Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
konu Onursa şaşırmamak gerek :d
- Teşekkür ederim - Teşekkür mü edersin? - Evet, nazik olmam seni güldürdü mü ? - Evet, dedi hafif bir gülümsemeyle , Çok tatlı gülüyorsun - Hayatım da böyle garip bir iltifat duymamıştım. ..
Haha güldürdü:D
Öyle bir günü görmektense, Horatio, En büyük düşmanımı cennette görmeye razıydım.
Sayfa 15 - İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Güldürdü :D
Okullar tatil oluyordu. (Zaman düzensizliğine ve dolayısıyla zaman kavramının yokluğuna dikkatinizi çekerim.) Sevdiğim insan sınıfını geçmiş gidiyordu. (Şu 'sevdiğim insan' sözünü duyunca bütün iyi duygularım yok oluyor M.C.'ye karşı.) Tuttum, sevdiğim insana bir bir mektup yazdım tehdit edercesine. Aldı mektubu, koynuna koydu götürdü eve ('Tatlı
Bir Mektup
Güldürdü :D
Hiçbir filozofumuz yoktur ama ne olduğunu kimsenin bilmediği bir hayat felsefemiz vardır.
Sayfa 74
Son cümlesi güldürdü, akıllı adam :D
"Allah'ı İnkar Mümkün Müdür?" eserini bitirdim. Bütün feylesofların çeşitli dinlere mensup natüralistleri, akılcıları, materyalistleri, hukukçuları, düşünürleri, tasavvufçularını ruhun varlığını ve yokluğunu, ruhun ve cismin bir veya ayrı olup olmadığını, ruhun kalıcı olup olmadığını inceliyor. Bu incelemede, ilim ve fenne dayananlar makbul. İmam Gazali, İbni Sina, İbni Rüşd gibi önde gelen Müslüman din adamlarının açıklamaları da sıradan açıklamalardan büsbütün başkadır; yalnız ifadelerinde çok rumuz var. Dindar düşünürler; kuralları, ilim, fen ve felsefeyi, şeriatın açıklamalarını yorumlamak için evirip çevirmeye gayret etmişler.
Sayfa 69 - Hatıra Defteri/ 3 Aralık 1916- Filibeli Ahmet'in kitabıKitabı okudu
Konuşması yeterdi gülmem için. Telefonda bile güldürdü beni. Mektupla bile. En güzel tarafı da, güldrmek için çabalamazdı; kendiliğinden komikti...
Reklam
Güldürdü :D
Şöyle böyle derler amma, erkeklerin içinde de ne insaniyetliler var.
Sayfa 127 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
kadın şok :D
bir şeyler anlattı, onu güldürdü. Özellikle de güldüğü zaman onun ne kadar güzel olduğunu fark edince, birden, herkesin gözünün önünde kadını belinden tuttuğu gibi art arda üç kez, büyük bir tutkuyla dudaklarından öptü.
Sayfa 57 - iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
Yapmayalım böyle şakalar :D
İsmail cin gibi bakan gözleriyle karşımıza dikildi. "Koşun koşun! Ana sınıfından çığlık sesleri geliyor, sanırım başları belada. Onları kurtarmalıyız!!!" dedi. Durur muyuz? Koşarak alt kata , ana sınıfının kapısının önüne geldik. Birbirimize anlık bir bakış atıp daldık içeri! Sessiz sessiz boyama yapan minikler, bomba etkisi yaratan girişimizle neredeyse akıllarını kaçırıyorlardı! Hehheee! Çığlıklar atarak öğretmenlerinin yanına koşmaya çalışan , ağlayan, bas bas bağıran minikler! Tam bir curcuna! Arkamıza baktığımızda İsmail'in yerinde yeller esiyordu tabii... Çocuklar sakinleştirilince, üçümüz de kulaklarımızdan tutularak Müdür'ün odasında bulduk kendimizi. İsmail'i şikâyet edince , beş dakika sonra onu odaya getirdiler. Müdür: - Yahu çocuğum, iki haftadır kendi çocuğumu gördüğümden daha çok gördüm seni. Niye arkadaşlarını kandırdın oğlum, diye bir güzel haşladı. Hepimiz kızgın kızgın yüzüne bakarken , o da çıkıp gamsız gamsız: "Eee, camdan atlayın desem atlayacaklar mı?" demez mi! Bu defa müdür ona hiç kızmadan ( hatta bu mantıklı savunma karşısında ona hak vererek) bize baktı. Eh, biz de gülmeye başladık! Nasıl olduysa o zamandan sonra hep güldürdü bizi, hiç dibimizden ayrılmadı İsmail. Pek ayrılsın istemedik de hani!
O güldürdü. :D
Kısa süre önce büyük bir heyecan yaşadım. Mathieu kitap okumaya dalmıştı. Heyecanla yaklaştım. Kitabı ters tutuyordu.
Reklam
Hahhaha güldürdü :D
"Ben de gayet boktan bir dönemdeyim. Sefillik konusunda sidik yarıştırıyorsak şayet: ' Ravi öksürür gibi güldü. Yüzünden bir an gölge misali bir sertlik gelip geçti. "Anlatmaya çocukluğundan başla istersen:'
Domingo yayınevi / PDFKitabı okudu
Çok güldürdü bu beni :D
Şu açıklarda kelimesi yerine, az daha engin diyecektim. Bu kelimeyi bir türlü kullanamadım. Zavallı kelime! Senin ne kabahatin var? Kabahat sende değil, benim kötü şiirleri unutmayan hafızamda: "Engine, ah engine! –Enginde bakacağım gözlerinin rengine." Ölür müsün, öldürür müsün?
Sayfa 27 - Öykü adı: Kendi Kendime - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
*Güldürdü:))*
“Bir düşünün! Bu adamın kadınlarla ilgili neredeyse hiç deneyimi olmamış. Sonra da bula bula uğraşacak kimi bulmuş? Kesinlikle şimdiye kadar gördüğüm en güçlü kadını. Ve bu kadın daha yirmi bir yaşında! Olgunlaştığında Tanrı yardımcımız olsun!”
Güldürdü. :D
Nasrettin Hoca'nın karısıyım dedim ya, adımı merak bile etmezsiniz artık. Öyledir, bizim toplumda kadınların adı yok gibidir. Hep falanın filanın karısıyız kızıyızdır. Bunu hocam kocama söyledim bir gün -ama inan olsun onu iğnelemek için değil- ayy, bir üzüldü bir üzüldü: -Hanım, çok haklısın, dedi. Sana söz, bundan sonra kim benim adımı sorsa... Nasrettin Hoca'nın karısının kocasıyım, diyeceğim.
Güldürdü :D
Milena, adresi biraz daha okunaklı yazmanızı isteyeceğim; bana yazılan zarfa girdi mi, yarı yarıya benim sayılır artık, sizin olmaktan çıkar... Yabancıların mallarına önem verin biraz, biraz sorumlu duyun kendinizi.
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.