Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk Üç güvercin görsek Meksika geliyordu aklımıza Caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları Kadınların kocalarını aramasını seviyorduk Sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz Bilir bilmez geyikli gece yüzünden
‘’Kamu Türkler ant içti.Çin’e, eski Türk gönderinin dikileceği günler yaklaştı. Acun bize baş eğecek, Timuçin şimdi yeni bir ‘’yasa’’ koydu. Eski töreler canlandırıldı. Konuşmamızda, giyinmemizde, Tanrılarımızda bile Çinlilerden ayrılıyoruz. Eski Göktürk Hakanlığı ateş,su, gök, toprak tanrıları kırmızı,yeşil, mavi, beyaz, ak renkler ile diriliyor.’’
Reklam
Her yer puttu; üstelik bu putlar cahiliye Arabistandaki gibi taştan tahtadan değil, etten kemiktendi. İnsan kendisine dahi kendisi ile kavga etmeden teslim olmamalıyken, kimileri tereddüt etmeden birilerine kul köle oluyorlardı. Diplomayla belgeyle tezle evrakla resmi mühürle adam olunduğunu sanılıyordu… Birileri birilerine kim olması gerektiğini
Aşkın kırmızı, sadakatin beyaz, aldanmanın kara olmadığını gördüm sonunda ve dünyadaki düzenin aldatmaca olduğunu öğrendim. Kim diyor yeşil umudun rengidir diye? Nasılda uyduruyorlar! Her şey karanlık bir kıstırılmışlıktan ibaretken şehir beni nasıl avutsun!
Sayfa 108Kitabı okudu
Aşkım Kendin Ol Sadece Sen Bir beyaz kağıt gibi ol, ya da gökyüzünde, semada, arşında üstünde beyaz bir melek gibi ol. Hiç işlenmemiş bir günah gibi ol doğmamış bir insan gibi doğ bu acımasız dünyaya Doğ ki sen dünya için değil dünya senin için dönsün. Söylenmemiş bir yalan gibi ol düşmesin dilinden dökülmesin kalbine tek bir hece ya ateş kadar kırmızı ol yansın seninle kalbindeki gök kuşağı veya bir su ol bırak bulsun kendi yatağını. Öyle bir tövbe ol ki mabet diye kapansın melekler, açılsın arştan gönül kapısı ve öyle bir sevgi ol ki sevmek için sevilmeye muhtaç olma! Bir taş ol ki parmaklıklar kur içine müebbet ceza ver sevgiline... Öyle bir gözyaşı ol ki her damlası can olup cananı bulsun ona pınar olup onunla boğulsun. Öyle biri ol ki aşkım kendin olsun sadece sen.
Her yere yetişilir Hiçbir şeye geç kalınmaz ama Çocuğum beni bağışla Ahmet Abi sen de bağışla Boynu bükük duruyorsam eğer İçimden öyle geldiği için değil Ama hiç değil Ah güzel Ahmet abim benim İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda yüzen balığa Toprağını iten çiçeğe Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine Konyanın beyaz Antebin kırmızı düzlüğüne benzer Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir Denize benzer ki dalgalıdır bakışları Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
Reklam
Denizin dibindeki kumun beyaz veya kırmızı olduğunu sanmam ile ne renk olduğunu bilmemen arasında fark yoktur. Madem ki haksızlık başkalarına zarar vermektir, kimseye zarar vermeden nasıl haksız olunabilir?
Sayfa 124Kitabı okudu
"Normal zamanlarda her toplumda var olan isyankarlar yasalarla ve çevreleriyle kısaca sıradan sosyal sınırlarla kısıtlandırılmıştır. Bu nedenle fark edilemezler. Fakat bir kargaşa zamanı başlar başlamaz, bu sınırlar zayıflaşır ve isyanlar içgüdülerini ortaya çıkarmaya başlar. Daha sonra devrimin güvenilen lideri olur. Devrimin nedeni onun için çok da önemli değildir. Yaşamını kırmızı bayrak veya beyaz için veya hakkında çok şey bilmediği bir ülkenin özgürlüğü için vermeye hazırdır."
Aşk dediğiniz, 'dostluk', 'arzu', 'tutku' veya Tanrı bilir başka hangi ismi taşıyan beyaz veya siyah ya da altın sarısı veya pembemsi kablolardan ayırmak gereken kırmızı bir kablo değildir."
Hitler’in çalışma odası uzun dikdörtgen biçimindedir. İçeri giren kişi, ona otoriteyi, kanı, içgüdüleri çağrıştıran ve heyecanını artıran kırmızı bir halıyla karşılaşır, yürür, fakat ortaya geldiğinde bocalamaya başlar. Masa normalde olması gereken yerde, yani karşıda değildir ve oturacağı sandalyeye ulaşması için halının dışına çıkması gerekmektedir. Kararsız kalıp bir süre sonra kafasında soru işaretleri ile halıdan ayrılır ve alçak sandalyeye oturur. Karşısında, hemen kısa bir mesafede beyaz düz bir duvar vardır. Arkası ise büyük bir boşluktur ve arkasındaki pencereden gelen ışık arkasının sağlam olmadığını ona tüm görüşme boyunca hatırlatır (Hitler bu dönemde İstanbul’da Pera Palas’ta bombalı suikast düzenleyebilecek güçtedir). Hitler’in önü ise açık ve geniştir, arkasını ise duvara dayamıştır. Böyle bir durumda görüşmenin ipleri Hitler’in eline geçmiştir.
Reklam
Bir seminerimde “Peki boğalar niye kırmızı renge saldırıyor?” diye sormuşlardı. Maymunların dışında, araştırılan hayvanların hemen hemen hepsi siyah beyaz görmektedir, yani boğalar da renk körüdür. Kırmızıya değil kendilerine sallanan koyu renkli beze saldırırlar. Birinin çıkıp İspanyollar’a bu gerçeği anlatması gerekir. Belki de kanı, heyecanı ve enerjiyi anlatan o kırmızı bez arenadaki, ölüme mahkûm olan o zavallı boğaya değil de tribünlerde oturan, televizyonları başında ölümü, kanı isteyen binlerce manyağa sallanıyor. Matadorun ve etrafındaki yardımcıların, hatta atların üzerine serilen örtülerin bile kırmızı olması bununla ilgili bir ipucu olabilir mi? Birilerinin de çıkıp bize bunu anlatması gerekir.
Aşk dediğiniz," dostluk" , "arzu " , "tutku " , veya Tanrı bilir başka hangi ismi taşıyan beyaz veya siyah ya da altın sarısı veya pembesi kablolardan ayırmak gereken kırmızı bir kablo değildir.
Simurg bir masal kuşudur. Uzun boynunda beyaz bir halka bulunan, safran tüylü, güzel sesli, insana benzeyen kocaman bir kuş... Kuşların sultanıdır. Kaf Dağı'nın ardında yaşar. Efsaneye göre, kuşlar, sultanlarını bulmak üzere toplanıp yola çıkarlar bir gün... Yol uzun, yolculuk zorludur. ''Aşk Denizi''nden geçerler önce... ''Ayrılık Vadisi''nden uçarlar... ''Hırs Ovası''nı aşıp ''Kıskançlık Gölü''ne saparlar... Kuşların kimisi Aşk Denizi'ne dalar, kimi Ayrılık Vadisi'nde kopar sürüden... Kimi hırslanıp düşer ovaya, kimi kıskanıp batar göle... Yolculuk bittiğinde, Kaf Dağı'nın ardına sadece 30kuş varabilmiştir. Sultanları Simurg'u bulamazlar orada... Sonunda sırrı sözcükler çözer: Farsça ''si'', ''30'' demektir. ...murg'' ise ''kuş''... ''30 kuş'', anlar ki aradıkları sultan kendileridir. Ve gerçek yolculuk, kendine yapılan seyahattir.
Sayfa 113Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.