Bolca sürpriz kaçıran vardır!
Kitaplar, özellikle kaliteli kitaplar, denize atılmış bir olta gibi gelir bana bazen. Misinasının ucunda birden farklı yem, hepsi farklı balıkları çekecek şekilde. Her kitap yapmaz/yapamaz bunu ama; bazıları tam da böyle hissettirir. İşte bu kitap da öyle bir kitap. Düşünce denizine atılmış bir olta, ucundaki çeşitli
Öncelikle buraya bir inceleme yazmadan önce ne kadar düşündüğümü bilemezsiniz. Öylesine bir kitap okudum ve kafamda öylesine sesler belirdi ki anlatamam. Kitabın her detayını anlayabilecek bilgiye sahip olduğumu maalesef düşünemiyorum, bir inceleme yazmaya da hakkım var mı emin de değilim açıkçası. Ancak kitaptan öylesine etkilenmiş bir haldeyim
"O kadar basitleşmiş ve yıpranmışız ki. Sadece yeme içme, uyku, aptalca lüks, pahalı kıyafetler ve eğlence peşindeyiz.
Hiç kimsenim maneviyatla ilgisi yok. İdealizm kaybolmuş. Herkes sadece daha fazlasını nasıl kazanacağını düşünüyor.
Şarlatanlık, hırsızlık diz boyu. İnsanlar har vurup harman savuruyorlar. Bir yandan ülke yangın yeri, diğer yandan herkes vur patlasın çal oynasın."
Grigory Petrov
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Bu incelemeyi ya hiç okumayın ya da başlamışken sonuna kadar tam olarak okuyun. Aynı Suç ve Ceza kitabının başrolü Raskolnikov gibi ya bir hiç olun ya da Raskolnikov'un emeli gibi
"Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani..."(s. 248)
Vasiyet etti Nâzım usta. Tek isteği vatan topraklarında ölmekti. Ama gel gör ki, vatan toprağında bile yatmasını çok gördüler. Çok sevdiği
Dünya edebiyatının en iyi eserlerinden olduğu varsayılan Suç ve Ceza’yı anlamak için Raskolnikov'un eylemlerini ve düşünsel formunu sorgulamamız gerektiğini düşünüyorum.
# YÜZLERCE İYİLİK ELDE ETMEK İÇİN BİR KÖTÜLÜK YAPILABİLİR Mİ?
Raskolnikov'un maddi durumu oldukça kötüdür. Üniversite öğrencisi olan Raskolnikov, roman boyunca
“Kafesin biri kuş aramaya çıktı” Franz Kafka
Hemen kafesin ne olduğuyla başlayalım. Kuşlar da Gitti'de aslında kuşların kafese konması değildir bu kafes dediğimiz şey. İnsanlıktır bu kafese konan. Şu düzende kafese konan kuş kadar çaresizdir insanlık. Kafesler artık insanlığımızı tutuyor. Şehirlerin sokaklarında insanlığın çöp yığınları
Ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur. Çünkü kötü düşünceler, cinayet, zina, fuhuş, hırsızlık, yalan yere tanıklık ve iftira hep yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten bunlardır.
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulmaz mı?
Hırsızlık; para, mal mı çalmaktır?
Mutluluk çalmak, hırsızlık olmaz mı?
Solmak için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mi olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş kurşun olmaz mı?
"İnsanlar aslında aydınlıktakiler ve
karanlıktakiler olarak ikiye ayrılır.
Karanlıktakilerin sayısını azaltıp,
aydınlıktakilerin sayısını çoğaltmak, işte
hedef budur. Bu yüzden 'Bilgi!', 'Bilim!' diye
bağırıyoruz."¹
Bir kitap okurken ne zaman
Victor Hugo ismini görsem ilk defa lise yıllarında okuduğum “
Eser için söylenecek o kadar çok söz var ki incelememi yazarken yazılarımı toparlamak için günlerimi vermem gerekti.
Bu eseri uzun bir tren yolcuğu gibi düşünün, koltuğunuza oturmuş pencerenize yansıyan manzarayı izliyorsunuz. Yolculuğunuz içerisinde birçok durak olacak, her durağınızda ayrı bir yer görecek ayrı bir duygu yaşayacak ayrı birşeyler
İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisinden okuduğum 18. kitap oldu. Bu kitap, görünmezlik fikrinin ilk defa ortaya atıldığı ve işlendiği kitap olarak bilimkurgu alanında son derece önemli bir yere sahip. Zaten kitabın yazım tarihi 1897. Sadece bu iki bilgi bile yazara ve kitaba ciddi bir saygı duymamızı gerektiriyor.
H.G. Wells, önceki okuduğum