Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çünkü ev, yavruların yetiştiği bir yuva ve ilk sosyal kurumdur. Mizaç, meyil ve şahsiyetlerinin oluştuğu bir ortamdır. Annenin ve babanın o taze filizleri yetiştirmede; hem onlara faydalı gıda vermede hem de beden, akıl ve ruhlarını terbiye etmedeki rolünün büyüklüğü ortadadır.
Kendi masasını tutabilen toplumun en zen­ginleri dışındaki herkes açık durak yerlerinde yemek zorundaydı. Çünkü gıda üretimi toplumun çoğalma hızına zor yetişmekteydi ve hammadelerdeki fiyat ar­tışı ancak yemeklerin hazırlanma masraflarının gıda kooperatifleri sayesinde asgari dereceye düşürülme­siyle dengelenebiliyordu. Yemeklerin kalitesi ve zen­ginliği bu durumdan faydalansa da mekan aşırı kala­balık sebebiyle aile bağları ve şiirsellik bakımından kaybediyordu. Bazı kötümser kişiler geleneklerin ve kültürün sonunu öngörseler de bu hep olan bir şeydi ve önyargısız kimselerin itiraf edeceği gibi belli ilginç çelişkilere rağmen insanlık henüz geleneksel özgür­lükler ve genel mutluluk konularında eşit yüksekliğe varmamıştı.
Reklam
Acaba bazı ruhlar için hüzün bir zevk, bir gıda değil midir?
Sayfa 69
Risale-i Nur'un gıda ve taam hükmündeki hakikatlarından hem akıl, hem kalb, hem ruh, hem nefis, hem his hisselerini alabilir..
Herkes bu zamanda Risale-i Nura muhtaçtır, fakat umumunu elde edemez; etse de tam okuyamaz; fakat küçük bir Risalei'n-Nur hükmüne geçmiş bir risale-i câmiayı elde edebilir ve ekser vakitlerde muhtaç olduğu mes'eleleri ondan okuyabilir. Ve gıdâ gibi, her zaman ihtiyaç tekerrür ettiği gibi, o da mütâlaasını tekrar eder. Sikke-i Tasdiki Gaybî
Sanayi ve endüstriyi; yani yatırım-üretim-tüketim ile teknolojiyi, bu kısır döngüyü terkedin. Gıda-ilaç- silah-petrol vb. sayılmayacak kadar çok; hayatımızı içinden çıkılamayacak kadar karmaşık ve mânasız kılan, tüm dünyayı-insanlığı bir "sürü" gibi önüne katıp sürükleyen; insanı ve tabiatı insafsızca, hayasızca, küstahça ve çok bilmiş bir kibirle yoketmeye çalışan bu habis zincire, bu sapık ehl-i dünyanın tûl-i emeline isyan edin. Güzel dünya, küçük ama temiz, sade, barış içinde ihtirastan arınmış, öte-dünya ile bitişik, Hududullah sınırını tanıyan, sadece Cenab-ı Hakk'ın rızasını kazanmak için çabalayan bir ümmete kavuşsun. Hedefimiz huzur ve mutluluk değil Hakk'ın rızasıdır. İlk işimiz anasır-ı erbaanın üç unsurunu; toprak-su ve havayı sanayinin tasallutundan kurtarmak olsun. "Arıtırsak temizlenir", "önce hüplet-sonra gümlet", "geri dönüşüm" vb. bütün bunlar ham hayaldir.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Yıllarca tarımın 'stratejik' sektör olduğu hep vurgulandı. Tarım, her ülke için stratejik sektör olarak kabul edilir. Politi­kalar ve sağlanan destekler de bu stratejik önem dikkate alına­rak uygulanır. Günümüzde ülkeler arasındaki ticaret savaşı ve yaptırımlar ağırlıklı olarak tarım ve gıda üzerinden yaşanıyor. Ülkeler birbirlerini gıda ambargosu, tarım ürünleri ambargosu ile tehdit ediyor. Ali Ekber Yıldırım - Zengin Toprakların, Fakir İnsanları Olmayı Hak Etmiyoruz!
Sayfa 173
Gıda enflasyonu neden değil, sonuçtur. Gıda enflasyonunu düşürmek için öncelikle tarımda yapıl­ması gereken çok iş bulunmaktadır. Zira kalıcı çözüm, sonuç­ları ortadan kaldırarak (İthalat, kamu eliyle sübvansiyonlu gıda satmak vb.) değil, nedenleri ortadan kaldırarak (örgütlü çiftçi, uygun maliyetli, istikrarlı ve artan üretim) bulunabilecektir. Türkiye'nin artık sıklıkla başvurduğu kalıcı çözüm getirmeyen "semptomik tedavi"den vazgeçmesi gerekmektedir. Aksi takdirde Türkiye, yaşlanan kırsal nüfusun da etkisiyle, gıda alanında enflasyonun ötesinde daha ciddi sorunlarla karşı­laşacak. Prof. Dr. Yaşar Uysal - Türkiye'de Gıda Enflasyonu ve Tarımda Yeniden Yapılanma
Sayfa 171
İngilizce'de "yakın arkadaş", "yoldaş", "eşlik eden" anlamına gelen companian kelimesinin kökeni Latince'den geliyor; panis'den, yani ekmekten. Companion, bir ekmeği bölüp paylaşılan kişi demek. En önemli gıda maddesini paylaşabilecek kadar yakın kişi veya "ekmeğime ortak" anlamında yani.
İnsan görmek istiyorum karşımda... Ruhunumu besleyecek ve ona haz verecek gıda istiyorum! Ne yapayım ben bu rezillikleri?
Sayfa 195
Reklam
Hamile bir kadının rutin olarak haram lokmaya maruz kalması, aslında kapılarında "hamileler giremez" uyarısı olan reaktif bir odada yaşamasına çok benzer. Nasıl ki kişi düşük ve orta düzeydeki radyoaktiviteyi hiç hissetmeden yıllarca yaşayabilir ve fakat aldığı her nefeste hücresel düzeyde içi çürürse; haram lokmayı yiyen kişi de (boğazından geçen lokmanın haram olduğunu bilsin-bilmesin) bu tesiri yaşar. Tıpkı radyoaktivite şüphesinin bile hamile bir kadın için uzak durmayı gerektirmesi gibi haram gıda ve ortamlara karşı da hassas sensörler uygulanması son derece önemlidir. Belki de hamileliğin kocaman dokuz ay sürmesi, köklerini salacak temiz bir su kaynağına kavuşması için, manen tertemiz bir düzen kurmak için annelere armağan edilmiş bir mühlettir.
İnsan, gıda alıp üremesi bakımından bir bitki gibidir. Hissetmesi ve ihtiyarıyla hareket etmesi bakımından bir hayvandır (canlıdır). Sûreti ve kâmeti (boyu, kılık kıyafeti) bakımından duvara işlenmiş bir resim gibidir. Onun diğer varlıklardan ayrıldığı özelliği, eşyanın hakikatini bilmesidir.
Doktor gıda meselesini belirlerken ekmek söz konusu oldu. -Tabii beraberinizde un getirdiniz... dedi. -Hayır dedim. -O halde, burada ekmek bulamayacaksınız. Çünkü burada hükümet yalnız yerlileri doyurmak mecburiyetindedir. Yabancıları değil. -Öyle ise, doktor, benim burada oturmama imkan yoktur. Hemen yarın memleketime döneyim. Bizim memleketimizde yabancılar yerlilerden daha çok yiyip içmektedirler. Ben de hükümetim nezdinde yabancılara ekmek verilmesinin önlenmesini teklif edeyim. Neticede doktor bizzat un veya ekmek bulmayı üstlendi.
Sayfa 176 - Karlsbad’da Geçen Günlerim (30 Haziran 1918-28 Temmuz 1918)Kitabı okuyor
Günün birinde önemli bir insan olursan, gün ışığının sana gıda kadar gerekli olduğunu anlarsın! Kıymetli bir alim, varlığını, diğer insanların gösterdiği hürmete borçludur.
Sayfa 12 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyacak
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.