Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
56 syf.
8/10 puan verdi
Meğer Zweig bu uzun hikayeyi yazarken ilk başta adını Firari olarak tasarlamış ancak yazım bittikten sonra Mecburiyet olarak son kararını vermiş. Açıkçası doğru da yapmış çünkü eğer adı Firari olsaymış, bütün bir hikaye boyunca büyük bir merak ve gerginlik içinde beklediğimiz, en sonunda ne karar verecek sorusunun cevabını almış ya da yanılmış
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202161,7bin okunma
408 syf.
·
Puan vermedi
Yetmedi mi boşluğu görmek?
Selamın aleyküm herkese, Uzun zaman sonra yeni bir inceleme ile birlikteyiz.. İnsan öyle bir varlıktır ki aynaya baktığında bile başkalarını, başkalarının öğretilerini, tabularını, algılarını görür. Öyle bir hale gelir ki kendini şaşırır, unutur ve zamanla yok olur ve herkesleşir... Başımıza bir şey geldiğinde özellikle kötü şeyler hep
Seyir
SeyirPiraye · Mona Yayıncılık · 20219,7bin okunma
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Merhabalar herkese Kitap için yapılan bazı olumsuz inceleme ve eleştirileri gördüm. Kesinlikle yersiz geldi bana. Kitap muhteşem akıyor. Dolu dolu olmasına rağmen gözlerinizi kitaptan ayırmadan sayfaları çevirmek için can atıyorsunuz, bir yandan da bu hikaye hiç bitmesin istiyorsunuz. İçerik olarak asla donanımsız düz bir hikaye değil. Orta doğunun gözümüzü kapattığımız görmemek için başımızı batıya çevirdiğimiz gerçeklerini okuduk. Yakın ve uzak tarihin gerçeklerini hakkıyla ve acılarıyla harmanlamış Livaneli.. Evimizde yatarken ülkeye giriş yaparak rahatımızı bozan mültecilere kinle bakıyoruz. (Bu ülkeye ve vatandaşa zarar veren, terbiyesizlik yapan, insanlık nasibini almamış olan mülteciler hariç.) Bir sigara paketine bir insana sahip olmak mı? Aklım almıyor, insanlar nasıl bu kadar kayıtsız kalabiliyorlar bu duruma? Nasıl bir normalleştirmedir bu? onların çektiği acıları tahmin etmek şöyle dursun tam olarak neyden kaçtıklarından bile çoğu zaman haberimiz olmuyor. Livaneli bu kısa öyküde din, dil, ırk, mekan, kişi, gelenek, görenek ve duyguları çokça kullanmış. Yapılan insanlık suçlarına çektiği dikkat zannediyorum ki kitap satılsın diye değil. Tüketen insan ve kapitalizme atıfta bulunan kısım oldukça haklı. İnsanlar duygularıyla acılarıyla yaşantılarıyla değil de tüketimleriyle gündemde ne yazık ki.. Mezopotamya ‘yı okumaya aşığım. Ama Mezopotamya’nın alt başlığı acıdır. Zulümdür, kandır. Bu beni paramparça ediyor. Değişecek bir yanı yok, DNA gibi nesilden nesile acı aktarıyor Mezopotamya.. Kalemine sağlık
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
Tavsiye edilir, iyi okumalar :)
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,4bin okunma
Yine de radyo, televizyon, ucuz turlar ve benzeri şeylerle iki ucu birbirine bağlanmamış bütün bu uçurumlar, bu uzaklık o kadar da kötü değildi. İnsanlar birbirlerini daha az tanıyorlardı belki; ama kendilerini diğer insanlardan şimdikine göre daha bağımsız bireyler olarak hissediyorlardı. Dünyayı ayaklarına getirmek için bir düğmeye basmaları yetmiyordu. Yabancılar yabancıydı ve bu heyecan verici, hoş bir yabancılıktı. İletişimin gitgide artması insanlık için iyi olmuş olabilir. Ama ben zındıklık yapıp buna inanmıyorum, atalarımızın yalıtılmışlığını, tıpkı daha fazla mekândan yararlanabilmeleri gibi, imrenilecek bir şey olarak görüyorum. Artık dünya hayatımıza çok fazla karışıyor.
Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
224 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Serap ile sadık,ikiz çocukları Bahar ve Ferhat ile birlikte hayat gailesi içinde kendilerince yaşayıp giden ,alelade ama mutlu bir çifttir... Etraflırında kendilerine dış bileyen kötü niyetli insanların tuzaklarından habersizce günlerini geçirirken hayatları ansızın alt üst olur... Bir ailenin dağılmasından sonra geriye kalan çocukların mücadelesini okuyacaksınız Hayatın meşakkatleri ,o insanlık timsali genci yani Farhatı yıldırmamış Her zaman kırılmayı tercih etti.Ancak eğilmedi Farhatın o güçlü inancı beni çok etkiledi Allah'a dayanan O'na gövenen hakikaten yolda kalmaz bütün kapılar ona açılır yeter ki niyetiniz güzel olsun iyi ve dürüst olan insan asla kaybetmez ... İftiralara uğrayabilirsin etrafında hasetçilik yapan insanlar olur aldırmadan yola devam edeceksin Hasedci insanları ne kötü bir son bekliyor ...
Sitem
SitemAhmed Günbay Yıldız · Timaş · 19852,110 okunma
Bizi son Peygamberin peşinden giden ümmet olarak yaratan O’dur. ‘İnsanlık için en hayırlı ümmet’ olma şerefini bize ikram eden Rabbimiz Allah’tır. Ne büyük nimet, ne büyük şükür vesilesidir! ... “Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız.” (*)
(*) Al-i İmran,110.
Reklam
Yapılan zulümlerin anlatılmasında, kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir asrı yaşıyoruz. Bu asır, yirminci asır. Bu asır, her türlü felâketin yaşandığı ve vahşiyane sergilendiği bir asır. Zalimlerin zulmü arttıkça, mazlumların da ahı gök kubbeye çıkmakta... Kavilerin hükmünün geçtiği, zayıfların alabildiğince ezildiği bir devir. Geçmiş çağların
556 syf.
9/10 puan verdi
-- spoiler -- Gazap Üzümleri'nin incelemesini tam olarak yapabilmek için yüzlerce cümle ile insandan, ekonomiden, bencillikten, devletlerden, politikadan, açlıktan, reformlardan.. ve daha nice olgudan bahsetmek gerekir elbette. Ben sadece dikkatimi çeken bir noktaya değinmek istiyorum. Kitap boyunca yollarda araç kullanan insanlar, karşılarına
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,2bin okunma
Eskiden insanlar sessizce acı çekerlerdi. Şimdi ise bunu dile getiriyor, sorunlarını tartışıyorlar. Üstelik acı çekmeyi kaderin getirdiği bir olgu olarak kabul etmiyor ve isyan ediyorlar. Bununla da yetinmeyerek mutluluğa ulaşmak için çaba harcıyorlar. Ancak, önceki bölümlerde de tartışıldığı gibi, bu konuda ne yapabileceklerini gerçekten bildikleri söylenemez. Savaş ya da toplumsal anarşi gibi ortamlarda bile insanlar günlük yaşamlarını sürdürmüş, dış görünümlerine özen göstermiş, âşık olabilmişlerdir. Ama insanın kendi içindeki kargaşa toplumsal kargaşadan daha ürkütücüdür. Bu nedenledir ki, insan evrendeki düzeni kendi yaşamında da gerçekleştirmeye çalışır. İnsanlık kendi yazgısını denetleyebileceği bir üst sistemi henüz geliştirebilmiş değildir. Tabandan zirveye doğru hareket etmeyen bir dinamizm, günümüzde olduğu gibi, bireyin denetimden çıkmış bir üst sistemler karmaşasının tutsağı olmasıyla sonuçlanır. Birey ve dünyası bir bütün olduğuna göre, insan ve insanlık birbirinden bağımsız sistemler olarak varolamaz. Bu nedenle insanlığın kendi yazgısını denetleyebileceği bir üst sistem, ancak alt sistem olarak bireylerin kendi yazgılarını yönlendirme sorumluluğunu üstlenmeleriyle gerçekleştirilebilir.
Sayfa 171 - Remzi KitabeviKitabı okudu
“İnsan eliyle yapılan insanlık tarihini bütünüyle kapsama potansiyeli insan aklında mevcuttur, dolayısıyla insanlar araştırma ve yeniden hatırlama yoluyla tarihi anlayabilir.”
Sayfa 48
Reklam
Değişik toplum ve kültürlerde evlilik üstüne yapılan yüzlerce araştırmayı gözden geçiren bir bilimsel çalışmadan şu sonuç çıkıyor; "İnsanlar var oldukça evlilik de var olacaktır ve insanlık evlilik sayesinde gelişecektir."
79 syf.
8/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Sırada gidecek kim kaldı
1950'li yılların İstanbul'u.
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
elinde bavulu cebinde üç beş lira parası ile İstanbul'a gelir. Doğup büyüdüğü topraklarda çok rastlamadığı bir sahneye denk gelir. Eminönü'nde Yeni Cami önünde kalabalık insan kümesi, ortada bir gariban elinde iki kafes.. Kafeslerin içi ağzına kadar ötücü kuş dolu.. Satıcının elinde bir
Kuşlar da Gitti
Kuşlar da GittiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202213,5bin okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
BU HAYATIN HEYECANI MEYECANI YOK
Bu roman İtalyan edebiyatçı Dino Buzzati tarafından kaleme alınıyor.Edebiyatta varoluşçuluk akımının yeni yeni uygulanmaya başlandığı zamanlar ve ses getiriyor.Filmi de çekilmiş.II. Dünya Savaşı yıllarında doktor bir ailenin asker olma hayalini gerçekleştiren genç teğmen oğlu Drogo’nun Bastiani Kalesi’ne tayin olmasının hikayesini okuyoruz.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,1bin okunma
Tarım devrimi
Bütün bunlar 10 bin yıl önce, Sapiens tüm vaktini ve enerjisini birkaç hayvan ve bitki türünün yaşamını değiştirmeye adayınca değişti. Gündoğumundan günbatımına kadar insanlar tohum ektiler, bitki suladılar, kökleri topraktan söktüler ve koyunları bereketli çayırlara sürdüler. Bu çabanın onlara daha çok meyve, tahıl ve et olarak geri döneceğini düşünüyorlardı. İnsanların yaşamında bir devrimdi bu: Tarım Devrimi.
Gezegenimiz Dünya, önceleri çok çeşitli hayvanlar tarafından yönetiliyordu. Karalar aslanlar, ayılar ve fillerin hâkimiyetindeydi. Denizlerin hâkimi yunuslar, balinalar ve köpekbalıklarıydı. Göklerse kartallar, baykuşlar ve akbabalar tarafından yönetiliyordu. Ama şimdi biz insanlar, her şeyi yönetiyoruz; karaların, denizlerin ve göklerin hâkimi biziz. Arabalarımız, gemilerimiz ve uçaklarımızla nereye gidersek gidelim, aslanlar, yunuslar ve kartallar yolumuzdan çekilmeli, hem de çok hızlı çekilmeli! Hayvanlar, ormanlarından yol geçirmemize engel olamazlar. Nehirlerine barajlar inşa ettiğimizde, bizi durduramazlar. Okyanusları ve gökyüzünü kirletmemizi engelleyemezler.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.