Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Yaşama hep yeniden başlamak can sıkıcı bir şeydir." Ya da bu sözün anlamını şu türlü daha iyi açıklayabilirsek, diyelim ki: "Her zaman yeniden yaşamaya başlayan insanlar kötü bir hayat sürerler (...) Çünkü bu gibilerin yaşamı hep yarım kalmıştır. Daha yeni yaşamaya başlayan insan da, ölüme göğüs germeye hazır olamaz. (...) Bu gibi insanların sayısı azdır diye düşünme sakın. Hemen hemen herkes bu şekilde yaşar: Kimileri yaşamlarını bitirmeleri gereken çağda başlarlar yaşamaya. Şaşılacak bir iş bu, dersen, daha çok şaşıracağın bir şey ekleyeyim sözlerime: Kimi insanlar daha yaşamaya başlamadan ölürler.
Sayfa 100 - 23. MektupKitabı okuyacak
Kent yaşamı tarihsel olarak beraberinde sosyal sınıflaşmayı ve tam zamanlı bir iş bölümünü getiriyor.
Reklam
İş birliği yapmak zorundayız
Herkes tek başına çalışıp toprağı işleyerek geçimini sağlamaya kalksa, başkalarıyla işbirliği yapmasa, geçmişteki toplumsal işbirliğinin olumlu sonuçlarından yararlanmasa, yeryüzünde insan yaşamı şimdiye kadar varlığını koruyamazdı.
Bacon, aslında bütün yaşamı boyunca üretken olmuştur. Bir Rönesans uzmanı olan Brian Vickers, ürettiklerinin niteliğine ve niceliğine bakınca, Bacon'ın bütün bunları boş zamanında yazmış olmasına hayret eder. Göktürk'ün deyişiyle, bir an bile boş durmayan, kendine önemli önemsiz, büyük küçük bir uğraş bulmadan edemeyen ve tedirgin bir adam olan Bacon'ın ölümü de bu çalışma aşkı ve tedirginliğinden olmuştur. Yoğun kar yağışının olduğu bir günde Londra yakınındaki Highgate'de gezintiye çıktı, o günlerde soğuğun eti bozulmadan koruyup koruyamayacağı üzerinde kafa yoran Bacon bir tavuk alıp onu kesti, içini karla doldurdu ve deneyin başarılı olduğuna kanaat getirdi. Deney sırasında soğuk alan Bacon hastalandı, yakınlarda oturan arkadaşı Lord Arundel'in evine sığındı. Lord'u pevde bulamadı, evin hizmetçisi Bacon'a yatak hazırladı. Ancak yatağın nemli olduğu ve Bacon'ın soğuk algınlığını hızlandırdığı söylenir. Bunun sonucunda, 9 Nisan 1626 günü vefat etti, geride özellikle şu sözünü doğrularcasına yaşamaya devam eden yapıtlarını bıraktı: "Canımı Tanrı'ya, gövdemi mezara, adımı gelecek çağlara ve yabancı uluslara bırakıyorum." Francıs Bacon, Denemeler. (iş Bankası, Vlll. Baskı, sunuş.)
Açıkgöz ve kurnaz insan, kısa vadeli düşünüp anlık başarılar peşinde koşarken güçlü, yaratıcı insan uzun vadeli düşünür, güvenilir biri olarak yaşam boyu başarılara -iş ve aile yaşamı da dahil- imza atar.
Somatoform rahatsızlıklar, bireyin hbbi bir durumla açık­lanamayan gerçek fiziksel şikayetlerden yakındığı bir tür ruhsal bozukluktur. Bir rahatsızlığa somatoform bozukluk tanısı konulabilmesi için belli kriterler vardır: 1. Fiziksel semptomlar, bir hbbi durumun, ilaç kullanı­ mının ya da başka bir ruhsal rahatsızlığın sonucu ola­ maz. 2. Tanı,
Sayfa 311Kitabı okudu
Reklam
...yaşamı olduğu gi bi kabullenmiştim, -kolay iş değildi bu.
Sayfa 84
Her insanda hayatın iki yönü vardır: ilgileri ne kadar soyutlanmışsa o kadar özgür olduğu kişisel yaşam ve onun için belirlenmiş yasalara zorunlu olarak uyduğu doğa, kovan yaşamı. İnsan bilinçli olarak kendisi için yaşar ama tarihsel, evrensel hedeflere ulaşılması için bilinçsiz bir alet olarak hizmet eder. Yapılan bir iş geri alınamaz ve insanın, milyonlarca başka insanın eylemiyle aynı zamana denk gelen bir eylemi tarihsel bir anlam kazanır. Bir insan toplumsal merdivende ne kadar yukarıda duruyorsa, ne kadar çok insanla bağlantısı varsa, başka insanlar üzerinde o kadar nüfuzu vardır, her eyleminin önceden belirlenmişliği ve kaçınılmazlığı da o kadar aşikardır.
Matta, Markos, Luka ve Yuhanna adlı ilk dört kitapta İsa'nın yaşamı hakkında, ona ait uzak hikayeler dışında hiçbir bilgi yer almamaktadır. Bu kitaplardan anlaşıldığı kadarıyla bir din önderi olarak sürdürdüğü faaliyetler on sekiz aylık bir süre ile kısıtlıdır; söz konusu kişiler sadece bu kısa süre içinde onunla tanışmışlardır. Bu kişiler onun on iki yaşındayken Yahudi din öğretmenleri arasında oturarak sorular sorduğunu ve onların sorularına cevaplar verdiğini anlatmaktadırlar. Bu olay İsa'yla tanışmalarından çok önce olduğundan muhtemelen bu hikayeyi ailesinden dinlemişlerdir. Sonraki on altı yıl boyunca onun hakkında hiçbir şey duyulmamıştır. Bu süre boyunca nerede yaşadığı, ne iş yaptığı hakkında bilgi yoktur. Büyük bir ihtimalle marangoz olan babasının yanında çalışmıştır. Okul eğitimi gördüğüne dair bir bilgi yoktur; muhtemelen yazmayı bilmemektedir; ailesi çok yoksul olduğundan doğumunda yatacak bir yatağı da olmamıştır.
Olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu. Katlanmak mı iyi zalim kaderin oklarına, yumruklarına yoksa hırçın denizlere karşı koyup bir son vermek mi ? Ölmek, uyumak hepsi bu kadar . Yalnız uyumakla bitebilir bütün acıları yüreğin ve çektiği bütün kahırları bedenin . İçtenlikle arzu edilen bir yıkımdır bu . Ölmek , uyumak . Uyumak , belki de düş görmek. İşte engel burada. Çünkü yaşam telaşından sıyrılınca , ölüm uykusunda öyle düşler görebiliriz ki bizi durduran da budur. Bu düşüncedir uzun yaşamı cehenneme çeviren. Kim dayanabilir zamanın kırbacına ve aşağılamalarına , zorbanın kahrına , kibirli adamın alçaltışına hor görülmüş sevginin acılarına, adaletin bu kadar geciktirilmesine , yargıçların zulmüne, kötülerin kulu olmasına iyi insanın , yalnızca bir bıçak saplayıp göğsüne bunlardan kurtulmak varken ? Kim ister bütün bu zorluklara katlanmak , bezdirici bir yaşamın ağırlığı altında ter döküp acı çekerken ölümden sonraki şeyden korkmasa , o kimsenin gidip de dönemediği , bilinmez dünya korkutmasa yüreğini, sarsmasa iradesini ve bilmediği belaları yaşamaktansa razı etmese insanı çektiklerine ? Bilinç korkak ediyor böyle hepimizi . Düşüncemizin soluk ışığı bulandırıyor yürekten gelenin doğal rengini; yüksek temenni ve kararlılıkla atılan adımlar yönünü değiştirip bir iş , bir eylem olma gücünü yitiriyor . Ama dur bir dakika , güzel Ophelia ! Peri kızı, dualarında benim günahlarımı da anımsa .
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Yaşam başarısını elde eden insanın yaşamı anlamlıdır, kişi coşkuludur ve güçlüdür. Yaşam başarısı, bütün başarılara anlam verir. Meslek ve iş başarısı saplantı haline gelirse yaşam başarısını gölgeler, engeller ve ona ket vurur. Ama yaşamının anlamlı, coşkulu ve güçlü olmasına önem veren biri, hem meslek ve iş başarısına hem aile başarısına ulaşır.
NEOLITIK ÇAĞ Neolitik terimi eski Yunanca “Neos-yeni” ve “Lithos-Taş” sözcüklerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Bu Çağ insanının bitki yetiştirip hayvanları evcilleştirmesi ile başlar. Tarım da bıçağı da başlamıştır. İnsanlar yaşam koşullarının denetleyebildikleri için göç etme ihtiyacı duymamıştır. Bunun sonucunda kent yaşamı başlamıştır. Yiyecek fazlasının iki önemli sonucu olmuştur. Tahıl bir ticaret malı olmuştur. Çiftçi topluluğu fazla tahıllı üretemedikleri şeylerle takas etmiş, karşılığında kıymetli Taşlar ve madenler almıştır. İkinci olarak tarımda üretim fazlalığı iş bölümüne olanaklı kılmıştır. Bu durum topluluğun bazı üyelerini yiyecek üretme zorunluluğundan kurtarmıştır. Sanatçılar ve sanatçılar ilgilerini kilden kaplar yapma, kumaş dokuma veya tarım için yeni aletler yapmaya yöneltmiştir. Neolitik Çağ çiftçileri işlerinde kullanmak üzere boğa ve at gibi büyük ve güçlü hayvanları evcilleştirmiştir
Kavrayışı bir suç, doğumu bir ceza, yaşamı bir iş ve ölümü de bir gereklilik olan bir insan, kendisiyle nasıl gurur duyabilir ki?
Çoğu insan kedi denince, gün boyunca bir gölge bulup keyif çattığımızı, iş güçle uğraşmadan rahat bir yaşam sürdüğümüzü sanıyor, ama kedilerin yaşamı o kadar da tozpembe değil. Kediler güçsüz, kolayca yaralanan canlılardır. Ne kaplumbağalar gibi sert bir zırhımız ne de kuşlar gibi kanatlarımız var. Köstebekler gibi toprağa dalamaz, bukalemunlar gibi rengimizi değiştiremeyiz. Kedilerin her gün ne tür acılara maruz kaldığını, boşu boşuna bu dünyadan göçüp gittiğini insanların çoğu bilmez.
“İslam’da cariye harp esiridir. Harbler ise dünyamızın gündemindedir.” Anlatmak istedikleri şudur ki savaş denilen şey ortadan kalkmadığına ve muhtemelen kalkmayacağına ve dolayısıyla savaşta alınan esirler Kur’an gereğince paylaşılmak gerektiğine göre kölelik ve cariyelik denen şeyin de devam etmesi doğaldır. Bununla beraber bizim mollalar,
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.