Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi görmeden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz düşünün ki Ömür Hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tutmak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
Sayfa 79
sana bencil insanları anlatacağım.sana acı vereceklerini bile bile hayatına girerler,kaçırmak istemeyecekleri bir şeysindir çünkü.öyle parlaktır ki ışığın,dokunmadan geçmek yazık olur.iyice baktıklarında tüm vaat ettiklerine.tenini,saçlarını,sırlarını aldıklarında.ayırdına vardıklarında ne kadar sahici olduğunun.ne yaman bir fırtına olduğunun;dank
Sayfa 140 - PegasusKitabı okudu
Reklam
Yaylı kapıyı iterek geçti. Burnuna hafif küflü ve keskin bir kitap kokusu geldi. Kitapçı dükkânlarının özel bir kokusu vardır Olric: nevi şahsına münhasır derler eskiler, işte ondan. Kasada duran genç adam başını kaldırdı ve gülümsedi. Taşra usulü bıyık bırakmış kibar bir adam. Kitapçı olabilir: bu sıfata uygun bir adam. Kitapçıların ve
Sayfa 580581582 - İletişim Yayınları
Son iki yıldır gördüklerimden sonra, hiçbir doğruluğun, doğrudan doğruya ya da dolayısıyla, bir adamı öldürtmeye hakkı olacağını kabul edemeyeceğimi söylediğim bir gün, düşüncelerine zaman zaman saygı duyduğum bazı kimseler, benim bir ütopyada yaşadığımı söylediler. Dediler ki, her siyasal doğruluk er geç öldürmek zorunda kalır. İnsan ya bu
Her şeyi iyi yanından görmeyi kim öğretti bize? Acıyı görmeyen insan, umutsuzluğu yaşamayan, iliklerine dek kederin işleyip yaralamadığı bir insan, mutluluktan, umuttan, sevinçten ne anlar? Göğü görmeden, denizi gör- meden maviyi anlamaya benzemez mi bu? Bir güz dü- şünün ki Ömür hanım, ilkyazı olmamış, yazı yaşanmamış, böyle bir güzün hüznü hüzün müdür? Başlamanın bir anlamı varsa bitişi göze almak, bitişin bir anlamı varsa başlangıcı olmak değil midir? Yaşamı düz bir çizgide tut- mak tükenmektir. Yaşamak zorunda olduğumuz şunca yılı aykırı uçlar arasında gezdirip geçirmedikçe, alışkanlıkların sınırlarını aşmadıkça zaman zaman, yaşamak nasıl yenilik olur tükenmek değil de?
Benimle aynı fabrikada çalışan bir Avusturyalıya âşık oldum. Benden birkaç yaş büyüktü ve evlenmiş boşanmıştı. Eski kocasından bir çocuğu da vardı. Her şeyi göze alıp bir iş çıkışı kırık Almancamla onu bir kahveye davet ettim ve kabul etti. Gittik bir kafeye ve birkaç saat oturduk. Aşkımı kırık Almancama sığdıramadım. Dilim döndüğünce hâlimi
Reklam
17 Haziran 2017 ‘belki’ sözcüğünün ‘kesinlikle’ anlamına geleceğini, bundan dolayı da onlara umudun ancak ufak parçalar halinde sunulabileceğini, aksi takdirde iyimserliklerinde aşırıya kaçacaklarını ve delice şeyler yapmaya başlayacaklarını bilemezdiniz ki. Ama siz onlara gökyüzündeki yıldızları ve ayı vaat ettiniz, onlar
Unutmak
Insan hergün gördüğü yüzler arasından bir yüzü seçip unutmak isterse, bir varlığın, içine işleyen duygusundan sıyrılmaya çalışırsa başarısızlığa uğrar, o yüzü ve o varlığı çevreleyen her şeyi, sesinin ulaştığı, titreştiği genişliği, bakışlarının derinliğini, gezip dolaştığı yerleri, gidebileceği uzaklıkları, sığdığı ve taştığı her şeyi unutması gerekir. Unutmak, insan için bütün bir zamanı unutmakla olanaklıdır. Bir bakışı unutmak istediğimizde, büyük bir yitimi göze almak zorundayız. Ancak böyle bir yitimin neden olacağı yıkımın altından kalkabilirse, insanın yeni bir yaşamı olabilir, ve insan bu yeni yaşamına çok derin bir bilgiyle, kaybın bilgisiyle sahip olur.
Sayfa 95 - everestKitabı okudu
Kesinlikle hedefsiz bir yolculuk bu. Çünkü hedef belirlersen, bir tek onu görür ve aslında her şeyi kaçırırsın: Bin yaşındaki kökleri, altın parıltılı taşları, ağlayan kayaları, damarları, dehlizleri, karanlık, anlaşılmaz çağları... Oysa belki de gerçek öykün tökezlediğin taşta yazılı. Eğilip bakmalısın ona, bir aynaya bakar gibi. Ancak böyle başlarsın kendi yolculuğuna, dünyanın büyük yollarında. Çorak ve ıssız, yabancı topraklarda, hep başkalarına ait topraklarda... Yaydan çıkmış bir ok gibi dalınmıyor gerçeğe, kollara ayrışmayı, parçalanmayı, dağılmayı, her çatlaktan sızmayı göze almak gerek. Vurulmayı göze almadan kimse firar edemez. Ama kim bir mahkumdan daha iyi tanıyabilir ki zamanı?
Sayfa 127
GİTmek. Her şeyi geride bırakmak ve bir daha asla aynı kişi olmamayı göze almak. Kendinle göz göze gelmek, baş başa kalmak.
Sayfa 13 - Esen kitap
Reklam
Padişah
Buna binaendir ki, boşuna dememişler: Üç şeyi göze almak her babayiğidin kârı değildir!.. Meğer ki, âli himmet sahibi ola... Üç husustan biri, padişahlara hizmet, ikincisi denizde sefer, üçüncüsü düşmanla muharebedir. Ben kendime böyle bir işi layık gördüğüm için böyle bir işe kalkışıyorum. Hayırlısı Hakk'tan...
Sayfa 65 - Bedir YayıncılıkKitabı okudu
661 öğeden 646 ile 660 arasındakiler gösteriliyor.