Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-Ruhumuzun kirlenmesi dolmadı mı Gövdemizin kıvranması doymadı mı Bir hınzır uyku bir şaklaban uyanıklık Bir batında gecenin ve gündüzün kavranması Bu nedir böyle gün mü günsüzlük mü Hangisine kapıldık nerelere atıldık
Suların tanıdığı bir şiir olmak dağların tanıdığı bir iyilik bulutların tanıdığı bir rüya ve yolların tanıdığı bir yaprak akşamın tanıdığı bir neş’e gecenin tanıdığı bir ruh sözcüklerin tanıdığı bir nefes ve sabahın tanıdığı bir gövde şarkıların tanıdığı bir yaz aşkların tanıdığı bir güz yalnızlığın tanıdığı bir ağaç ve kimsenin tanımadığı bir hiç kimseniz yoksa bir daha bir daha bir daha “kardeşlerinize bakın kardeşlerim”
Sayfa 49 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Reklam
"bir gölge eğildi diğer gölge üstüne gecenin gizlisinde saklandı." Furuğ Ferruhzad / Öpücük
Durgun bir gecenin ortasında, denizin akışına kapılmış boş bir gemi gibiydi. Umutsuz, bırakılmış bir gemiydi.
Sayfa 78 - Can
Teheccüd namazı
"Yüce Rabbimiz gecenin son üçte biri kaldığında dün- ya semasına tecelli eder, Bana kim dua edecek ki, kabul edeyim, Benden kim isteyecek ki, vereyim, Benden kim mağfiret dileyecek ki, onu mağfiret edeyim" buyurur. (Müslim, Babu't-Tergib fi'd-Dua', 758)
Reklam
Sabahın en erken saatleri evde herkes uykuda iken..
Uyuyan tanıdık yüzlerle çevrilmiş olmanın verdiği berbat his bir yana –sevdiğimiz ve bizi seven insanlar, varlığımızdan tamamıyla habersiz, duygusuz bir halde ve bir gün hepimizin gideceği o gizemli dünyanın bekleyişi içindedirler– askıya alınmış yaşamlar, dünle kopan bağlar, terk edilmiş koltuk, kapanmış kitap, ya da yarıda bırakılmış bir iş, hepsi ölümü çağrıştırır bize. Bu anın sükûneti aslında ölümün sükûnetidir. Renkler ve soğuk aynı çağrışımı yapar. Ev eşyalarının gecenin karanlığından sabahın aydınlığına çıktıkları anda büründükleri, çok eskilerde kalmış ‘yeni’likleri, insanların olgunluğun ya da yaşlılığın yıprattığı yüzlerinin ölümle birlikte eski genç görüntüsüne bürünmesini akla getirir.
Bordo siyah yayınlarıKitabı okuyor
Gündüz ve gecenin yirmi dört saatlik zaman diliminin hiçbir bölümü sabahın erken saatleri kadar özel değildir benim için. Yazları genellikle erken kalkarım ve kahvaltıdan önce günlük işlerimden birini yapmak için odama çekilir, etrafımdaki sessizlik ve yalnızlıktan da en çok bu anlarda etkilenirim.
Bordo siyah yayınlarıKitabı okuyor
Ve güneş batacak yavrum ve umuyorum, gecenin ötesinde bekleyecek beni yeni bir mavinin tadı, umuyorum...
Bana hayatı sevdirecek her şeyi kaybettim, bugün ölüm bana beşiğinde sallayacağı bebeğe gülümseyen sütanne gibi gülümsüyor; bugün kendi irademle ölüyorum ve tıpkı zindanımda üç bin tur, yani otuz bin adım attığım, yani yaklaşık on fersah yürüdüğüm umutsuzluk ve öfke dolu bir gecenin ardından olduğu gibi, bezgin ve tüken­miş bir halde uykuya dalıyorum.
Reklam
Mazot
Ağlamadan dilerim dolaşmadan Yumruğum çözülmeden gecenin karşısında Şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı Üzerime yüreğimden başka muska takmadan konuşmak istiyorum.
Sayfa 143
Kartela
Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan. Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım, Yıldızlı bir gecenin. · Didem Madak
Yağmur yağıyordu kesik kesik…Tıpkı ömrümüz gibi… Gecenin kimsesiz sokaklarında dalgınlığına kaçan bir mürekkep balığıydım artık…
"Simli ojeler sürdüm yalnızlıktan sıkıldığımdan. Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım, Yıldızlı bir gecenin." Didem Madak
Gündüzdür benim için gece, Gecenin karanlığında değilim öyleyse; Bu koruda dünyalardan yoksun değil, Benim gözümde çünkü o dünyaların hepsi sensin.
Sayfa 26 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.