabın gözünüzde daha iyi canlanabilmesi açısından küçük bir örnekle başlayayım. Livaneli'yi ve Elif Şafak'ı alın, ikisini bir Uzakdoğu
“Tûti-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyinesi sâf değil”
Nef'î
Kendi içinde bir serüven yaşayıp fildişi kulelerde romanını tamamlamak yerine tebdil-i kıyafetle hayatın içine karışıp gözlemler yapan ve bunu romanlarına yansıtan bir yazar olan Kaan Murat Yanık'ın,
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
İntihar
Uzun bir süre yok olmayı, yok etmeyi düşündüm. Can alır gibi değil, katil gibi değil; tamamen inançsız gibi, kendimi öldürmeyi. İntihar!
Ah ne soğuk bir duygu, bana çok uzak olan canımı alma isteği ilk defa bu gece bu kadar yakınımda. Ufka damlayan ilk ışıklarla beraber bir ceket, bir defter ve bir kalem alarak evi terk ettim. Çocuklarım
Yine tadı damağımda kalan bir roman okudum.
Kitabı ilk elime aldığımda kapağını uzun uzun inceledim ama bir türlü anlamlandıramadım. Tabii ne karakterlerden ne de hikayeden haberdardım.
Taa ki şu satırları okuyana kadar;
"Firuz, onun saç örgülerini iki idam ipine benzetti. Uçlarından kendi ile dostunun cansız bedenleri
On yedi yaşında hayalleri ve umutları elinden alınan bir çocuktum. Mutsuzdum. "Mutsuzluğumun sebebi ne olabilir?" diye sürekli düşünüyordum. Liseye başladığım yıl, birçok Türk babasının oğullarını okula motive etme amaçlı söylediği, "Okumazsan seni sanayiye veririm" sözünü babam da beni motive etmek amacıyla söylemişti. Genelde
ÇEKİLİŞİMİZ SONA ERMİŞTİR. KATILAN HERKESE TEŞEKKÜRLER. KİTAP KAZANAN ARKADAŞLARLA KİTABI GÖNDERECEK OLAN KİŞİ EN KISA SÜREDE İLETİŞİME GEÇECEKTİR. HERKESİN EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK. NİSAN ÇEKİLİŞİMİZ DAHA GÜZEL ŞEYLERE VESİLE OLUR UMARIM :)))
Kitabın altındaki profil, kitabı kazanan şanslı kişiye aittir. Bu şekilde anlayabilirsiniz hangi
21 Aralık 2018 tarihinde başlattığımız kitap çekilişini şimdi sizlerle birlikte yapacağım :)
Çok güzel bir çekilişti. Umarım güzel sonuçları olur. Böyle güzel etkinlikleri hep beraber çoğaltmak istiyorum. Destek olmak isteyenler benimle iletişime geçebilir. Çok teşekkürler.
Öncelikle çekilişe katılan, iletiyi beğenip paylaşan ve gönüllü olarak