İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır.
Korku
Korkuyu ve bu korku yüzünden yaşanılan gerilimi iliklerinize kadar hissetmenizi sağlayacak, korkunun ne olduğunu anlatan değil yaşatan bir kitap. Psikolojik bir olgu hikaye ile insanlara nasıl hissettirilir bu kitap en güzel örneklerinden biridir.
Stefan Zweig öyle bir yazmış ki kitap boyunca yaşanan olayları sanki siz yaşıyorsunuz. Korkuya ve korkunun yaratmış olduğu bu gerilime dayanamadığınızdan kitabı bir solukta bitiriveriyorsunuz.
.
.
.
Her şey hayatının monotonluğundan sıkılmış olan Irene'nin avukat kocasını bir piyanist ile aldatması ile başlamaktadır. Yaşanılan bu olay Irene'nin hayatındaki monotonluğun yerini korku ve gerilim dolu günlere bırakacaktır.
Piyanist aşığı ile aşk yaşarken bir kadına yakalanır ve bu kadın tarafından tehdit edilmeye başlar. Yakalandığı kadın tarafından tehdit edilmesi üzerine kocasına yakalanacak olmanın verdiği huzursuzluk yüzünden hayatı alt üst olmuştur. Evinde bile sürekli tetikte olmak zorunda olan Irene tedirgin günler yaşar ve bu zaman geçtikçe katlanılamaz bir hal alır. İçinde yaşadığı bu huzursuzluğu dışa vuramayan Irene psikolojik olarak o kadar çökmüştür ki intihar etmeyi düşünmeye başlar.
.
.
.
İnsanın yaşadığı korku sonucu psikolojisinin ne kadar kötü duruma gelebileceği ve ne kadar sağlıksız kararlar alabileceğini bu kitapta çok güzel bir şekilde görmekteyiz.