Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
144 syf.
·
Puan vermedi
·
36 günde okudu
Özellikle okumak ve düşünmek üzerine çoğumuzun aklındaki sorulara yanıt vermiş
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Kitap 4 bölümden oluşuyor, kitaptaki temel düşünceleri özetleyelim: 1.İnsan Mutluluğunun İki Temel Düşmanı: Istırap ve Can Sıkıntısı Schopenhauer bazı kitaplarında bu iki düşmana değinir. Özellikle can sıkıntısına. “ihtiyaç içerisinde bulunmak ve yoksunluk
Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine
Okumak, Yazmak ve Yaşamak ÜzerineArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20133,655 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Osmanlı İmparatorluğu’nun son safhasındaki mühim mütefekkirlerimizden birisi olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, aynı zamanda, gerek babasının konsolos olmasından (“şehben-der” konsolos demektir) gerekse de sık sık sürgün hayatı yaşamasından ötürü, farklı ve yenilip yutulması zor fikirlere açık bir zâttır. Kendisini daha ziyade A’mâk-ı Hayâl
Garip İlimler ve Ruh Çağırma
Garip İlimler ve Ruh ÇağırmaFilibeli Ahmed Hilmi · Büyüyenay Yayınları · 20231 okunma
Reklam
< “Bu dünyadaki ruhani liderler ve kutsal kitaplar bize inancın dağları yerinden oynatacağını bildirmektedir ve bu bilgi günümüzde daha derin ve özellikle daha bilimsel bir boyut kazanmıştır.  Sadece gerçek inanç, dünyamızda yeni şeyler yaratma gücüne sahiptir.” >
Şefaat ("Dogmatik Müslüman" diye bir tabir olmamali.)
Zümer Suresi - 43-44 . Ayet Tefsiri 43: Yoksa onlar kendilerine Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: “O şefaatçiler hiçbir şeye güç yetiremez, hiçbir şeyi kavrayamaz olsalar da mı?” 44: De ki: “Şefaat etme yetkisi bütünüyle Allah’a aittir; göklerin ve yerin hükümranlığı O’nun elindedir; sonunda kaçınılmaz olarak dönüp O’na varacaksınız.” Biz çocukken yurtta bize Şehitlerin, ALLAH dostlarının şefaat yetkilerinin olduğu söylenirdi şimdi bakıyorumda Kuranda yeri olmayan hatta Kuranın zıttında bir söylem nasıl olurda Islamı baz alan bir kurumda var olabilir? Peygamberimiz bile (S.A.V) belli bir noktadan sonra ileriye gidemiyor. En sevdiği kisiler iman etmediği icin malesef sinavda kalmış oluyorlar. Kendini sırf müslüman olarak tanımlayıp her türlü pisliği yapan birisine dedesi hacı diye nasil sefaat gelebilir düsünün bakalim. ISLAM DOGMATİK BİR İNANÇ DEĞİLDİR. Vaktiniz varken okuyun ve kendi düşüncelerinizle ilerleyin anlamadığınız yerde sorarsanız sorun birilerine ama onlar sizin düsünceleriniz olmayacak kendini üstüne düsünün. Günümüzde yeni nesil neden İslamdan uzaklaşıyor? Kendini sadece müslüman olarak tanımlamış ama içlerinin boş olmasından dolayı daha felsefi bir cevap bile veremeyen ebebeynler yüzünden. ALLAH'tan ilk ayet oku yani... olmasa daha beter olurduk.
İnanç, şeriat, ahlak, medeniyet, kültür ve hayat düzeniyle İslâm'ı benimseyen bir devlete sahip olmak istiyoruz.
Pentagram, beş köşeli bir yıldız şeklinde olan ve tarih boyunca birçok farklı kültür ve inanç sistemi tarafından kullanılmış olan eski ve güçlü bir semboldür. Yunanca’da “beş çizgili” anlamına gelen pentagrammon kelimesinden türemiştir ve genellikle birlik ve sonsuzluğun sembolü olarak kabul edilir. Pentagramın kökenleri, MÖ 3000 yıllarına kadar
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
GECE ELIE WIESEL 176 SAYFA Aynanın derinliklerinden bir ceset bana bakıyordu. Gözlerimdeki bakışı beni hiç terk etmedi. 1944 yılında ailesi ile birlikte Nazi Toplama Kamplarına yollanan Elie Wiesel'in gerçek yaşam öyküsünü kaleme aldığı bir kitap okuduk sevgili Sevilay Pak , sevgili Bahar Esen ve sevgili Sevilay Ayvaz ile. Teşekkür ederim
Gece
GeceElie Wiesel · Koridor Yayıncılık · 20151,467 okunma
·
Puan vermedi
Afrikalı Leo
AFRİKALI LEO/AMİN MAALOF Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, ben Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Grenadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim.
Afrikalı Leo
Afrikalı LeoAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202214,2bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
41 günde okudu
Okuması bir o kadar zor ama çarpıcı kitapları ben seviyorum. Yazarın ve ‘ben roman’ olarak kaleme aldığı ana karakterin hikayesi çok acı ve tüm hayatı zorluklarla dolu. 1900lu yıllarda Japonya nasıl bir yermiş ki, diye düşünmeden edemedim. Ben Japonya’yı ve Japon kültürünü hep çok ilginç bulan ve araştıran biriyim. Saygı duyduğum ve garip bulduğum çok yönü olmakla beraber, günümüzde bile devam eden intihar vakaları için, hep, inanç noktasında, acaba İslam’ı hakiki manada tanısalar, o insanlar ne olur ya da Japonya nasıl bir yer olurdu diye çok kez merak etmişimdir. Bu kitapta da yine aynı soruyu sordum kendime. Her insana hitap eden bir kitap değil ama insanların okuyup dünyada neler olup bittiğinden haberdar olmasını ve dertlerini gözden geçirmesini isterdim.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,2bin okunma
Ahlak
DİJİTAL DÜNYADA AHLAK Dijitalleşmeyle birlikte geleneksel etkileşim biçimlerinden hızlı bir kopuş yaşanmaktadır. Bu savrulma, her alanda kendisini hissettiren küresel bir ahlak krizine, etik ve ahlaki tartışmalara sebep olmaktadır. Örneğin, günümüzde bilgiye erişimin kolay fakat doğru bilgiye erişimin zor olması, bilgi ahlakına ne denli muhtaç olduğumuzu göstermektedir. Dijital çağın en büyük açmazı, gerçek dünya ile sanal dünya ayrımının farazi bir ayrım olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesidir. Meseleye farklı iki dünya varmış gibi yaklaşılmakta bu durum ise insanları, gerçek dünyada yapılmasından hayâ edip çekindikleri birçok davranışı sanal mecralarda yapabilecekleri yanılgısına düşürmektedir. Dijital ortamda bulunmanın açıklarından faydalanan insan, sözde görünmezliğin cazibesine kapılarak hakikatten ve güzel ahlaktan uzaklaşabilmektedir. Oysa insan, gerçek dünyada da sanal mecralarda da ahlakıyla insandır. Ahlak, hiç kimse bilmese ve görmese bile doğru ve güzel olanı yapmayı gerektirir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
Güney Pasifik kargo inançları üzerinde çok fazla durmak istemiyorum. Ancak bunlar dinlerin neredeyse sıfırdan türemelerinin günümüze ait büyüleyici bir örneğini temin ederler. Özellikle dinlerin ortaya çıkışı ile ilgili dört genel ders verirler ve onlara burada özetle değineceğim. İlki, bir inancın aniden ortaya çıkmasındaki inanılmaz hızdır.
Teolojik aklın düzenine tabi olan iman, aklın gü­nümüzde hüküm süren şüphe ve çelişkilerine karşı verdiği çetin mücadeleyi her sahada kazanmak durumundayken; görünürde efsanevi anlayışın gerçek anlamda çıplak, daha doğrusu gelenek­ sel aklın kavrayabileceği bütün inanç kılıflarından soyulmuş, ka­ dim dini tasavvurlardan azade, belki de sadece dini olduğu söy­ lenemeyecek temel tecrübesi, muazzam derecede yaygınlaşmış görünür ve gündüz yolunu şaşırmış bir gece kuşu misali zamanı­ mızda hayalet gibi kol gezen birden fazla biçimi olan o irrasyonel hareketin ruhunu oluşturur. Açıklama Teoloji: Tanrı 'bilimi', daha genel anlamıyla imanın bilgisi. Akıl ile iman modern anlayış içinde kavgalıdır. Avrupa'nın en büyük aydınlanma olgularından birisi kilisenin ve Papa'nın gücünü kırmaktı. Bu büyük bir başarı ile tamamlandı. İnsanlar elbette iman ediyor Avrupa'da ama artık Katolik ülkeler bile kurumlarını imana yaslamıyor. İnsanlar ise tüm rasyonalite yani akıl üzerindeki gelişmelere rağmen irrasyoneliteye başvuruyorlar. Çünkü insan kaygı duyan bir varlık, pek de sorumluluk almak istemiyor. Kant'ın aklını kullanmaya cesaret çağrısına. Kant'cım bir dakika bekle, falcıma sorup geleceğim diyebiliyorlar. Faldan, tekkeden medet ummak, sonsuz bir güvenle uzaylıların dünyayı yönettiğine inanç duyanlar, olumlama ile evrene mesaj yollayabileceğini sananlar aslında rasyonel değil de irrasyonel işler peşindeler. Astral seyahat mesale bu toprakların dini inancında yoktur ama buna inanan insanlar da yok mu var…
Sayfa 275Kitabı okudu
“Ama bir inanç yok olduğu zaman, yeni şeylere gerçeklik kazandırma gücümüzü kaybettiğimizde, bunun yokluğunu telafi etmek üzere inancımızın bir zamanlar hayat verdiği eski şeylere fetişistçe bir bağlılık, sanki ilahi güç bizim içimizde değil, onların kendisindeymiş ve inançsızlığımız tesadüfi bir sebepten, tanrıların ölümünden kaynaklanırmış gibi, gitgide güçlenerek varlığını sürdürür. Ne korkunç bir şey! diyordum kendi kendime. Bu otomobillerde eski arabaların zarafetini bulmak mümkün mü? Herhalde benim artık yaşım geçti, ama kadınların, kumaştan bile olmayan elbiselerin cenderesine girdikleri bir dünya, bana göre değil. Kızaran narin yaprakların altında bir araya gelen şeylerin hiçbiri artık yoksa, eskiden onların çerçevelediği zarafetin yerini şimdi bayağılık ve çılgınlık almışsa, bu ağaçları ziyaret etmenin ne anlamı var? Ne korkunç şey! Zarafetin artık bulunmadığı günümüzde tek tesellim, eskiden tanımış olduğum kadınları düşünmek. ”
İslam’ın ilk anayasası olarak kabül edilen ,her inanç grubunun kendi özel hukukuna göre yaşamasını garanti altına alan Medine Evrakı’nın günümüzde de pekala uygulanabileceğini savunuyorlar.Herkesin müslüman olmasını dayatmayan bu “çoğulcu” toplum projesi kuşkusuz özgürlükçü.Hatta ilk bakışta laik bile denebilir.
Sayfa 281Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.