Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Artık hiç mi hiç çocuk değildim. Kayıp gitmiştim..
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu Varıp eşiğine alnımı koydum Sanki bir yeraltı nehr çağlıyordu Gözlerim yollarda bekler dururum Nerde kardeşlerin diyordu bir ses İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin
MESCİD-İ AKSAKitabı okudu
Reklam
Kötü muamele görmüş ve travma geçirmiş çocukların en çok ihtiyaç duyduğu şey, eskiden geçirdikleri travmanın yarattığı acıyı, sıkıntıyı ve kayıp verme durumunu dindiren sağlıklı bir toplumdur.
Sayfa 308 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
Yok oluş her geçen gün yaklaşıyor Geride iz bırakmaya çalışıyorum Bir anlamı olacak Anı yaşayarak Yapabileceğim en iyi şey Ama ölüm hemen altında Bir çocuk battaniyesi gibi Rahatlığına sığındığım O koruyucu sahte görüntünün Bu battaniye korumuyor Gecenin sessizliğinde Dehşet geri döndüğünde Daha fazla benlik olmayacak Nefes almak için Yanlışı düzeltmek için Tatlı üzüntüyü hissetmek için Ama dayanılmaz kayıp Farkında olmadan geliyor
Köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış. Oldukça fakir. Ama kral bile onu kıskanırmış. Beyaz bir atı varmış herkesin dilinde olan. Kral atını alabilmek için koca bir hazine teklif etse de yaşlı adam satmaya yanaşmamış. “Bu at, bir at değil benim için. O benim kıymetli dostum. İnsan dostunu satar mı hiç?” dermiş hep. Bir sabah bakmışlar ki, atın
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim, çocuk olmaktan,
Sayfa 9 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Yağmur Damlası
Bu, içinde sedaların, zenginliğin, kederin, saadetin, yalnızlığın, beraber olmanın, insan ömrüne takılı binlerce şeyin birbirine karıştığı yağmur damlası şuracıktaydı. _ Öyle bakma, derdi, öyle bakma bana!.. Yakın bir teneke dama damlayan soğuk yağmur damlasını bu sırada sırtımda duyardım. Bu damlanın peşinden nerelere kadar gitmek mümkünse gittiğim olurdu. Sokakta kalmış bir kedi, çıplak bacaklı bir çocuk, bir sefil, bir beyaz ense, bir kıvırcık saç, kaloriferli, kütüphaneli, bol ışıklı bir oda, güzel bir yüzün bir kenarına konmuş aynı yağmur damlası... Bir üzüntüdür beni kavrardı. Bu, içinde sedaların, zenginliğin, kederin, saadetin, yalnızlığın, beraber olmanın, insan ömrüne takılı binlerce şeyin birbirine karıştığı yağmur damlası şuracıktaydı. İyice kapanmış perdeleri sıyırıp camı açarak, bu damlayı rakıma damlatmak arzusuna kapılırdım. İçime o yağmur damlasından hasretleri, fakirlikleri, saadeti, insan hayatının saadet veya felaket gibi gözüken bütün cevherini doldurduğumu duyar, bu kadehe böylece, sevgilimin çok esmer yüzünde firar eden, kayıp giden bir tadı karıştırarak içindekini bir hamlede yutardım:
Sayfa 43 - Karidesçinin EviKitabı okudu
Hadi Eyvallah
"Kaybetme maceramız daha ana karnından çıktığımızda başlar. Hiç emek harcamadan hüküm sürdüğünüz, dünyanın en güvenli, en yumuşak korunağını, ana rahmini kaybederiz önce. Bizden intikam almak için bekleyen dünya, sanki niye çıktın oradan dercesine, gözlerimizi yakan ışıkları, kulaklarımızı tırmalayan gürültüsü, sıcağı, soğuğu, açlığı, kiri,
Sayfa 359 - Everest Yayınları, 19. baskıKitabı okudu
Merakımdan soruyorum : 'Dünya' dedikleri şey, Müslümanlar çoluk çocuk demeden katledilirken neden şoka girmiyor?
Sayfa 219 - Profil yayınlarıKitabı okudu
Oysa insanlar çocuk gibidir, hak etmeden bir hediye aldığı zaman şımarır. Ne hediyenin ne de verenin kıymetini bilir.
Reklam
Anne veya babayı ya da çok eski bir arkadaşı kaybetmek çoğu kez geçmişi kaybetmektir: ölen kişi çok eski dönemlerin değerli olaylarının yaşayan tek tanığı olabilir. Ama bir çocuğu kaybetmek geleceği kaybetmektir: kaybedilen, kişinin yaşam projesinin ta kendisidir ne için yaşadığı, gelecekte kendini nasıl tasarladığı, ölümü aşmayı nasıl umut edebileceğidir (insanın çocuğu aslında onun ölümsüzlük projesidir). Bu durumda, mesleki dilde, anne babanın kaybı ”obje" kaybı” (”obje” insanın iç dünyasının oluşumunda etkili bir rol oynamış olan kişidir) iken çocuğun kaybı ”proje" kaybıdır (yaşamın yalnızca nedenini değil nasılım da ortaya koyan belli başlı , düzenleyici yaşam prensibinin kaybı). Bu durumda çocuk kaybının katlanılması en güç kayıp olmasına, birçok anne babanın beş yıl sonra hâlâ yas tutuyor olmasına, bazılarının hiç bir zaman kendilerine gelmemesine şaşmamak gerekir.
Sayfa 158
Tobias'a Katılıyorum...
"Ne karım var ne de çocuğum. Böyle bir dünyaya çocuk getirmeye de hiç niyetim yok."
Sayfa 101Kitabı okudu
Oysa insanlar çocuk gibidir, hak etmeden bir hediye aldığı zaman şımarır.
Sayfa 166Kitabı okudu
Oysa insanlar çocuk gibidir, hak etmeden bir hediye aldığı zaman şımarır. Ne hediyenin ne de verenin kıymetini bilir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Mescid-i Aksa
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu Varıp eşiğine alnımı koydum Sanki bir yeraltı nehr çağlıyordu Gözlerim yollarda bekler dururum Nerde kardeşlerin diyordu bir ses İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin
Sayfa 85
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.