Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fyodor Dostoyevski

Fyodor Dostoyevski
@humeyra198
Yaşayabileceğimiz en kayda değer deneyim esrarengiz olanın deneyimidir
Öğretmen adayı
Lisans
İstanbul, 13 Ocak
12 okur puanı
Kasım 2022 tarihinde katıldı
“Yaşamayı arzu etmeyen bir hayat, sona erme yoluna girmiş demektir.
Sayfa 470Kitabı okudu
Reklam
Şefkat ve merhamet, kölelerin yeraltı hapishanelerinde icat edilmiş şeylerdi; sefiller ve güçsüzler ordusunun ıstırabından başka bir şey değillerdi.
Sayfa 395Kitabı okudu
Yoğun ve umarsız biçimde cahili oldukları çok daha büyük bir şey vardı: hayat
Sayfa 295Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Seninle benim aramda, hiçbir kötü şey yok. Bizden başka hiçbir şey yok. İnan bana. Sen benim için daima tek varolan şeysin. Dikkat et, en çok demiyorum, tek diyorum. Senden başka hiçbir şeyim yok. Hiçbir şeyim olmasını da istemiyorum.
Kim o, deme boşuna.. Benim, ben. Öyle bir ben ki gelen kapına; Başdan-başa sen.
Reklam
Dünyada mutluluk verebilecek tek şey, taze, şiir dolu, insanı hülyaların dünyasına çeken bir aşk olabilir ancak! Ben böyle bir aşk yaşamadım daha!
'Kaybedilen en kıymetli eşyanın, servetin, her türlü dünya saadetinin acısı zamanla unutuluyor. Yalnız kaçırılan fırsatlar asla akıldan çıkmıyor ve her hatırlayışta insanın içini sızlatıyor. Bunun sebebi herhalde, 'Bu öyle olmayabilirdi!' düşüncesi.'
Bir zamanlar -sanki haftalar değil de yıllar öncesiymiş gibi geliyor- ben de herhangi bir insandım. Her günün, her saatin, her dakikanın anlamı vardı.
"Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın."
Reklam
Bir şeye karar vermek başlangıçtan başka bir şey değildir. İnsan bir şeye karar verdiği zaman, karar verdiği sırada hiç öngörmediği, düşünde bile aklına gelmeyen bir yöne doğru, şiddetli bir akıntıya kapılıp gidiyordu.
Hava kapalı, yağmur yağdı yağacak ,bulutların ışığı dokunuyor gözlerime ,ne yaparsın, her şey olması gerektiği gibi :Üzüntülü ve ağır . İstediğin kadar bana “ Yaşamayı seviyorsun ”de . Bugün sevmiyorum.
Ah, insanlar niçin her şeyi anlamıyorlar? Beş dakika, on dakika, yarım saat kendilerini unutsalar, kendilerini karşılarındakinin yerine koysalar, tam onlar gibi duysalar, her şey ne kadar yerli yerinde olacak.
Bir kibrit alevinin geçici ışığında görünüp kaybolan eşya gibi, birçok hatıralar parlayıp sönüyordu.
Yeri gelmişken, benim anladığım gerçek mutluluğun da bir rastlantı sonucu olmadığını,yaz yağmuru gibi birden bire başımıza düşmediğini söylemeliyim.Gerçek mutluluk,yavaş yavaş,azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla,çevremizle,çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır.Mutluluk,birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.
'Bitmiyor, sadece bazen belki güneşli bir günde veya kalabalık bir gecede geçtiğini sanıyorsun ama geçmiyor esasında. Alışıyorsun zamanla. Asla bitmiyor...'
Reklam
Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse, başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir...
“Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.”
AŞK MÖNÜSÜ
“Sen sabahlar ve şafaklar kadar güzelsin Sen ülkemin yaz geceleri gibisin Saadetten haber getiren atlı kapını çaldığında Beni unutma Ah! saklı gülüm Sen hem zor hem güzelsin Şiirlerimin ılıklığında açılmalısın Sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi Sen memleketim kadar güzelsin Ve güzel kal”
Herkes yaşam şartlarının zorluklarından, çekilen acılardan şikayetçi ama kimse yaşamı düzeltmek için bir şeyler yapmak istemiyor.
Mutluydu ama kafası karışıktı; kahkahalar atmak istiyordu ama gözyaşları yağmur gibi yanaklarından süzülüyordu.
Ateş altındayken hüzün gözüme kaçtı Hüzün yüzümü aştı, gelen keyfim kaçtı Ruhumu teslim ettim okyanuslar taştı
Reklam
Rahmet ve Minnetle
Beraber ağlamazsın, sonra, kör dersin, sağır dersin. Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin! Ne ibret, yok mu, bir bilsen kızarmak bilmeyen çehren? Bırak tahsili, evladım, sen ilkin bir haya öğren!
“Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazan derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemediğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilemeyiz. Halbuki arkadaşlık devamlıdır ve anlaşmaya bağlıdır. Nasıl başladığını gösterebilir ve bozulursa bunun sebeplerini tahlil edebiliriz. Aşka girmeyen şey ise tahlildir. Sonra düşünün, dünyada hepimizin hoşlandığımız birçok kimseler, mesela benim hakikaten sevdiğim birçok dostlarım vardır. Şimdi ben bütün bu insanlara aşık mıyım?”
Sayfa 105
“Aşkının hayal gücüyle onu fazlasıyla kutsallaştırmış, bedensel bir yakınlık kuramayacak ölçüde mukaddes ve ruhani kılmıştı.Onu uzaklaştıran ve kendine imkansız görünmesini sağlayan, aslında Martin’in kendi aşkıydı. Arzu duyduğu tek şeyden, kendini aşkıyla mahrum etmişti.”
Sayfa 113Kitabı okudu
" O zaman ,sana göre ölü olduğuma göre ,neden ölmekten hoşlanmayayım, sen benden gitmiş olduğuna göre, neden ben de artık yoluma gitmeyeyim?"