Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büşra T.

Büşra T.
@harfibe
“Ah bu eski kağıtlardan, eski kitap aralarından, unutulmuş eski defterlerden çıkan matem kokusu!”
1057 okur puanı
Ağustos 2018 tarihinde katıldı
198 syf.
10/10 puan verdi
Nereden başlasam, önce neye değinsem bilemiyorum.. Eşim 2005 yılında kütüphanesine eklediği bu kitabı, evlenip kitaplarımızı birleştirdiğimiz günden beri bana okumamı tavsiye ediyordu. Belki kitabın adı belki de yazarı yani Tarık Akan ben de büyük bir okuma hevesi uyandırmamıştı. Çünkü Tarık Akan, bu kitabı okuyana dek benim için Yeşilçam'ın yakışıklı, çapkın başarılı oyuncusu olmaktan ibaretti. Ancak yine eşimin, ben hangi kitabı okusam diye düşünürken elime bunu tutuşturup buna başla demesiyle Tarık Akan'ın da bende yeri değişmeye başladı. Ve bunu bu kadar geç fark ediyor oluşum da beni bir hayli üzdü.. Son dönemlerde asıl alanı dışında şarkıcılığa, yazarlığa, oyunculuğa her şeye el atmaya çalışan ve hiç birini tam yapamayan sanatçı kitlesine öyle alışmışız ki, bir oyuncunun hem iyi bir yazar olabileceğine hem de hayatına dair ciddi meseleleri olabileceğine olan inancımızı yitirmişiz. Ve bu kitap beni bu düşüncemden ötürü utandırdı. Kitabı elinize bir kere aldıktan sonra bırakamayacağınız gibi bıraktığınızda da meseleler aklınızdan hiç çıkmayacak.. 81-82 senelerinde Tarık Akan'ın yaşadığı tutukluluk süreci ve sonrasında yaşadıklarını kaleme aldığı bir anı niteliğinde olan bu kıymetli eseri okumayan kalmamalı. Aynı zamanda kitapta Yılmaz Güney'in ödüllü filmi "Yol"a dair de açıklamalar, bazı anılar yer alıyor. Damat Ferit'ten Seyit Ali'ye uzayıp giden bir yol bu kitap.. Akan'ın paylaştığı bu anılarda 80'li yıllar Türkiyesinden ufak kesitlere şahitlik edeceksiniz ve inanın bana o dönem yaşananların yanında bu kitapta okuyacaklarınız az bile.. Okuyun, okutturun.
Anne Kafamda Bit Var
Anne Kafamda Bit VarTarık Akan · Can Yayınları · 20205,9bin okunma
Reklam
Geç Gelen Ağıtlar
Geç Gelen AğıtlarOruç Aruoba · Metis Yayıncılık · 2017828 okunma
126 syf.
10/10 puan verdi
Tezer ile bir intiharın izinde
Buz soğuğu bir tımarhane köşesi. Karşımda sen. Saçların ortadan ikiye ayrılmış, yüzün biraz solgun, başın hafif öne eğik. "Nasılsın Tezer?" diye bile soramıyorum. Biliyorum. Konuşmak istiyorsun, izin vermiyorlar. Anlatmak istiyorsun, dinlemiyorlar. Oysa anlatacak ne çok şeyin var. Karşı çıkmak istediğin ne çok evler, koltuklar,
Yaşamın Ucuna Yolculuk
Yaşamın Ucuna YolculukTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 202112bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
84 syf.
·
Puan vermedi
Erbaş ile boğazları düğümleyen, hüzün dolu kısa bir sohbet
18.01.2019 / Cuma “Bu hayatta insana bulaşan en büyük illet nedir biliyor musun? Yapıştı mı insana kolay kolay bırakmaz peşini, ta ki canını alana kadar. Kanserdir o illet, rezil bir şeydir. Başımı eğerim önüme bu kelimeyi duydukça. İstemsiz dökülür gözyaşlarım…” “Ömür Hanım... İçinden geçmediğin zaman İçinden geçmediğin söz İçinden geçmediğin
Otların Uğultusu Altında
Otların Uğultusu AltındaŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20193,969 okunma
76 syf.
10/10 puan verdi
Tezer.. Senden arta kalanların toplandığı bu kitabı okuduktan sonra benden arta kalanları düşündüm de, bir hiçlik duygusu nasıl anlatılır bilmiyorum ki... En sevdiği yazar olan Cesare Pavese'nin intiharından hissettiği acı ile yaşayan, yaşadığı bu acıdan mutluluk duyan ve genel anlamda acıyı bir mutluluk olarak nitelendiren, oysa iliklerine kadar ıstırap çeken bir kadın; Tezer.. Ve yeri gelmişken eklemek istiyorum, Tezer Özlü çoğunluğun zannettiği gibi intihar ederek yaşamına son vermemiştir, tıpkı Didem Madak gibi kanserden ölmüştür. Ölüme böylesine hasret duyan birinin, ulaşabileceği en güzel sonu yaşadı yani. Ardında bıraktığı kırık dökük cümleleri ile.. Ölümün yakınlığını bir nefes gibi ensesinde hisseden bir kadının, baktığı herşeyde gördüğü ölüm ve anlamsızlık hissini okumakla kalmıyor, yaşıyoruz bu eserde. Sayfa 13te "Beni öldürdüm. Her insanı öldürmek kanısı ile öldürdüm. BEN BEN MİYİM? BEN HERKES MİYİM? BEN HER ŞEY MİYİM? Yatıyorum. Kısa süre sonra gelecek ölüm. Biliyorum bunu. Umursamıyorum oysa." diyor. Defalarca okudum, defalarca yandım.. Kendi içinde kendini öldürmek nasıl bir his? Nasıl bir tükenmişlik, kendini kendinden nasıl bir dışlama böyle? Bir yürek nasıl taşır ölü bir ruhu bedeninde? Her eseri benden bir şeyler koparmıştır zaten, Ama 'Kalanlar', benden kalanları sorgulattı bana. Hüzne düşmek isterseniz bir gece vakti, önerebileceğim en güzel eserlerden birisi. Okuyun, okutturun.. Selâmetle.
Kalanlar
KalanlarTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20196,1bin okunma
Reklam
352 syf.
·
Puan vermedi
"Bir ülkenin anarşisini kim anlatabilir? Ölenler mi? Öldürenler mi? Her gün yeni ölümleri bekleyenler mi?" - Tezer Özlü Hangi ölenler Tezer, hangi öldürenler? Bir soru attın ortaya cevabını bulamadan sen de gittin.. Şimdi ben cevabı olmayan, sebebi bilinmeyen, faili bulunmayan cinayetlerin çıkmaz sokaklarında, bir aydınımızın
Neden Öldürüldüler? - Babam neden öldürüldü?
Neden Öldürüldüler? - Babam neden öldürüldü?Orhan Tüleylioğlu · UM:AG Araştımacı Gazetecilik Vakfı · 200714 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Burun delikleriyle gören adam; GOGOL
Rusyada edebiyatçılar arasında çok meşhur bir söz vardır: "En uzun burun kimdeyse uzağı en iyi gören odur." derler. Şimdi siz, ben bu cümleyi söyledim diye cümlede bir mantık aramaya kalkacaksınız. Ama durun.. Yormayın zihinlerinizi, zira hiç bir mantık yok.. :) Var olan tek şey, Gogol'un yadsınamaz büyüklükteki burnu. Altı üstü büyük
Bir Delinin Hatıra Defteri (Palto ve Burun Öyküleriyle)
Bir Delinin Hatıra Defteri (Palto ve Burun Öyküleriyle)Nikolay Gogol · İndigo Kitap · 201755,6bin okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
'Bir varmış bir yokmuş'lu masalların en güzelisin Arkadaş!
(Bu incelemedeki hiç bir şey kurgu değildir, tamamen gerçek bir yaşantıyı yansıtmaktadır.) Bir varmışsın, hem de çok güzel varmışsın, en güzel sen... Bir de bakmışlar ki bir sokak ortasında cansız yatıyorsun, artık yoksun. Sene: 1971 Yer: Sosyal Bilgiler Fakültesi / Ankara Olay: Anlatmaya dilimin varmadığı bir utançtan başka bir şey
Sevdadır
SevdadırArkadaş Zekai Özger · Mayıs Yayınları · 20011,670 okunma
72 syf.
10/10 puan verdi
Çiçekli Şiirlerinde Ölmekteyim Madak
'Yaklaşık 10 sene evvel' -Anneanne, bu basma çiçekli perdelerini hiç atma olur mu? Bana sakla. "Ne yapacacaksın kızım bu perdeleri, çok eskidiler baksana.. Deden tee düğün zamanı almıştı bunları bana. İlk kendisi asmıştı bu pencerelere. Gelin kızlık perdelerimdi yani, o gidince değiştiremedim kaldılar öylece. Modası geçmiş diyorlar, doğru
Grapon Kâğıtları
Grapon KâğıtlarıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 201214,1bin okunma
204 syf.
·
Puan vermedi
Aziz Nesin ...
Adını duyunca aklıma gelen sahne hep aynı.  Tarih: 2 Temmuz 1993 Yer: Sivas, Madımak Oteli Kişiler: Ölenleri sayayım da onlar için bir kez de biz mi yanalım, yoksa otelden itfaiye aracının üstüne kendini atıp da kendisi hakkında söylenen "Asıl öldürülecek hayvan burada" sözünü işitip, "Tam kurtuluyorum derken artık Sırat Köprüsü'nde
Sizin Memlekette Eşek Yok mu?
Sizin Memlekette Eşek Yok mu?Aziz Nesin · Doğan Kitap · 20113,720 okunma
Reklam
448 syf.
·
Puan vermedi
Toparlanın Gitmiyoruz II, İsmet Özel'in seminer, konferans, söyleşi ve radyo programlarının derlenip yazıya aktarılmasından oluşan üç kitaplık bir serinin ikinci kitabıdır. Serinin birinci kitabında ve okuduğum diğer eserlerinde olduğu gibi en çok üzerinde durduğu İslâm, Türklük, İstiklâl Harbi, İstiklal Marşı, Batılılaşma gibi konular ağır
Toparlanın Gitmiyoruz 2
Toparlanın Gitmiyoruz 2İsmet Özel · Ebabil Yayıncılık · 200843 okunma
196 syf.
·
Puan vermedi
Milletin Şairi Mehmet Akif Ersoy
"Âsım'ın nesli diyordum ya... Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek!" Yazarı tarafından imzalı olarak aldığım, ancak bir yıldır daha yeni okuma fırsatı bulduğum 'Gençler İçin Safahat' kitabı, milletin şairi olan Mehmet Akif Ersoy'un edebi kişiliğini yansıtmış olduğu Safahat kitabının Fatih Bayhan tarafından
Gençler İçin Safahat
Gençler İçin SafahatMehmet Akif Ersoy · Sebîlürreşad Yayınları · 2017221 okunma
108 syf.
9/10 puan verdi
Annesiyle hapishane'de büyüyen, her sabah ve her akşam türlü suçlardan (!) dolayı içeri girmiş kadınlarla sayıma çıkan, buz soğuğu havalarda sayım esnasında gövdesini örtseler ayakları üşüyen, ayaklarını örtseler gövdesi üşüyen ufacık bir çocuk düşünün. İsmi Barış. Aynı koğuşta birlikte kaldığı İnci'nin, ceza süresinin dolup dışarı çıkmasından sonda, ona yazdığı (büyüklerine yazdırdığı ve çoğu zaman anlamadığı) mektuplardan oluşan kısacık bir kitap. Somut dönemden soyut döneme bile ulaşamamış minicik bir zihin, kitap okumanın, şiir okumanın, düşünmenin, vefalı olmanın suç sayıldığı dönemlerde, bu suçlardan (!) dolayı içeri girenlerle aynı ortamda yaşıyor ve devamlı olarak bu suçları sorguluyor.. 'Çok soru sorma, fazla düşünme, senin de ömrün buralarda tükenir' gibi sözler ile azarlanıp susturulan bir çocuğun, Barış'ın, sadece Işıl'a değil, bizlere de olan bir mektup dizisidir bu kitap. Başladığınız zaman tek nefeste bitecek türden. Güzellikle kalın. Selametle.
Uçurtmayı Vurmasınlar
Uçurtmayı VurmasınlarFeride Çiçekoğlu · Can Yayınları · 202211,9bin okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
Kayhan İçel'in kaleme almış olduğu bu esere yorum yapmadan önce yazarın kendisi hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Öğretici metin niteliğinde olan din, siyaset, tarih vs. tarzı kitaplar seçerken en çok tereddüte düştüğüm nokta yazarın objektifliği olur her zaman. Çünkü yazarın yanlı davranması, bizi doğrulara ulaştırmak yerine yalnızca
Yalancı Tanrılar
Yalancı TanrılarKayhan İçel · Ekinoks Yayıncılık · 20096 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
Delaletten Hidayete Derin Bir Yolculuk
Merhaba arkadaşlar, bugün sizlerle çok zorlanarak yazdığım bir incelemeyi paylaşacağım. Sabırla okuyanlara şimdiden şükranlarımı sunuyorum. Zorlanma sebebimden başlayarak incelemeye giriş yapayım. Kitabı bir kaç yıl evvel Türkçe çevirisinden okumuştum ve çok beğenmiştim. Önüme bir değil, bir çok yol sunarak kendime ayrı bir yol çizmem konusunda
El Munkız Mined Dalal
El Munkız Mined Dalalİmam Gazali · Beyan Yayınları · 20154,293 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, içinde 'Başkasının Karısı' ve 'Namuslu Hırsız' olmak üzere iki hikâyeyi barındırıyor. Başkasının Karısı hikayesine ilk başladığımda ne anlatmak istediğini anlamamakla birlikte konuyu nereye bağlayacağını çok merak ediyordum. Çünkü Dosto'dan kalitesiz, beğenmeyeceğim bir eser ortaya çıkacağına inanmıyordum. Hikâyenin yarısından itibaren her şey daha da netleşmeye başladı, kendimi başkasının karısının evinde, karyola altında saklanan iki adamdan biriymiş gibi hissetmeye başladım. Kafamda o karyolanın altından kurtulmanın planlarını kurmaya başladım derken, olaylar bir anda hızla gelişti ve karısına olan kıskançlığı yüzünden, güven duygusu da zedelenmiş bir adamın, karısını suçlu çıkarmaya çalışırken hiç olmadık bir yerde(hiç tanımadığı bir kadınının karyolasının altında), hiç olmadık şekilde suçlanması ve bu durumdan kendini kurtarmaya çalışırken daha da gülünç bir duruma düşmesi ile sonuçlanan bir adamın hikâyesini tek nefeste okuyup bitirmiş oldum. Keyifle okuduğum bu kitabı özellikle kıskançlıkta aşırıya kaçtığını düşünen arkadaşlara tavsiye ediyorum. :) Namuslu hırsız hikâyesinde ise acınası bir hâlde olan Emelya'ya sahip çıkan, onu dostu bilen bir adamın, yine Emelya tarafından hayal kırıklığına uğratılması ve buna rağmen Emelya'nın yine o dostunun evinde can verişini anlatıyor. İçim burkulmadı değil. Özetle hem keyifle, hem hüzünle okuyabileceğiniz iki kısa hikâye... Tavsiyesi benden , okuması sizden. Keyifli okumalar.
Başkasının Karısı
Başkasının KarısıFyodor Dostoyevski · Oda Yayınları · 20174,340 okunma
Reklam
103 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın, çocukluğundan kesitler taşıyan Şeker Portakalı kitabının devamı niteliğinde olan ve ilk gençlik dönemlerinden kesitlere yer verdiği bir kitap. Şeker Portakalı'ndan sonra saatlerce ağladığım için, yine aynı şekilde olacağımı düşünerek bu kitaba başlamıştım ama bu kitapta duygu yoğunluğu daha hafifti. Ancak bu, kitabın güzel oluşunun önüne geçebilecek bir etken değil, aksine tek oturuşta okunabilecek türde, akıcı, kısa bir kitap. Tabi ben ikinci kitabı olan "Güneşi Uyandıralım'ı okumadan bu üçüncü kitaba geçmişim. Okuyacak olanlar sırayı takip ederse daha güzel olabilir. Keyifli okumalar diliyorum.
Delifişek
DelifişekJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 202127,4bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, adında da yer verildiği üzere Anarşist Banker ve Şeytanın Saati olmak üzere iki hikayeden oluşuyor. İlk hikâyede birisi, bir Banker'e onun Anarşist oluşu ile ilgili sorular yöneltiyor ve kafasında ki Anarşist kavramı ile Banker'i bağdaştıramadığı için, onun Anarşist olduğuna inanamadığını söylüyor. Bunun üzerine Banker, tüm hikaye boyunca nasıl ve neden Anarşist ve banker birisi olduğunu açıklıyor. Anarşist kavramına akıllarda yer etmiş tanımlardan farklı anlamlar yükleyerek hikayenin sonuna kadar açıklamalarda bulunuyor ve kendi hikâyesini anlatıyor. Hem Anarşist hem de banker oluşunu açıklarken çok farklı bir bakış açısı sunuyor okuyucuya. İkinci hikâyede ise yine aynı şekilde bir şeytan, bir bayanla konuşuyor ve kendisinin şeytan olduğunu kadına inandırmaya çalışıyor. Ve kafamızda ki klasik şeytanın dışında bir şekilde kendini anlatarak hikâyenin sonunda kadının merhamet duygusunu kazanıyor. Benim için aman aman güzellikte bir kitap değildi ama Pessoa severlerin genel olarak beğendiği, övdüğü bir kitap. Ben okusanız da okumasanız da çok bir şey kaybetmezsiniz diye düşünüyorum.
Anarşist Banker - Şeytanın Saati
Anarşist Banker - Şeytanın SaatiFernando Pessoa · Can Yayınları · 2018845 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Kısmen biyografi tarzında yazılmış, Nietzsche ve Dostoyevski'yi bu kadar kısa, güzel, yoğun ve net bir şekilde açıklamış bu eser nasıl bu kadar az okunmuş, kitabı bitirdiğimden beri bunu düşünüyorum... Ben genelde bir yazar okuyorsam, onu daha iyi anlamak adına onun hayatına dair de mutlaka bir şeyler okurum. Hayatını bilmeden okuduğum ile
Budala
BudalaZiya Meral · Kaknüs Yayınları · 201154 okunma
195 syf.
·
Puan vermedi
Kitap, Osho'ya sorulan ve genel itibariyle konusu ölüm ve meditasyon olan soruların cevaplanmasından oluşuyor. Her biri ayrı sorular ve farklı zamanda verilen cevaplar olmasından dolayı da çok fazla tekrar var. Ezberlediğim cümleler oldu diyebilirim. Cümlelerin yanında görüş tekrarı da çok baskındı. Yani 'ölüm bir son değil, yeni hayata başlangıçtır, ölüm bir kutlamadır' görüşü kitapta dönüp dolaşıp denk geldiğiniz konu oluyor. Ölüm korkusu üzerine durup, aslında ölümün korkulması değil, kutlanması gereken en kutsal şey olduğunu, ölümden sonra yeni bir hayatın olduğunu yani reenkarnasyonun var olduğunu savunuyor Osho ama bu reenkarnasyon için ikna edici bir şey bulamadım ben. Ölüme çok fazla kafa yoran biri olarak kendi görüşlerimle her ne kadar uyuşmasa da bana zıt görüş olarak oldukça çok şey kattı. Okunmaya değer bir kitap. Özellikle de ölüm korkusu olanlar okuyabilirler. :)
Ölmeden Önce Ölünüz
Ölmeden Önce ÖlünüzOsho · Okyanus Yayıncılık · 2011867 okunma
77 syf.
·
Puan vermedi
Yazarken öldüm, ölümün öldürüyor seni her okuyuşumda ...
Retro'nun Gözünden Sylvia diyelim adına.. Hayatınızda daha önce hiç manik depresif bir hayata şahit oldunuz mu? Bu depresif bozukluk bir insanın hayatında neleri ne derece etkileyebileceğini hiç düşündünüz mü? Peki ya bu bozukluğun bir insanı şair yapabileceği gibi, aynı insanın intihar sebebi olabileceği geldi mi hiç aklınıza? Tüm bu soruların
Suyu Geçiş
Suyu GeçişSylvia Plath · Artshop Yayıncılık · 2009272 okunma
·
Puan vermedi
N'aptın böyle Buko..
Bu kitaba ufak bir inceleme yapmadan geçemeyeceğim. Herşeyden önce şunu söylemek istiyorum ki, Eğer Bukowski'den daha önce hiç kitap okumamış iseniz asla ama asla bu kitap ile başlamayın! Yeraltı edebiyatının en bilindik, en çok okunan, en çok tutan yazarlarından biri olan Bukowski'nin üslubunu bilenler bilir. Laflarını esirgemeden, sözlerini kıvırmadan, argolu, küfürlü ağzına geldiği gibi konuşan ve yazan birisidir. Onu sevenlerin çoğu da bu dobralığından dolayı severler zaten. Ancak kısa kısa hikayelerden oluşan ve adını kitapta geçen ilk hikayeden alan bu kitap benim bildiğim Bukowski'nin değerinin çok daha altında ve fazla beğenmediğim bir kitap oldu. Neredeyse her kitabında cinsellik ve argoya yer vermesine alışkın olmama rağmen bu kitapta ki ağır cinsellik beni çok bunalttı. Okumadan geçtiğim yerler oldu. İleriki hikâyelere göz ucuyla baktığımda ise hep aynı şeyleri görmüş olmak beni üzdü. Normalde bir kitabı kolay kolay yarıda bırakmam ama bu kitabı bitirme isteği hiç duymadım maalesef ki. Bukowski mutlaka okuyun, kalemiyle mutlaka tanışın. Ama ilk tanışma kitabınızın bu olmaması tavsiyemdir. Keyifli okumalar diliyorum.
Kasabanın En Güzel Kızı
Kasabanın En Güzel KızıCharles Bukowski · Parantez Yayınları · 20191,560 okunma
Reklam
67 syf.
10/10 puan verdi
Tezer Özlü'm
Kendine özgü düşünce yapısı, olaylara olgulara farklı bakış açısı yüzünden sancılı bir hayat geçirmiş ve erken yaşta hayata veda etmiş en sevdiğim yazarlardan birisi. Bu kadar sevmemin sebebi ise tüm yaşanmışlıkları en doğal şekliyle kaleme alıyor ve bunu yaparken de okura da o anı yaşatıyor olması. Kitapta kendinizi , buzsoğuğu tımarhane odalarında hayatı, ölümü, gerçekleri, deliliği sorgularken bulacaksınız. Aklın sınırlarını sorgulayarak edindiği farklı düşüncelerini çevresiyle paylaştığı için deli muamelesi gören, gençliğinin bir kısmını kliniklerde geçiren yazarımız sayfa 48de "Biraz istediğim gibi davranmaya başladığımda, götürülüp, demir parmaklıklar gerisine kilitleniyorum." diyerek hâlini izah ediyor. Defalarca ölmeyi deniyor, ölemiyor. İntiharlarında ki başarısızlıklarından sonra ise, "İntihar düşüncesi peşimi bırakıyor. Çoğunluk gibi doğal ölümü bekleyeceğim." diyerek artık o günün özlemiyle yaşamaya başlıyor. Ve çok erken bir yaşta kanser hastalığı sebebiyle bahsettiği doğal ölüme ulaşıyor. Ben kitaptan sonra ki kendi hissiyatlarımı yazmaya kalksam, sonu gelmeyen incelemelerden birisini de ben yazmış olurum.. Sizi sıkmadan kitabı tavsiye etmekle yetineceğim. Okuyun, benim anlatamadığım bu hissiyatlar iliklerinize kadar işleyecektir zaten. Tezer'li, bol kitaplı günler dilerim.
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,5bin okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
"Yakında Bahar Gelecek"
Sanki kışın ortasındayım, yüreğim buz tutmuş.. Ayakkabılarımın yırtığını karton parçalarıyla kapatmışım, zengin döşemelerde ayaklarım kayarak ilerliyorum.. Şakaklarıma düşen kristal kar taneleri erirken kirpiklerime doğru, gökyüzüne bakarak "yakında bahar gelecek" diyebilecek kadar da umut doluyum sanki... Bandini.. Seninle bu kadar
Bahara Kadar Bekle, Bandini
Bahara Kadar Bekle, BandiniJohn Fante · Parantez Yayınları · 2003984 okunma
535 syf.
10/10 puan verdi
Kitap incelemesi değil, bir Nilgün hasretidir bu.
Nilgün... İç yangınım. Hüzün sebebim. Ruhuma bir anne gibi sahiplendiğim. Sahipsiz bırakılmış gibi hissedilme sebebim. Yıllar, yıllar önce bir yerde denk geldiğim bir söz vardı. Kısacık bir söz; "Hayatın neresinden dönülse kârdır." Okumakla bertaraf olmuştum sanki o an. O an varoluştan yok oluşa giden tüm yollar gözümün
Defterler
DefterlerNilgün Marmara · Everest Yayınları · 2016680 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
Schopenhauer şu dünya üzerinde oturup karşılıklı konuşmak istediğim, bir çok görüşüne katıldığım, nadir noktalarda (kendi çapımda) eleştirdiğim sayılı insanlardan birisidir. Onun fikirleri, olaylara ve olgulara bakış açısı, kitapları benim için her zaman çok değerli olmuştur. Çoğunluğun aksine karamsarlığa (çok fazla) kapılmadan, sadece Schopenhauer okuduğumun bilincinde olarak tek nefeste bitirmişimdir kitaplarını. Zaten çoğu kitabı kısa, bir günde bitebilecek tarzda kitaplardır. Kitap hakkında en az bu kitabın sayfa sayısı kadar yorum yapabilirim. Çünkü neredeyse her sayfada altını çizdiğim bir cümle mutlaka var. Her cümlenin bana kattığı bir bakış açısı var. Kendi doğrularınız ile harmanlayıp hayata bakış açınıza yenilik katabilecek bir kitap diye düşünüyorum. Daha önce hiç Schopenhauer okumamış ve okumayı düşünen arkadaşlarımız var ise, kitaba başlamadan önce yazar hakkında ufak bir araştırma yapıp, bilgi sahibi olduktan sonra okumanızı tavsiye ederim. Aksi hâlde çoğunluk gibi içi karartmaktan başka bir işe yaramayan bir kitap düşüncesine daha ilk cümlelerden kapılabilirsiniz. Anlamlandırarak okuduğunuzda ise, diğer kitaplarına hızla geçmek isteyeceğiniz bir isim olacaktır. Okumanız ve okutturmanız dileklerimle, bir daha ki incelemede görüşmek üzere.
Hayatın Anlamı
Hayatın AnlamıArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20102,876 okunma