Bu kıtabı okumak zor oldu, çünkü hiç gitmedi ilerlemedi, arada bıraktım, devam ettim.
''Ağustos Işığı''nda toplumdaki diniy fanatizmi ve ahlak düşüşünün örneklerini görüyoruz, ama ana tema ırkçılık meselesidir bence.
Ana karakter Joe Christmas, beyaz gibi görünse de kendisini siyahi olarak görüyor ve kıtabın sonuna kadar doğumunun gizemi çözülmüyor. Yetim Joe, beyazlar için bir yetimhanede büyütülüyor, sonrasında"zenciler" için bir yetimhaneye atılıyor, Noel kendisine neden bu şekilde davranıldığını anlamaz ve herkese küser.
Hikaye boyunca kahramanımız kendini tanımlamaya çalışır ama beceremez. Kendini küçük düşürdüğü için "siyahlardan", kendilerini diğerlerinden üstün gördükleri ve hayvani davranışlardan dolayı "beyazlardan" nefret eder.
Ancak Joanna Burden adlı kadının evine sığındıktan sonra bir süre sakinleşir. Başkalarının gözünde bu kadın, çoğu kişinin aksine ırkçı değildir. Ancak mutluluğu uzun süremez, çünkü kadının bir nemfoman olduğu ortaya çıkıyor. Bu ilişkide madur olan Noel, depresif durumundan dolayı bir şekilde suça doğru ilerler.
Joe Christmas, toplumun ondan beklediği kişiye dönüşüyor - bir siyahi katil, insan kılığına girmiş bir canavar, çapkın, ateist, pişmanlık duymayan bir günahkar.
William Faulkner, bu kitabında Joe Christmas gibi insanların kötü, ahlaksız bir toplumun kolektif çalışmasının sonucu olduğunu göstermek istemiştir.