Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kuş Kapanı ve Dönüşüm

Stefan Zweig

Kuş Kapanı ve Dönüşüm Hakkında

Kuş Kapanı ve Dönüşüm konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Bir itirafla başlayayım hikâyeme. Geçen yıl ağustosta Cadenabbia’daydım ve aynı otelde kaldım. Bunu sizi şaşırtacağından eminim, çünkü size tekrarlardan kaçınmaktan bahsettiğimi hatırlıyorum. Ama hikâyemi öğrenir öğrenmez neden bu kuralımı yıktığımı anlayacaksınız. Burası o zaman da şimdiki gibi ıssızdı. Milan’lı bir adam vardı, bütün gün balık tutuyor, ertesi sabah aynı balığı yakalamak için akşam olduğunda tuttuğu balığı yeniden göle bırakıyordu. Sessiz sakin, etyemez, varlıkları yoklukları belli olmayan iki İngiliz vardı. Bir de yakışıklı bir delikanlı ve yanında soluk tenli, güzel bir kız kalıyordu otelde. Kızın, karısı olup olmadığını merak etmiştim çünkü birbirlerine karşı çok sevgi dolu davranıyorlardı. ***** Beni bugün her şeyin gizemli bir şekilde çektiği gibi, uzaktan bir yerden müzik sesi ve çılgın sesler beni kendine çekmişti. Kendimi hayatın akışına bırakmak istiyordum. Kalabalığın içinde böyle sürüklenmenin sıra dışı bir büyüleyiciliği vardı. Heyecanlanan kütlenin içinde ben de heyecanlanıyordum; tüm duyularım toz, tütün, nefes ve terle karışmış bu ekşi sisin etkisiyle uyarılmıştı. Son zamanlara, düne kadar bana bayağı ve sıradan ve sonuç olarak da tiksindirici görünen her şey, kesinlikle uzak durmam için eğitildiğim her şey sanki ilk defa hayvani, dürtüsel ve sıradan güdülerle kendi akrabalarımın farkına varmışım gibi, arzularımın birincil hedefi haline gelmişti. Burada, şehrin varoşlarında, sıradan askerlerin, hizmetçi kızların ve serserilerin arasında kendimi tarif edilmez şekilde rahat hissediyordum. Bu yeni havayı sevinçle ciğerlerime çektim; kalabalığın içinde omuz omuza olmak mutluluk vericiydi ve tuhaf bir merak içinde bu sürüklenişin beni nereye götüreceğini öğrenmek için bekliyordum…
Çevirmen:
Derya Öztürk
Derya Öztürk
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 49 dk.Sayfa Sayısı: 64Basım Tarihi: Temmuz 2020İlk Yayın Tarihi: 1906Yayınevi: Maviçatı YayınlarıOrijinal Adı: Sommernovellette
ISBN: 9786052940761Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 66.2
Erkek% 33.8
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Stefan Zweig
Stefan ZweigYazar · 187 kitap
Babası varlıklı bir sanayici olan Stefan Zweig, küçük yaşlardan itibaren kültür ve edebiyat alanında eğitim görmeye başladı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Yunanca öğrendi. Viyana ve Berlin üniversitelerinde felsefe öğrenimi gördü. İlk şiirlerini lisedeyken, Hugo von Hofmannsthal'ın ve Rainer Maria Rilke'nin eserlerinin etkisiyle yazdı. 1901'den sonra Fransızca yazan Paul Verlaine ve Baudelaire'in şiirlerini Almanca'ya çevirdi. 1907-1909 yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan'ı gezdi, bunu, 1911'deki New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko'yu kapsayan Amerika yolculuğu izledi. 1914 yılında Belçika'ya Émile Verhaeren'in yanına gitti. I. Dünya Savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana'da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde memur olarak çalıştı. Savaştan sonra Avusturya'ya dönerek Salzburg'a yerleşti. 1920 yılında, Frederike Von Winternit ile evlendi. Stefan Zweig Salzburg'da yaklaşık 20 yıl yaşadı. Kapuzinerberg'in yamacındaki villasında geçirdiği yıllar, Zweig'ın en verimli yıllarıdır. Kapuziner yokuşu, 5 numaradaki villayı, Friderike ile evli olduğu yıllarda satın aldı. Salzburg'da geçirdiği yıllar Zweig'ı edebiyatta doruğa tırmandırdı, en güzel eserlerini, kente ve Salzach’a yukardan bakan iki katlı, ağaçlar arasına gizlenmiş villada yazdı. Kısa sürede ünlü insanlarla dostluk kurdu, onları sık sık Salzburg'da konuk etti. Romain Rolland, Thomas Mann, H.G. Wells, Hugo von Hofmannstahl, James Joyce, Franz Werfel, Paul Valery, Arthur Schnitzler, Ravel, Toscanini ve Richard Strauss, Zweig'in konuğu oldu. Salzburg'da geçen yıllarında Zweig, Avrupa'nın düşünsel birliği için ağırlığını koydu; makaleleriyle ve konferanslarıyla aşırılıklara karşı uyarılarda bulundu; diplomatik çevrelere, akıl ve sabır çağrısı yaptı. 1927'de Almanya'nın Münih şehrinde "Duygu Karmaşası", "Yıldızın Parladığı Anlar" ve "Tarihsel Baş Minyatür" adlı kitapları yayımlandı, yine 1927'nin 20 Şubat tarihinde "Rilke'ye Veda" başlıklı konuşmasını yaptı. 1928'de Leo Tolstoy'un 100. Doğum Yıldönümü Kutlamaları'na katılmak üzere, Sovyetler Birliği'ne gitti. 1933'de, Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Yahudi kökenli Zweig'ın eserleri de yer alıyordu. 1934'te Gestapo'nun villasını basıp, silah araması üzerine Zweig ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve İngiltere'ye, Londra'ya yerleşti. Ancak, kendini burada da rahat hissedemedi ve taşındı. Zweig, 1937'de ilk karısı Frederike'den ayrıldı ve bir yıl sonra Portekiz'e yanında Lotte Altman adında bir kadınla gitti. O sıralarda Avusturya, Alman Reich'ına katılmıştı ve Zweig da İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaat etti. 1939'da "Kalbin Sabırsızlığı" adlı romanı yayımlandı ve Zweig da, Portekiz seyahatine birlikte çıktığı Lotte Altman ile evlendi. 1940'ta İngiliz tabiiyetine girdi, II. Dünya Savaşı sırasında New York'a, Arjantin'e, Paraguay'a ve Brezilya'ya gitti. Zweig konferanslar için gittiği Brezilya'ya yerleşmeye karar verdi. Orada ünlü "Bir Satranç Öyküsü"nü kaleme aldı. Stefan Zweig, 1941'de Montaigne üzerine çalışmaya başladı ve "Dünün Dünyası - Avrupa Anıları" adlı otobiyografisini kaleme aldı. "Dünün Dünyası" kitabı, 1900’lerin başında gençliğini yaşamış bir yazarın yaşadığı dünyanın asla eskisi gibi olmayacağını farkettiğinde eski günlere düzdüğü bir övgüdür. Avrupa’nın içine düştüğü durumdan duyduğu üzüntü ve yaşamındaki düş kırıklıkları nedeniyle 22 Şubat 1942'de Rio de Janeiro'da, karısı Lotte ile birlikte intihar etti. Buna Hitler’in dünya düzenini kalıcı sanmasının verdiği karamsarlığın yanı sıra, kendi dünyasının asla bir daha varolmayacağı düşüncesi neden oldu. Üretken bir yazar olan Zweig, birçok konuda denemeler yaptı. Lirik şiirler yazdı, trajedi ve dram türünde sahne eserleri denedi, özellikle biyografi alanında önemli eserler ortaya koydu. Freud ve psikolojiye olan ilgisi onu bu alana yöneltti. Biyografi alanındaki çalışmaları, dönemin birçok ünlü kişisinin hayatlarını gözler önüne serdi. Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski; Kendi İçindeki Şeytanla Savaşanlar: Hölderlin, Kleist, Nietzsche; Romain Rolland; Marie Antoinette; Magellan, Stendhal, Erasmus, Fouche eserleri bu biyografilerden birkaçıdır.