Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İdeal hayat akıp gitmektir belki, kaybolup gitmek kendini yitirmeden. Kızmadan, darılmadan, gücenmeden yaşamın içinden usulcacık, yumuşakça ve nazikçe süzülüp gitmek. İncitmeden ve incinmeden yaşamak. Hatta bazen incinsen de incitmeden yaşamak. Kalabalıkların içinden kirlenmeden geçebilmek. Kalbini kıranları dahi anlamaya çalışmak kimi zaman. Bir aksamüstü kendi kendini teselli edebilmek. Yapa yalnız kaldığında kendi canına yoldaş olabilmek. Şefkatle yaraları sarabilmek. Sonunu bildigin yanlış yollara girdiginde ve tahmin ettiğini bulduğunda kendine kızmak yerine kendine dost kalabilmek. Bazen, olsun diyebilmek. Düştüğün yerden kalkarken kendine uzanan bir el olabilmek, hem de ayağına çelmeyi takan da senken. İdeal bir hayat için iyi bir ev, iyi dostlar lazım belki. Ama hayatın içinde bırak evi kendine dört duvar bile bulamadığında kendine yuva olmak gerek. Dışardaki yabani hayattan kaçıp sığınabileceğin bir yuva. Henüz yetişkinliğe ermemiş yüreğini atmacalar kapıp götürmesin diye. iyi dostlar bulmak zor, iyi bir dost olmak daha zor. Yerine getirilmemiş dostluk vaatlerinin enkazında kalmaksa en zoru. insan her enkazdan sonra kendine yeni bir gönül inşa edebilmeli. Çünkü böyle bir hayatta aldatmamış olmanın huzuru aldanmış olmanın acısına galip gelir sonunda. Elvan DURDU
Sayfa 46
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Merhaba arkadaşlar. Mutlu geceler ve nasılsınız? Uzun yıllar sonra yeniden Oscar Wilde ve onun özlediğimiz kalemine geri dönüş yaptık. Birkaç eserini okuyarak bu seriyi tamamlayacağız. Hiç yumruk yediniz mi diye başlamak istiyorum bu kitaba da. Çünkü Wilde’nin bu kitabı tam olarak bu etkiyi yapıyor hatta yeri geliyor daha fazlasını da yapıyor. Ben
Bülbül ve Gül
Bülbül ve GülOscar Wilde · Can Yayınları · 2020210 okunma
Reklam
William Loftus Balkanlar'da karşılaştığı bir Türk'e ne düşündüğünü sorduğunda aldığı cevap şudur: "Her şey Allah'tan! Ne düşünebilirim ki, hiçbir şey!" Türklerin kaderciliği imgesel olarak Avrupalının gözünde genellikle onların huzur ve sakinliklerinde yatıyordu. Bacaklarını “terziler gibi" bükerek, yani bağdaş kurarak oturan Türkler çoğu zaman bu sahneye eşlik eden nargileleri ve bahçelerine dalıp giden bakışlarıyla birleştiriyordu. Her şeyi Allah'a havale ettikleri gözlemlenen Müslümanların eylemsizliği ise bu kaderciliğin bir uzantısı olarak algılanıyordu. Bu kaderci eylemsizliğin Avrupalıyı en çok dehşete düşürdüğü alan Türklerin veba karşısındaki sakinlikleriydi. Henry Blount Türklerin vebadan sakınmamalarına, korkmamalarına, özellikle de kendilerini korumaya çalışmamalarına hayret eder. Gemide vebalı bir hizmetçi ölünce diğerleri yanında yerler, içerler, hatta cesedi götürüldükten yarım saat sonra onun yatağında yatmakta bile bir sakınca görmezler. Bunu yapmamaları gerektiğini söyledikleri zaman "alınlarını işaret edip ne zaman öleceklerinin doğdukları zaman alınlarına yazıldığını" ifade ederler. Buna benzer bir olay Edirne yolunda da olur. Göğsü açık veba belirtileriyle dolu bir askeri arabaya alırlar. Orada bulunan yeniçerilerden biri daha önceki şekilde alnını işaret ederek kaderciliğini gösterir.
331 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Kitap üzerine inceleme yazmadan önce bende neler bırakmış diye önce kendimi inceledim epey bi süre. Biter bitmez üzerine konuşulacak, yazılacak bir eser olmadığı gibi ne anlatıldığını ya da ne anladığınızı görmek için kitabı iyice sindirmek şart. Bu süreçte kitap hakkındaki incelemeleri okudum, izledim. Gözden kaçırdığım neler var ya da benim
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,5bin okunma
494 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Uzun bir aradan sonra okuduğum bir kitaba daha değinmek istiyorum. İki Şehrin Hikayesi - Charles Dickens- İki şehrin hikayesi tüm zamanların en iyi kitaplarından, yazarı Charles Dickens ' a ait bir eserdir. Fransız devriminin etkilerini, burjuva sınıfı ve yerel halk arasındaki sosyal sınıf farklılıklarını, toplumun yoksullukla mücadelesini, zalimliği, vahşetin en dehşetlisini anlattığı tarihi bir roman olma özelliğini taşımaktadır. Zengin kesimin yoksul kesim ile yer değiştirdiğini, yönetim biçiminin mutlak monarşiden Cumhuriyete yöneldiğini, mazlumların zalim zalimlerin mazlum rolünü üstlendiğini anlatan bir baş yapıt. Hikaye Londra ve Paris arasında geçmekte. 18 yıl Bastille Hapishanesinde suçsuz yere yatan Dr. Manatte ' nin kızı Lucie Manatte ile kavuşmasıyla başlar hikaye. Hikayenin diğer karakterlerinden Charles Darney' in Lucie ile güzel bir evliliği var. Bayan Pross ve Jarvis Lory ailenin en yakınları. Romanın seyrini değiştiren hatta romanın sonunda yaptığı hareket ile okurun gönlüne taht kuran avukat Sdney Carton... Sdney Carton ' nun adını romanda zaman zaman görmemize rağmen belki de olayın asıl kahramanı kendisiydi. Yan karakter olarak gördüğüm adamın kitapta en sevdiğim kişiye dönüşmesini tahmin bile edemezdim. Kitabı okuyup son sayfasını çevirdiğim de kendimi kocaman bir boşlukta hissettim. Kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Okuduktan sonra kitaplığınıza kaldırdığınızda iyiki okumuşum diyeceğiniz kitaplar arasında yerini alacaktır.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202258,5bin okunma
TOPLU CEVAPLAR İddiaların aksine: 1- Said Nursî'nin İstanbul'a geliş yılı 1907 2- Said Nursî'nin Nutuk'u 1908'de basıldı 3- Said Nursî, A.Hamid'e hakaret etmedi 4- Said Nursî, SultanReşat'tan para almadı 5- SaidNursî, Urfa'ya giderken Ankara'ya uğramadı (Fesubhanallahil-azim; onca yalana bunca insan
Reklam
186 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
SAHİP OLMAK YADA OLMAK “Biliyorum ki ben, Tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışına, Hiçbir şeye sahip değilim.” Goethe Eğer sevdiğim halde, karşımda bir sevgi doğuramıyorsam, yani sevgim bir karşı sevgi üretmiyorsa; yaşamımı seven bir insan olarak dışa vurmam beni sevilen biri haline getirmiyorsa, sevgim güçsüz
80 yıl sonra artık bekleyecek sabrım kalmadı. Daha yola çıkmadan varmak istiyorum. Her şeyin hemen olmasını istiyorum ama hiçbir şey olmuyor. Sürekli bekleme halindeyim; bir mektubu, çalmayan bir telefonu, geç kalan birini bekliyorum hep; hiç huzurum kalmadı. ...... Ömrümü beklemekle geçirmiş olacağım, hatta çöldeki Tatarları bile... ....... Dino Buzzati'nin romanı olağanüstü bir hayat alegorisidir, hep şaşırtıcı olanı beklediğimiz bu hayattaki tek hakiki olay ölümdür aslında.
Hem 1660'lann başında başlanmış Spinoza'nın başyapıtı Eti­ka’da,hem de daha eski bir çalışma olan (muhtemelen 1660 başı, yani aforozdan dört yıl sonrası) ve Etica’daki fikirlerin olgunlaşmamış ya da henüz çekirdek halinde boy gösterdigi Tanrı, Insan ve Insanın Mutlulugu Üzerine Kısa Inceleme (A Short Treatise on God, Man and His
Sayfa 196 - İletişim Yayınları
Reklam
Domates çekirdeği neden sarıdır?Bilen yoruma yazabilir mi?
Domates, küçükken kendi kendime yaptığım ilk yemekti. Gerçi pişirmiyordum, hatta henüz bıçak kullanmayı bilmediğimden kesemiyordum bile ama ortaya muazzam bir lezzet çıktığından benim için basbayağı yemek demekti. Mutfaktaki tezgahın üzerinde parlayan tam olmuş domateslerden birini kapıp, yanağından güzel bir ısırık alırdım. İçi
700 syf.
4/10 puan verdi
(Spoiler olacak) İlk başta şunu söylemem gerekli: Ne Aelin'ı seviyorum ne de Rowan'ı. Bu yüzden de seriyi okurken genelde evren üzerinden değerlendirip yüksek puan veriyordum ama bunda bu sefer öyle yapmayacağım. Dört kitaptır Aelin'a alışmaya çalışıyorum. Kibirli, küstah, kendini beğenmiş, egolu ve şımarık yanlarını es geçip
Fırtınalar İmparatorluğu
Fırtınalar İmparatorluğuSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20181,060 okunma
Saldırganlık içeren video oyunları ile büyüyen çocuklar daha hızlının daha iyi olduğuna koşullanıyor. Bu oyunların yüksek hızına kendisini ayarlayan beyinde, riski hissedip uyarı gönderen ve hatta başkasının acısını hissetmeyi sağlayan beyin bölgeleri, giderek daha etkisiz hale geliyor. Saldırgan kişilikleri olmayan gençler bile bu tür oyunları izledikten sonra daha kolay kavgaya tutuşuyor.
franz kafka,dönüşüm üzerine ve övgüler
Dönüşüm
Dönüşüm
Modern dünya edebiyatında çok tartışılan, çok yorumlanan ve edebiyat akımlarına yerleştirilmesi zor eserler bırakan Franz Kafka, 3 Temmuz 1883'te Almanca konuşan Çek asıllı Yahudi bir tüccar ailenin oğlu olarak Prag'da doğdu. Kafka'nın babası, yoksul koşullardan zengin bir tüccar durumuna yükselmiştir. Annesi ise varlıklı,
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.