Bir nükleer savaş tehdidi yaşayan İngiltere, çocuklarını güvene almak için onları bir uçağa yerleştirerek ülkeden uzaklaştırmak isterler. Fakat uçak bilinmeyen bir sebep ile ıssız bir adaya düşer. Kazada uçakta kalan bütün yetişkinler hayatını kaybeder ve sadece çocuklar hayatta kalır. Çocukların yaş aralığı ise 6-12 arasındadır.
Çocuklar adaya
YouTube kitap kanalımda Semerkant kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY
Daha önceden hiç denemediğim şekilde bir inceleme yazmak istedim. Bu kitap ve yazarı hakkında hissettiklerimi grafik şeklinde anlatmaktan başka çarem yok, size bu kitabı ve yazarın 3 kitap sonunda bana
Hiç sevilmeyen insanlar sevildiklerini hissedince veya bir takım yalancı insalar tarafından "-mış" gibi muamele görünce dahi bağlanıyorlar. Ben daima söylerim zaten insanı yüzleştiği ya da yaşadığı şeyler yıkmaz - dığı diyorum çünkü yaşadığı diyebiliyorsak hala hayatta bir şekil farketmese de ayakta demektir. Asıl insanı yıkan şey hiç yaşamadığı bir şeyi en savunmasız anında yaşayıp ona bir uyuşturucu misali bağlanmasıdır. Neticede insan hiç yemediği bir şeyin tadını özlemez. Hiç tatmadığı bir duyguyu özlemez. Fakat o duyguyu tattığında ona bağlanıp deli divane gibi isterse eğer işte bu insanın felaketi haline gelir. Ardından insan "meğer ne de muhtaçmışım buna" demeye başlar. Artık eksik farkedilmiştir. Yasaklı meyve yenmiştir.
THEBAİ ÜÇLEMESİ #1
Başlamadan: Bu gibi mitlerin bilinmeyen bir şeyi anlatmadığı ve yıllar boyunca dile getirildiği için içerikle ilgili bilgilerle karşılaşmayı da doğal karşılayınız.
Yunan tragedyasının en kuvvetli örneklerinden biri sayılan Oidipus’u duymayan yoktur herhalde. Yunan mitolojisinde önemli bir yere sahip olan bu mit kader
Birazdan okuyacaklarınız, 'inceleme' adı altında birleşmemişlerdir. Kendimi gerçekten bildim bileli vaaz vermekten ve/veya birine bildiğimi doğru ya da gerçek olarak lanse etmekten uzak durmuşumdur. Çünkü, ne kendimi bir şey hakkında bilgi sahibi görecek kadar özgüvenim veya kibrim olmuştur, ne de karşımdakinin kendi başına arayarak bulabileceği
Yıkım hangi nesnenin felaketi değildir ki! Hele ki insanda olursa yıkım hem fiziki hem de ruhani bir çöküşün mimarıdır.
Biri der ki kar bana Noel’i hatırlatır. Kar yaşamamış, hayatı tahayyül etmemiş bir insana, akla elbet Noel’i hatırlatır. Bilmiyorum nedendir lakin kara kaplı kitap bana boyuna karı anımsattı. Çünkü kar yokluktur, çaresizliktir
İnsanlar acı çeker ve bu çekilen acıların ödedikleri bedeller olduğunu zannederler. Ne kadar saçma bir durum değil mi? Başkasının hatası neden senin bedelin olsun. Aptal bir beynin kurguladığı saçma sapan eylemler sonucu aldığın yaralar ve acılar senin bedelin değil, kaderindir. Özel yeteneklerin yoksa, bir paratoner gibi şansı üzerinize
Yeryüzünün tuzu sizsiniz. Ama tuz tadını yitirirse, bir daha ona nasıl tuz tadı verilebilir? Artık dışarı atılıp ayak altında çiğnenmekten başka işe yaramaz. (İncil: Matta: 5)
Yeryüzünün tadı, biz. Biz, hepimiz. İnsan-ı kamil olanın tekamülü hayatiyet süresince devam ediyor. Tadı muhafaza etmek. Tadı tuzda muhafaza etmek. Tadı olan bizleri bu
Hani susayım susayım diyorum da bir yere kadar ama...
Normalde televizyon ile aram neredeyse yok denecek seviyede ama az önce bir bakayım dedim. Baktığıma da bin pişman oldum.
Bu ülkede iki ay önce asrın felaketi dediğimiz bir deprem oldu. 49 bini aşkın kardeşimiz vefat etti. Binlerce insan yaralandı. Binlerce insanın hayatı sekteye uğradı..
Bu ülkede daha birkaç gün önce sel felaketi oldu ve 18 kişi vefat etti..
Bu ülkede 108 sene önce (tam bugün) bir savaşta "Çanakkale Geçilmez " denildi...
Ama maalesef ki az önce televizyonda bir haber gördüm. Haberde bir maymundan bahsediliyordu. Bunca olaya rağmen maymunları haber yapacak kadar her şeyden uzak kaldıysak hem televizyon kanallarına, hem de buna izin veren yetkililere yazıklar olsun!!!!!