Lou Andreas- Salomé' den okuduğum ilk eser Ruth...
Lou Andreas- Salomé her ne kadar magazinsel hayatıyla gündeme getirilmeye çalışılmış bir yazar olsa da bence o dönemin şartlarına göre klasik kadın tutumuna karşı çıkmasıyla, ilk kadın psikanalist olmasıyla gerek kalemiyle benim hayran kaldığım güçlü kadın yazarlardan biri oldu.
Kitabın konusu küçük yaşta annesini ve babasını kaybetmiş, amcasıyla yengesinin himayesinde büyüyen, duygularını dışa vuramayan, kendi hayal dünyasında yaşayan bir kız olan Ruth' un orta yaşlı, disiplinli, mesleğine kendini adamış bir öğretmen olan Erik ile ilişkisini anlatıyor. Tabii salt öğretmen öğrenci ilişkisiyle kitaba yaklaşmak yanlış olur. Bu ilişki üzerinden çeşitli bir sürü duygu durumu anlatılmış.
Salomé, psikanalizmini de katarak karakterlerin en derin hislerinin tahlillerini akıcı bir dille yapmış. Eğer bu tarz okumakta zorlanıyorsanız kitabın belli yerlerinde sıkılmanız gayet doğal. Ama kitabın sonuna geldiğinizde okumaya değer bir kitap olduğunu anlayacaksınız.
"Rastlantısal olarak değil, kasıtsız olarak değil, anın sarhoşluğuna kapılarak da değil. Aksine, bilerek ve isteyerek. Tüm duyularım ve düşüncelerimle karşımda görmek, kavramak istediğim, nüfuz etmek istediğim tek bir şey vardı: Örtülü duran bir geleceğe bakmak ve içini görmek istedim. Engelleyen ve bağlayan her şeyi göz ardı ederek. Her şeyi ardında bırakmış ve bir dilenci veya bir kral gibi duran biriymişçesine ellerimi mutluluğuma doğru uzatmak istedim."