Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gol yemiş kaleciye, seçim kaybetmiş lidere, kaza yapmış sürücüye, kötü yola düşmüş kadına pek iyi gözle bakılmaz buralarda... "Zavallının ne derdi vardır kim bilir" denmez. Kaleci ille ibnedir, lider anca hımbıl; sürücü kör, kadın orospu... O yüzden "gücü gücü yetene" deyişi daha iyi anlatır bizi... "Ne utanmaz köpekleriz / kimi görsek etekleriz" şiiri daha gerçekçidir.
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Reklam
Thomas More & Desiderius Erasmus
Rotterdam’lı Desiderius Erasmus (1467-1536) öğrencisi Lord Mountjoy’un çağrısı üzerine, 1499’da ilk olarak İngiltere’ye geldiği sırada, More ile tanışmıştı. Anlatıldığına göre, Avrupa’nın en ünlü bilginiyle o sırada henüz 21 yaşında olan More, kim olduklarını bilmeden, bir dost sofrasında karşılaşmışlardı. Birbirlerinin konuşmalarını
UTOPİA - Kaynak Yayınları *Mina Urgan’ın incelemesiyleKitabı okudu
Yaylı kapıyı iterek geçti. Burnuna hafif küflü ve keskin bir kitap kokusu geldi. Kitapçı dükkânlarının özel bir kokusu vardır Olric: nevi şahsına münhasır derler eskiler, işte ondan. Kasada duran genç adam başını kaldırdı ve gülümsedi. Taşra usulü bıyık bırakmış kibar bir adam. Kitapçı olabilir: bu sıfata uygun bir adam. Kitapçıların ve
Sayfa 580581582 - İletişim Yayınları
Mustafa Kemal'e sık sık "çocukluğu"yla alakalı soru sorarlardı. "Kim bilir çocukken ne müstesna insandınız, kim bilir ne olağanüstü,ne harikulade hatıralarınız vardır."diye merak ederlerdi. Bu tür durumlarda hep Cokner'i işaret ederdi. "Nuri anlatsın" derdi. Conker de her zamanki gibi alaycı üslubuyla anlatırdı: " Bakla tarlasında karga çobanlığı ederdi!" İkisinin arasındaki şifreydi... Conker'in "karga çobanı" lafını duyanlar "aman efendim olur mu hiç öyle" filan demeye kalkışınca, Mustafa Kemal tekrar söze girerdi. "Bana insanüstü bir çocukluk yakıştırmaya kalkmayınız" derdi. " Ben de hepiniz gibi çocuktum" derdi.
Sayfa 188 - Kırmızıkedi Yay.
İmam Hasan aleyhisse-lâm'a yazdıkları vasiyetnâme
Zamânın çetinliğini ikrâr eden, geçici olduğunu bilen, ömrü sona eren, kadere boyun eğen, dünyayı kınayan, ölüler yerinde yurt tutan, yarın da şu dünyadan göçüp gidecek olan fânî babadan; dilediğini elde edemeyen, helâk olup göçenlerin yoluna giden, hastalıklara amaç olan, zamâna rehin edilmiş bulunan, musîbet oklarına hedef kesilen, dünyâya
Hz. Ali
Reklam
Gol yemiş kaleciye, seçim kaybetmiş lidere, kaza yapmış sürücüye, kötü yola düşmüş kadına pek iyi gözle bakılmaz buralarda... "Zavallının ne derdi vardır kim bilir" denmez. Kaleci ille ibnedir, lider anca hımbıl; sürücü kör, kadın orospu...
Sayfa 121 - İmge Kitabevi
Uzuuuuuun bir cümle...virgül ve "ve" rapsodisi...senfonisi...
Biliyorsun, tanıyorsun onu, hep bu saatte gelen işte, lütfen yalvartma, bırak tükürsün ruhunu, biliyorsun işte, altıncı katın parmaklığından kız gözleriyle aşağı sarkıyor, sırtını dikleştirip göbeğini ileri itiyor ve gelmeyen adamı bekliyor, çatı katında nihayet seher ışığı beliriyor, belki gökyüzü de büyüktür, mavidir ama belki
Ama insanlar hep uzun vadeli planlar yaparlar ve bu uzun vadede de çok yakında bu diyardan göçüp gideceklerini bildikleri kişileri hayatlarına sokmaya değer bulmazlar... Ayrılık vakti gelen içinse, artık plan kurmak yoktur... Hedef yoktur... Amaç yoktur... Şu dünyanın bitmek tükenmek işleriyle boğuşma derdi yoktur... Belki sadece yakınlarına, varsa ailesine son olarak söylemesi gerekenler vardır. Ve kim bilir ne kadar zordur; o tüm söylenmesi gerekenleri unutmadan, hiçbir şey atlamadan bir araya getirmek... Dünyaya dair, hayata dair, tüm inandıklarına dair...
Reklam
Namuslu insanlar fakirken de iyi yaşıyorlar. — Hımm... orası öyle. Belki haklısın. Yalnız bir de şu var Liza: İnsana yalnız keder, acı batar da saadetimizi fark edemeyiz. Halbuki hakkıyla bakınca dünya nimetlerinden hepimizin nasibi olduğunu görürüz. Bir ailede her şey yolundaysa, kocan iyiyse, seni seviyor, üstüne toz kondurmuyor, bir an bile
Sayfa 103 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
“Öyle!.. Korkunçtu! Hani derler ya, insan ölmeden önce gözünün önünden bütün bir hayatı geçermiş. Benim gözümün önünden de Türkiye tarihi geçiyordu. ‘Bak, bakalım,’ diyorum kendi kendime, ‘Osmanlıda ‘insan’ sistemin merkezinde midir?’ Cevabım, ‘En azından son üç yüz yıldır, hayır! Belki de, padişahlar şiir yazmayı bıraktıktan sonra, hayır! Emrah
Deliler Boşandı.
Arisontopolis devlet radyosu, akşam yayınlarında şu haberi veriyordu: '' Allo allo...Sayın dinleyiciler! Şimdi aldığımız bir habere göre, şehrin en büyük akıl hastanesinden elli deli bugün kaçmayı başarmışlar ve şehre dağılmışlardır...Son dakika alınan haberden askeri kuvvetlerin de işbirliğiyle polisin bütün arama taramalarına rağmen akıl
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.