Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ST. THOMAS AQUINAS
Thomas Aquinas (d. 1225 ya da 1226, öl. sayılır. Felsefe öğreten bütün Katolik eğitim kurumlarında, onun sistemi tek doğru sistem olarak öğretilmek zorundadır; bu, XIII. Leo'nun 1879 tarihli bir buyruğundan itibaren kural olmuştur. Bu yüzden St. Thomas yalnızca tarihsel bir ilgi konusu değil, Platon, Aristoteles, Kant ve Hegel gibi canlı bir etkidir de, aslında Kant ve Hegel'den daha da fazla bir etkidir. Pek çok bakımdan Aristoteles'i o kadar yakından izler ki, Stagiros'lu Aristoteles Katolikler arasında neredeyse bir Babanın otoritesine sahiptir: Soyut felsefe konularında onu eleştirmek, neredeyse dinsizlik sayılmaktadır. Her zaman böyle değildi.
Sayfa 256Kitabı okudu
"Uygarlığın hiçbir belgesi yoktur ki aynı zaman da barbarlığın belgesi olmasın."
Reklam
Tarihi dikkatle incelersek, bir düşüncenin daima daha önce dile getirilmiş başka düşünceler temelinde ortaya çıktığını görürüz. Ama bir kez ortaya çıktı mı, kaçınılmaz olarak bunun karşıtı bir başka düşünce de ortaya çıkar. Böylece iki karşıt düşünüş biçimi arasında gerilim oluşur. Ve bu gerilim her iki yaklaşımın en iyi yanlarını alan üçüncü bir düşüncenin gelişmesiyle giderilebilir. Hegel bunu diyalektik gelişme olarak adlandırmıştır."
Sayfa 413Kitabı okudu
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
Empedokles, Öklid, Heraklit, Evliya Çelebi
_Empedokles_ _Nasıl ki ressamlar çeşitli boyaları uygun oranlarda karıştırıp sayısız şeylerin, örneğin ağaçların, kuşların hatta tanrıların resimlerini yaparlarsa, aynı şekilde doğa da dört öğeyi farklı miktarları karıştırıp varlıkları meydana getirir. _Her şeyin kaynağı 4 element. Parlayan Ateş(Zeus), Hayat veren Hava(Hera), Toprak(Hades),
"Makine çağında çalışma gittikçe ruhsuzlaşır, bütünüyle düzen(ek) işi haline gelir, insanın mahareti son derece sınırlanır ve fabrika işçisinin bilinci en son sersemlik haddine varır." (Hegel)
Reklam
Ya da başka bir deyişle: Batı kazanmıştı.
1992'de Sovyetler Birliği'nin dağılmasından ve Avrupa komü­nizminin nihai çöküşünden aylar sonra, dönemi -ve Almanya'nın ikilemini- özetleyen bir kitap olan Francis Fukuyama'nın Tarihin Sonu ve Son İnsan, liberal demokrasinin egemenliğini ilan ediyordu. Hegel ve Marx'tan ödünç alarak, insanlığın yeni bir ilerleme düzeyine ulaştığını savunuyordu. Ya da başka bir deyişle: Batı kazanmıştı.
Sayfa 135Kitabı okudu
İnsanı insan olarak algılamak yerine hemen kadın mı erkek mi diye ayırıyoruz. Simone'un felsefesi varoluşçuluk. Kierkegaard'dan aldığı, Hegel'den aldığı varoluşun gerçeği, yani insan odaklı bir felsefe. Bu felsefenin tam kalbinde, insanın kendisinin bilincinde olarak kendi varlığını oluşturması yatar. Peki insan kendisini var
Evvela sormak lazım;"Ben'ini bulabildi mi bu insan? Hakikat tarifine varabildi mi? Varmak nedir ona göre? Ölüm nedir? Ölmüşse şayet, bana oradan bir kanıt sunabildi mi? Sınanabilirlerin en mühimi olan iki şeyi -yaşamı ve ölümü- sınamışken hazır bu insan, oradan mana taşırabildi mi? Haklı mıydı bari? Söylesene Marks, haklı mıydın? Sartre, Camus, Hegel, Descartes, Kant, Heidegger, Husseri, Lenin, Platon, Aristotales, Socrates, Hobbes, Spinoza, Leibniz, Russell, Wittgenstein, Nietzsche, Rousseau... haklı mıydınız? Cevap yok mu? Keşke, ölümden sonra soracağımız bu soruyu hesaba katarak bir cevap vermek üzerine kafa yorsaydınız. Keşke yanıtsızlığınızın yaptıklarınızı manadan mahrum bırakacağını bilseydiniz. Keşke, derin olmak ile makul olmak, öze hizmet etmek ile öze lanet etmek arasındaki ayrıma baksaydınız biraz da. Sanırım bilmiyor değildiniz ölümü. O sizin için dahi hakikat olmaktan uzak değildi. Son nefesinizi vermeden muhakkak kendi hakkında size bir kanıt sunmuş olmalı. Söyleyin öyleyse; neydi ölümü hakikat kılan? Kulağınıza son anda ne fısıldadı öyle? Aranızda ne geçti? En çok ne hissettiniz? Son nefes ile ölüme ilk adım arasında nasıl bir sınır vardı? Söyleyemezsiniz değil mi? Çünkü ölüm susturucudur. İradeye ve yaşama boyun eğdirir. Kimi, nasılı, niçini yoktur. Sözün bittiği yerdir ölüm.
Sayfa 172Kitabı okudu
"İslam, hiçbir şey getirmemiş olsaydı bile sadece ırkçılığı reddeden düşüncesi dolayısıyla her türlü takdiri hak etmektedir. " F. Hegel
Reklam
Felsefe birçok kısma ayrılırsa da aslında bunlar spiritüalizm ve materyalizm olmak üzere iki çeşittir. Birincisinde madde yoktur, ikincisinde vardır. En büyük filozof Kant'tır ve hiç evlenmemiştir. Daha başka büyük filozoflar da vardır: Hegel, Spinoza ve Descartes. Bu sonuncusu her şeyden şüphe ederdi. İki Bacon vardır; Francis Bacon, Fransız değil İngilizdir. Bacon olmasaydı (Hangi Bacon?) bilimlerin gelişmesi geri kalırdı. Kendimden de söz etmeliyim. Ben daha çok spiritüalistleri sever gibiyimdir; fakat bazı romantik görünüşlü insanlara kızıp materyalizmi ve onun bir kolu olan diyalektik materyalizmi savunduğum olmuştur: Tez, antitez, sentez. Ha-ha. Marx, aynı zamanda bir filozoftur. (Bu konu şimdilik yeter.)
İletişim Yayınları
Hegel, evreni, maddeleşmiş idea olarak görüyordu. Marx' a göre ise her harekete çelişki eşlik ediyor. Kainatın yasalarını değiştiremediğin takdirde, kurban rolünden kurtulamazsın ve masumiyeti korumakla avunursun. Anlamak, tutarsızlığı ve giderek zıtlığı saptamaktan başka halta yaramıyor. Manasızlığı keşfetmenin nesi tatminkar? Bu yüzden felsefe, zavallılığın işleme konmasından ibaret.
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.