Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anadolu’nun bu son ağıtçısı her seferinde ölünün kapıdaki ayakkabılarına bakarak iç geçirdi, rahmetlinin henüz yorgan döşek gezen kokusunu içine çekti, mevtanın elbiselerini kucaklayıp bir yakınından hikayesini dinledi. Ölenin kim olduğunu, neler yaşadığını, hangi zorluklarla büyüdüğünü, neden öldüğünü, hangi muradını tamamlamadığını, içinde hangi
yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır hayatta ama genellikle bir ömür alır bunun farkına varmak o zaman da çok geçtir ve çok geçten daha kötü bir şey yoktur hayatta.
Reklam
Fakat gönlünün en gizli bir köşesinde sakladığı bu muhabbeti kimseye söylemeye, küçükten beri her sırrını paylaştığı ihtiyar hizmetçisiyle konuşmaya, hatta kendi kendine düşünmeye bile cesaret edemiyordu. Zira kimseye güveni, hiçbir şeye inancı olmadığından zihninde gizlenerek kendisini hayatta tutan aşkın izlerinin görünmesinden sakınıyordu. Ömründe bir kadının okşayıcı bakışlarına, hiç kimsenin sıcak yakınlığına nail olmamıştı. Kendisinden beklenilen yalnız güldürmek. Bak, kalbinin kırık olduğu bu durumda, gözyaşları içinde boğulduğu şu ümitsiz ve dargın halde herkes kahkahalarla gülüyor. Evet, kimseye söylemeye hatta düşünmeye bile cesaret edemiyordu.
Nazendesi gitmişti…
Gemi, denizin yıldızları arasında gözden kayboluyordu Gözyaşlarım sel gibi akıyordu şimdi. Umutsuzluğuma, terk edilmişliğime ağlıyordum. Bu kadar küçük, bu kadar kırılgan olmama, elinden hiçbir şey gelmemesine. Ve ay usulca, şefkatle der ki bana Elbet bir gün kavuşacaksınız. Kendimi kandırmaya niyetim yoktu. Dolores geri gelmeyecekti. Yüreğim bu gerçeği bana söylüyordu. Gemiden geriye tek kalan, yıldızlarla dolu gece ve kapkara, suskun bir denizde. Sirius göğün efendisiydi, tıpkı Karina gibi. Ya ay? Ay yoktu. Yalnız özlemler, pişmanlıklar vardı. Hem ay olsaydı böyle konuşmazdı. Sevgiyi dillendirmenin ne anlamı var? Sevgi, hayatta pek az karşıma çıkmış bir şeydi.
Sayfa 247Kitabı okudu
“Zweisamkeit, başkalarıyla birlikteyken bile yalnız olma hissidir”. Simon kocasının gözlerine bakmak için döndü. “Seninle tanışmadan önce, sürekli bunu hissediyordum. Ailemle, arkadaşlarımla ve beraber olduğum her erkek arkadaşımla hep böyle hissettim. O kadar sık hissettim ki bu duyguyu, yaşamanın doğasında yer aldığını düşündüm. Hayatta olmak, temelde yalnız olduğunu kabul etmekti”.
Ben kendim iyi insan olmayı isterim, fakat kötü olanlara da hayretle bakmam. Hatta kızmam bile, ancak kötülükleri bana taalluk ederse kendimi müdafaa ederim. Şunu esas olarak kabul etmeliyiz ki insanların hemen ekserisi yalnız kendilerini düşünürler. Dünyadaki bütün felaketlerin, uygunsuzlukların, bayağılıkların sebebi işte bu her şeyden evvel kendini düşünmek illetidir. İlk bakışta insana bir kurnazlık ve akıllılık gibi görünen bu hal hakikatte aptallıktır. Çünkü dünyada bir insanın başka bir insanın yardım ve alakasına muhtaç olmadan yaşaması mümkün olamayacağına, hatta en kötü hayvanlarda bile birbirlerine yardım hissi mevcut bulunduğuna göre, sadece kendini düşünmek ve başkalarının da böyle yapmasını istemek kendi kendisinin kuyusunu kazmaktır. İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır. Bugün böyle düşünenlere saf, hatta enayi derler. Fakat ne derlerse desinler, biz kalbimizin ve kafamızın doğru bulduğu şeyleri etrafın ne dediğine bakmadan yapmalıyız. Hayatta en büyük vazife ve saadet olarak şunu almak lazımdır: bize yakın ve uzak bütün insanlara yardım etmek, bütün insanların iyiliğine çalışmak..
Sayfa 8 - YKY Yayınları
Reklam
Unutmak da tuhaf mesele. hayatta kalabilmek için birçok şeyi unutmak zorundayız. Geçtiğimiz kış çok korkunç diş ağrısı çektim mesela şimdi düşününce nasıl şiddetli ağrıdığını hatırlıyorum ama o ağrının nasıl bir şey olduğunu hatırlayamıyorum.Örneği fiziksel bir ağrıdan versem de söylemeye çalıştığım şeyi anladığını tahmin ediyorum. Herhangi bir konuda her hatırlamada aynı ağrıları çekiyor olsak yaşamak dayanılmaz olurdu. Düzeneğimizin bizi koruyan ve kollayan bu şefkatli numarasına bayılıyorum. Yalnız ben bu unutma işinde biraz fazla ileri gitmişim. Beynimi unutmak için o kadar acımasızca eğitmişim ki artık lazım gelen şeyleri de hatırlayamıyorum. Geçmiş bulanık bir nehir gibi içimden akıp gitmiş altında kaldığım taşların ağırlığını biliyorum da mevzu tam olarak neydi bir türlü çıkaramıyorum Osman.
Ne de olsa, memuriyet bir hayatta kalma sanatıydı. Memurlar, daima hayatta kalacak ve kıyametin resmiyet kazanmasını sağlayacak olanlardı. Yalnız tek sorunları, bütün tırnakları ve bordrolarıyla tutundukları o hayatla ne yapacakları hakkında hiçbir fikirlerinin olmamasıydı. Çünkü henüz konuyla ilgili bir yönetmelik yayımlanmamıştı...
Hayatta en önemli şey nedir? Açlık çekilen bir ülkede birine bu soruyu sorarsak cevap "yemek" olacak; donmakta olan birine aynı soruyu sorarsak cevap "sıcak" olacaktır. Kendini yalnız ve çaresiz hisseden birine soracak olursak cevap mutlaka "diğer insanlarla beraber olmak" olacaktır. Ama bütün bu ihtiyaçlar giderildikten sonra, bütün insanların ihtiyacı olan bir şey daha var mıdır hâlâ? Filozoflar buna "evet" diye cevap verirler. Onlara göre insan sadece ekmekle yaşayamaz. Tabii ki bütün insanlar yemek yemelidir. Ayrıca sevilmeye ve ilgi görmeye ihtiyaçları vardır. Ama bütün insanların ihtiyacı olan bir şey daha vardır: Kim olduğumuzu ve neden yaşadığımızı bilmek.
Sayfa 20 - Pan yayıncılıkKitabı okuyor
İnsan bir sürü hayvanıdır. Uyum sağlamak, başkalarıyla bağ kurmak ve yaşıtlarımızın saygı ve onayını kazanmak isteriz. Bu tür meyiller hayatta kalmamız için gereklidir. Evrimsel tarihimizin büyük bir kısmında atalarımız kabileler halinde yaşadı. Kabileden ayrılmak -ya da daha kötüsü dışlanmak- bir ölüm fermanıydı. “Yalnız kurt ölür ama sürü hayatta kalır.” Charles Darwin'in belirttiği gibi, “İnsanlık tarihi boyunca iş birliği ve doğaçlama yapmayı en etkin şekilde öğrenenler baskın gelmişlerdir.” Sonuç olarak en derin insan arzularından biri ait olmaktır. Ve bu kadim tercihin modern davranışımız üstünde güçlü bir etkisi vardır.
Sayfa 127 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
… Portuga iyice uzandı, yeleğini yastık niyetine ağacın köklerinden birinin üstüne serip konuştu: “Şimdi biraz kestirebiliriz.” “İyi de ben uyumak istemiyorum ki.” “Olsun. Seni başıboş bırakacak değilim, afacansın malum.” Elini göğsüme koyarak beni tutsak etti. Uzun süre ağacın dalları arasından geçip giden bulutları izledik. Beklediğim an
“Kaderin ne demek olduğunu hayatta ilk kez gerçekten anladığımızda, neredeyse dinginleşiyoruz. Hem dingin hem de son derece tuhaf ve ürkütücü bir biçimde yalnız oluyoruz.”
Sayfa 33 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayatta yalnız iki şey vardır: Galip olmak ve mağlup olmamak.
“İnsan öldüğü zaman bütün amelleri kesilir. Ancak şu üç şey bundan müstesnâdır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim ve kendisine duâ eden hayırlı evlâd.” buyurmuştur. (Müslim, Vasıyyet, 14) Bu hadîs-i şerîfler, vefat etmiş mü'minlerin, sağlıklarında yaptıkları ve vefatlarından sonra da devam etmekte olan hayrâtlarından fayda göre- ceklerini, ayrıca hayatta olan yakınlarının ve mü'min kardeşlerinin duâ ve infaklarından istifade edebileceklerini beyân buyurmakta ve onları bu hayırları işlemeye teşvik etmektedir. Gerçekten, âhirete intikâl etmiş bir mü'minin ardından, sevâbı ona âit olmak niyetiyle birçok hayırlar yapılmalıdır. Yukarıdaki hadîs-i şerîf muk- tezâsınca, vefat eden bir mü'minin hayrâtı devam ettiği müddetçe ecri de devam eder ve amel defteri kapanmaz. Vefat ettiğinde yalnız başına kabir âlemine girip dünyaya vedâ eden bir mü'min için, vârislerinin ve gerçek dostlarının bir vefâ borcu olarak muhtelif hayırlar yapmaları, en fazîletli ameller cümlesindendir.””
Sayfa 436
Sabahleyin Simon uyandığında çocuklar hala uyuyordu. Karısı, komşuya ödünç ekmek istemeye gitmişti. Yabancı eski gömlek ve pantolonu giymiş, yalnız başına kanepede oturuyor, yukarı bakıyordu. Simon:" bak dostum," dedi." İnsanın karnı aş ister, vücuda da giyecek. Hayatta kalmak için çalışmak için zorundasın. Ne iş bilirsin?" "Hiçbir iş bilmem." Simon şaştı. "İnsan istedikten sonra her şeyi öğrenebilir," dedi...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.