Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sigarayı söndürdüm, odaya girdim. Gözüm karanlığa alışmıştı. Akrobatı açmama gerek yoktu. Zaten Müzeyyen, evde yoktu. Tek harekette bütün ışıkları yaktım. Ufaklığın odasına daldım, boştu. Göze görünebilecek, not bırakılabilecek her yere baktım. Bir daha, bir daha baktım. Telefonun yanındaki not defterine, not defterindeki yazılara, yazıların
YALNIZLIĞIN YARATTIĞI İNSAN Pardösüsünün kürklü yakasını kaldırınca üşüdü mü diye baktım. Aslında soluk esmer yüzü balmumu gibi sararmıştı. – Üşüdün, dedim. Kaşını kaldırdı. Yanağındaki çıban yerinde kan yoktu. Durdum. Yüzünü avuçlarıma alıp ovaladım. – Neden böyle oldun, dedim. Güldü. Karanlığa doğru tükürdü. Başını iki tarafa şiddetle
Reklam
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Balta Limanı Antlaşmasının dezavantajları:
Antlaşmanın bir acayipliği de yabancı tüccar, %3 gümrük öderken, yerli tüccar %12 gümrük ödeyecekti. Böylece İngiliz ve diğer ülke tüccarları, Osmanlı tüccarlarına karşı imtiyazlı bir du­ruma geçiyordu. Yine bu antlaşma ile Osmanlı ülkesi ucuz mallar cenneti haline gelirken, üretemediğini tüketen bir toplum haline geldi. İthal rekabetine dayanamayan on binlerce küçük işletme iflas et­ti. En verimli alanlar yabancı sermayenin eline geçti. Bu duru­ mun Osmanlı ekonomisine yansıması uzun sürmedi. 1814 yılın­ da bir sterlin 23 kuruş iken, 1839'da 104 kuruş oldu. Avusturya başbakanı, "İşte Osmanlı şimdi bitti" derken, Osmanlı'ya büyük bir darbenin vurulduğunu daha işin başında söylemekten kendi­ne alamamıştı.
Mihrem ☆•°
Derin bir nefes alıp serin havayı içime çektim. Dört mevsim geçti o günün üstünden. İlk önce kış bitti, yerine ilkbahar geldi. Çiçekler açtı yine, benim solan güllerime inat. Sonra bütün kavurucu sıcaklığını tenimde hissettiğim yaz sıcağı ve benim mevsimim olan sonbahar karşıladı bütün duygularımı yansıtırcasına. Sonbahar gibiydim ; dallarım kurumuş, yapraklarım dökülmüş, çiçeklerim solmuş ellerim bomboş kalmıştı...
Sayfa 141 - ParolayayinlariKitabı okudu
...Hâlâ üç kuruş maaşla hayatını o müzeye adamayı sürdürecek misin?" diye sordu. Sesimi çıkarmadım. ' Aklını başına topla Leyla,' diye uyardı. 'İstanbul'u Savunma Derneği filan, bunlarla bir şey olmaz. Solcu sevgilin uyuzunu kaşımak için böyle etkinliklere katılabilir.Ama sen mantıklı bir insansın. Benim gibi sen de
Sayfa 132 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Duvardaki Sarı Leke Michele, duvardaki sarı lekeyi seyrediyordu. Michele duvardaki sarı lekeyi seyrederken dişçiyle randevu saati gelip geçti, liseden sınıf arkadaşları lise günlerini yad etmek için buluşup ayrıldılar, sinemalarda Michele'in en sevdiği yönetmenin yeni filmi oynadı. Michele'in en sevdiği yönetmenin filmini seyreden
Sayfa 192Kitabı okudu
İlkbahar geçti,yaz bitti, şimdi ilkbahar geldi söylemeye karar verdiğin şarkı hala söylenmeyi bekliyor...
Fahreddin Iraki
Fahreddin Iraki, İlhanlı dönemi şairleri içinde en güçlülerindendir. Aslen Hemedanlı olan Iraki, İlhanlılar zamanında yaşayan müelliflerin arasında önemli bir yere sahiptir. Iraki hem kendisi çok güçlü bir şair olduğundan hem de yaşadığı dönemi aydınlatıcı bilgiler verdiği için önemlidir. Iraki'nin eserleri kendi devrinde yaşayan mistik
Şeyhi Bahauddin, Irakî'nin şiirinin son mısrasını duyduğunda "onun işi bit­ti" demişti. Böylelikle Iraki tasavvufi manada şeyhinden yetki almış oluyordu. Şeyhi, Iraki'yi huzuruna çağırmış ve sormuştur: "Sen yalvarışını şarap içilen meyhanelerde mi yaparsın?" ve "yaklaş!" diye buyurmuştu. Irakî yaklaşınca Şeyh ona kendi hırkasını giydirmiş ardından kendi kızıyla Iraki'yi evlendir­mişti. Sonraları Kabirûddin adlı bir çocukları olmuştu. Şeyh Bahauddin vefat ettiğinde halefi olarak Iraki'yi işaret etmişti. Fakat tekkenin diğer dervişleri Iraki'nin şeyhliğine karşı çıkmışlardı. Çünkü on­lara göre Iraki, Hristiyanlığa meyilliydi. Bu durumu sultana şikayet ettiler. Bu gelişme üzerine de Iraki, Hindistan'dan ayrılıp kutsal topraklar Mekke ve Medine'ye geldi burada bir müddet oyalandıktan sonra İlhanlı hakimiyetinde ki topraklara geçti. Konya'ya gelen Irakî burada Sadreddin Konevî'den ders almıştı. Daha sonrada XIII. yüzyıl tasavvuf dünyasının zirvesini oluşturan İbn Arabi'nin yanına giderek ondan da ders almıştı.
Reklam
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
seni sana karşı bekleyen ölümü geri yolla dünyada ölüm tükendi insan ölmeyecek her gün ölse bile seni sana karşı saklayan hayata söyle bu gelip giden kara kuşa söyle dünyada hayat tükendi insan yaşamayacak her gün yaşasa bile her yanda herkesin kendi olmayan benzeri böyle böyle geçti ve geldi gitti ve bitti gün hiçbir gün bile olmamış ve hiç olmayacak olan içeride, geçmemiş, günlerde
“sen susalı üç hafta oldu ve bazen karıştırıyorum hangimizin öldüğünü. önce senin öldüğünü sandım. çok üzüldüm biraz zaman geçince fark ettim ki ölen benmişim ama farkında değilmişim. seni arayınca anladım gerçeği çünkü ben her daim bir yaranın sızısıyla sana koşuyorum, kanar kanamaz elimle bastırıp sana koşuyorum, yaramı sar beni öp mırıltıyla
Sonra motorun tekrar çalıştığını duydu,meleğin alevden gözleri gibi kendisine dönen farları gördü ve başını yana çevirip bekledi,araba üstüne geldi,üstünden geçti,bitti.
FOTOGRAFI ÇEKİLEN ÇÖPÇÜ. Benim öykülerimden biri :-)
Ben çöpçülerle onur duyan bir belediyeciyim… Çünkü bir dönem ben de sürgün yemiş ben de yaklaşık 2 sene kadar çöpçülük yapmıştım.. O sabahçı çorbacıların, o ekip çalışmasının tadını bulamadım 25 yılık çalışma hayatımda.. En lezzetli çayı çöp ekipleri içerler sabahın 5 inde ilk dem.. En keyifli sohbetler çöp ekiplerinde olur. Bazen sokakta
153 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.